Yazmıyorum tradutor Russo
147 parallel translation
Yazmıyorum, sevgilim.
Бэзил, ты составляешь меню?
Ben artık yazmıyorum.
Я не могу больше этого писать.
Reçeteyi ben yazmıyorum.
Я не пишу эту чушь, знаете ли.
Yıllardır yazmıyorum.
Давненько я не писал.
- Yazmıyorum.
- Я не пишу.
Ben skeç yazmıyorum.
Я не записываю шутки.
ve göründüğü gibi olmayan hileli şiirler yazmıyorum.
И я не пишу всякие стихи о вещах, в которых смысл вовсе не о том.
Sizi yazmıyorum ben.
Я не о вас пишу.
Bak, sana daha fazla reçete yazmıyorum... Evine gidebilirsin.
Слушайте, я вам больше не собираюсь выписывать никаких рецептов,... так что можете быть свободны.
Aylardır hiç yazmıyorum.
Месяц ничего не писала.
Neden diğer yazarlar gibi Starbucks'ta yazmıyorum?
Да уж, лучше, чем писать в кофейнях, как другие писатели.
Şiir yazmıyorum.
Нет, не стихи.
Schindler'in Listesi'ni yazmıyorum.
Я не пишу "Список Шиндлера".
Ben opera yazmıyorum, ama hayatım bir opera.
Я не пишу оперы, но по моей жизни можно их ставить.
'Neden bir mektup yazmıyorum? 'diye düşündü.
Почему бы мне не написать письмо?
Artık parça yazmıyorum, Tom.
Я не стряпаю песенки, Том.
Liste yazmıyorum ben.
Я не пишу список.
Kadife üzerine bu kelimeleri yazmıyorum Okuyacağın mürekkep
Любить друг друга нам не разрешено
Seni hala ne kadar sevdiğimi yazmıyorum Ve uykuya daldığımdaki tüm hıçkırıklarımı
Этому нас научат
Bu kelimeleri kadife üzerine yazmıyorum Okuyacağın bu mürekkep
Любить друг друга нам запрещено
Bu kelimeleri kadife üzerine yazmıyorum Okuyacağınız mürekkep
Мы можем любить друг друга так сильно, что расстанемся,
Bir aşk mektubu yazmıyorum
Невозможная любовь -
Bu kelimeleri kadife üzerine yazmıyorum
Это вечная любовь
Okuyacağınız mürekkep Askerlerin kanı olacak Seni hala ne kadar sevdiğimi yazmıyorum
Любить друг друга нам запрещено
Vaazı ben yazmıyorum, Tanrı yazıyor.
Я не сочиняю проповедь, это Бог сочиняет проповедь.
Yani kısaca bu yüzden sana yazmıyorum.
И это основная причина, по которой я не предпринимаю попыток познакомиться с тобой.
Öyle yazmıyorum.
Неужто МакНалти.
Sana vicodin yazmıyorum.
Я не выпишу тебе рецепт на викодин.
Bunları kafamda yazmıyorum ; öylece oluveriyorlar.
Я и вправду не планировал всего этого, оно происходит само собой.
Gerçek bir semptom olup olmadığını bilmediğimiz için yazmıyorum.
Я его не записываю, потому что мы не знаем, настоящий ли это симптом.
- Hatta artık hiç yazmıyorum.
- Я, вообще, теперь больше не пишу.
7 Ağustostan başlıyorum, şöyle yazmış :
Начало от 7 августа, он записал :
Kısa çocuk öyküleri yazıyorum, gerçi Grimm, Hans ve Lewis de yazmıştı.
Пишу короткие рассказы для детей, как это делали Гримм, Андерсон, Кэрролл.
Sözleri hatırlıyorum. Bunları yazmıştım.
Я запомнил слова.
Gerçekten, anlamıyor musun Çavuş ya da imalarda mı kim yazmış bunu, bir sonraki satıra hatırlamıyorum.
Я... я действительно не понимаю Вас, Сержант, или ваши инсинуации... Или кто бы ни написал это, Я не могу вспомнить следующую строчку.
Farklı bir dilde yazmıyorum.
Это по-английски.
Hiç anlamıyorum... - Kendi yorumlarına göre yazmış.
Он высказал свое мнение.
Ve bir gün, durup dururken, Jenny'den bir mektup geldi, Savannah'ya gelip, onu ziyaret edip, edemeyeceğimi yazmıştı, ben de bunu yapıyorum.
И однажды, в пасмурный день, я получил письмо от Дженни, в котором она спрашивала, не могу ли я приехать в Саванн и встретиться с ней.
Artık yazmıyorum.
я больше не пишу.
- Bişey yazmıyorum.
Нет, не печатаю. Ты уверен?
1859'larda yazmış olan Christabel LaMotte diye bir şairi araştırıyorum.
Была такая поэтесса в 1859 году.
Ne oldu, aslında babam bir şarkı yazmıştı 1958 de, ve bu biraz ünlü bir şarkıydı..... ve bende onun telif haklarıyla yaşıyorum. Michael Jacson'ı bilir misin?
мой отец написал песню в 1958, и это очень известная песня и в общем я живу на роялти с нее знаешь Майкла Джексона?
- Biri o kitapta, bakire [br ] olma konusunda [ br] yalan söylediğimi yazmış. - Çünkü süper jumbo kullanıyorum.
Тут написанно, что я уже не девственница, т.к. использую тампоны больших размеров.
Lisede ona bir not yazmıştım, Sadece "Senden Çok Hoşlanıyorum"
Однажды в школе я написал ей записку, где написал "Ты мне очень нравишься"
Tamam, bir şeyler yazmıştım ama kendi el yazımı okuyamıyorum.
Окей, в общем, я записала кое-что, но я в жизни не смогу прочесть собственный почерк.
- Öyle mi? - Yazmış mı? Hatırlıyorum, adı "Pöf" tü.
- Я помню только заглавие "Апчхи".
Her hafta bir eleme yapıyorum.. .. ve sizler neler yazmışsınız dikkatlice inceliyorum.
Я каждую неделю их рассматриваю и действительно тщательно анализирую, что вы пишете, ребята.
Askerlerin kanı olacak Seni hala ne kadar sevdiğimi yazmıyorum
Это - невозможная любовь,
Bir aşk mektubu yazmıyorum
Мы можем остаться, ничего не забывая
Yeterince iyi değildim. Bunu söylemekten utanıyorum ama lisedeyken senin için oyun yazmıştım.
- Мне неловко признаваться, но я написал для тебя пьесу ещё в школе.
Ve utanç verici olduğu kadar ayrıca, sanki, yazmış olduğum en iyi şeylerdi çünkü saf idealizmi içeren aşkımız anlatılan en büyük aşk hikayeleri gibi olacaktı. Ve onu yazıyorum.
И как бы это ни казалось унизительно, все они, пожалуй, лучшее, что я написал, потому что в них наивный идеализм, как будто история нашей любви не сравнится ни с какой иной.