Yazın tradutor Russo
10,689 parallel translation
Bay Berne, fosfatın kimyasal formülünü yazın lütfen.
Месье Бёрн. Напишите, пожалуйста, химическую формулу фосфата.
Her zamankinden daha iyi. İlk yazını tebrik ederim.
Да, лучше чем когда-либо, настолько, что поздравляю также с первой полосой.
El yazın kız yazısına benziyor.
У тебя девчачий почерк.
Aferin ve Öğleden sonraki baskıda yazının olacağını sanmıyorum, yani...
Хорошо, но я сомневаюсь, что будет вторая часть тиража
Onlar yazın fırın gibi olurlar.
Там летом как в духовке.
Bay Dunne, sosyete dergisinde geçmişteki birkaç cinayet davası yazınızı okudum.
Мистер Данн, я читал некоторые ваши прошлые репортажи о процессах по делам об убийстве в "Вэнити фэр".
Altı yıl önce yazın.
Шесть лет назад.
- Bakar mısınız, Bay Moon? Ne sebeptendir bilmem, burada piyano çalmam gerektiği yazıyor?
Извините, мистер Мун, тут почему-то написано, что я буду играть на пианино.
Biliyor musunuz, yaptığınız onca önemli işin payesini alamamak çok yazık doğrusu.
Знаете, очень жаль, что вам не отдают должное за ваши серьезные действия.
Adamın bakış açısından yazıldığı için bir bakıma onu anlıyor ve ona sempati duyuyorsunuz.
Поскольку все написано с его точки зрения... ты проникаешься к нему пониманием и сочувствием.
Dolar miktarını şuraya yazıverseniz örneğin?
( Абрамс ) Напишите тут сумму в долларах.
Yazım ve imlâ hataların var.
У тебя орфографические ошибки в именах!
- Evet, aslında... Çalışanların hepsi bilgisayar başında oturarak bir şeyler yazıp çiziyorlar.
Я знаю, сотрудники сидят там, печатают и выдают свое дерьмо.
Ne yazık ki, yanında oturan da bundan payını alıyor.
К сожалению, рядом сидел какой-то мужик.
O iki şey yazmış, kalkmış sınav kağıdı öğretmene verdikten sonra sınıftan çıkmış öğretmen bakmış şöyle yazıyormuş...
Он пишет всего два слова. Встаёт, протягивает свой лист учителю и выходит из аудитории. Учитель смотрит на лист, а там написано :
Servis isteyip istemediğimi sordu ve "Rahatsız etmeyin" yazısının kapıda olmadığını söyledi.
Обслуга спрашивает про уборку. Сказала, что... На двери нет таблички "Не беспокоить".
Bu adamların hepsi beste ve düzenleme yapıyor, şarkı yazıp melodiyi çalıyor.
Каждый из этих ребят создает, аранжирует и пишет свою песню, а потом их вместе играют
Yukarıdaki numaralar bugünün tarihi ama Avrupalıların yazdığı gibi ters yazıldığı için kısaltmaya baktığında mantıklı olarak bu uçuş değil muhtemelen bir apartman dairesi diye düşünürsün.
А это число сверху это сегодняшняя дата, просто записанная по-европейски, что имеет смысл, когда ты смотришь на буквы КВ и думаешь, что это не код вылета, а скорее квартира, типа апартаменты.
( merhaba Breaking Bad ) - Evet. Yok, doğru yazılmış, ister inanın ister inanmayın.
Как ни странно, всё правильно.
Bazıları hala yazıya dökmek için hassas konular bazıları da halkın zihninde çok yeni olup biten şeyler.
Некоторые из них слишком опасны для пересказа, когда подробности других слишком свежи в памяти публики.
Eve gidip kapanış savını yaz.
Иди домой, пиши заключительную речь.
Evet, Lawrence'ın yazıları arasında bulduk, harikaydılar.
Да, мы нашли старые дневники Лоренса, они просто изумительные.
Paranın üzerinde federal rezerv yazıyor.
Это дело теперь в федеральном ведении.
Şuraya yazıyorum bir karım olsaydı çeşit olsun diye üçünü de satın alırdım.
Послушайте... Будь у меня жена, я бы купил все три... для разнообразя.
Bunu bir çocuğun yazdığını düşünüyorum. Hem "adam" yanlış yazılmış hem de anne ve babadan bahsediyor, değil mi?
Я думаю, это написано ребёнком... потому что "мужчина" через "щ",
Diyelim ki yardıma ihtiyacın var ve bir mektup yazıyorsun.
Давайте предположим, что кому-то... нужна помощь, и он пишет письмо.
Burada, bir sabah çocukların sınıflarına gelmedikleri yazıyor.
Здесь написано, что дети не пришли на уроки... однажды утром во вторник.
Bundan daha azı için, Naz'a yazık olmasın.
Чем меньше сумма, тем хуже Назу.
Tek yaptığım yazım hatalarını düzeltmekti.
Мне оставалось только правописание проверить.
İkiniz bu yaz ne yapacaksınız?
Какие планы на лето?
- Adorno'daki "çırağının" yazısını okudum.
Я перечитал текст твоего протеже по Адорно.
Düzeltme yazılarını sana gönderirim.
Я пришлю вам исправленную работу.
Arada yazı yazarsın, ana makaleleri tekrar okursun.
Чтобы вы писали статьи.
- # Ne yazık ki, karanlıkta kalmışsın.
- ♪ Alas, you're benighted
- Ne kadar kullanacağın burada yazılı.
Тут написано, сколько.
Ne yazık ki hikayeni doğrulayacak arkadaşın yok.
Очень жаль, что нет никого, кто мог бы подтвердить твои слова.
Yarın sabah 7'de yazılı bir açıklama yapılacak.
Чарли организует пресс-релиз в 7 утра завтра.
Tek tanıkların Çinli olması ne yazık.
Как жаль, что все свидетели - китайцы.
Sınıflardan birinde 3-D yazıcılardan görmüştüm.
Я видела в классах 3D-принтеры.
Bekle. Katilin cinayet silahını yazıcıdan çıkardığını mı düşünüyorsun?
Подожди, думаешь, кто-то напечатал орудие убийства?
L.A. Times yazısını gördün mü?
Ты видел статью в Эл Эй Таймс?
Bakın sadece LAPD ile ilgili bir senaryo yazıyordum.
Послушайте, я просто писала сценарий о полиции Лос-Анджелеса.
Ve tabii ki artık yaz bittiği için sonbahar renklerinin geldiğini görmeye başlayacaksın.
Теперь, когда лето подошло к концу, начнут, разумеется, появляться осенние цвета.
Jon'un bana yazdığı son mektupta Duvar'ın kuzeyinde kaybolduğun yazıyordu.
В последнем письме Джон написал мне, что ты пропал за Стеной.
Senin kendi hayatın var. Ne yazık ki buradan epey uzakta.
У тебя - своя жизнь, к сожалению, далеко отсюда.
Ve bu da halkın mücadelesi esaslı yazılmış.
А это написано с позиций народной борьбы.
Onların hakkında yazılmış bir kitap var.
Множество книг написано о каждом из них.
Fotoğrafın altında takımdakilerin lakapları yazıyor.
Фото перечисляет прозвища членов команды.
Henüz kimse tutuklanmadı, fakat GCPD'den gelen raporlarda maskeli adamın Gotham'ın eski belediye başkanı Theo Galavan olduğu yazıyor.
Пока никого не задержали, но источники в закрытом сейчас департаменте полиции подтвердили, что человеком в маске был бывший мэр Готэма Тео Галаван.
Tavsiye mektubunu yazıp yazmadığını merak etmiştim.
Я просто хотела узнать, закончили ли вы писать то рекомендательное письмо.
Bakın. Of be, o sinir bozucu ezikleri karşılamak için burada olmayı çok isterdim ama ne yazık ki, Boyle'la birlikte tüm hafta gizli bir gözetlemede olacağız.
Я бы с удовольствием поприветсвовал здесь этих скучных лузеров, но, к сожалению, мы с Бойлом всю неделю будем в засаде.