Yazıyordu tradutor Russo
1,382 parallel translation
Gazetelerde bir kadının da karıştığı yazıyordu.
В новостях говорили, что с вами была женщина.
Sahte Sa Yin kılıcında ilginç şeyler yazıyordu.
На поддельном мече Са Юн была странная надпись.
Hayır, hayır, hayır, hayır. Expedia Rarotonga'ya giden büyük uçakta olacağım yazıyordu.
Нет-нет-нет, я спросила, и мне обещали большой самолёт до Раротонги.
Etrafında vızıldayan şarapnel parçalarına rağmen yazıyordu, çünkü bekleyemezdi.
Он работал под свистом пуль, потому что не мог ждать.
Diğer askerler gibi ayağa kalkıp koşması gerekirken orada durup ne yazıyordu?
Что не давало ему встать и убежать, как сделали бы другие?
Evelyn Hope adı, Bayan Upward'ın evinde bulduğum bir kitapta yazıyordu.
Ивлин Хоуп - это имя я нашел в книге, в доме мадам Апворд.
Yıllıkları, raporları, buzdolabımda onun telefonu da yazıyordu.
Дневник занятий, зачётка, номер мобильника... -... он у меня на холодильнике.
Çok büyük miktarlarda ilkel bakteri bulunduğunu yazıyordu.
Там обнаружили множество первобытных бактерий.
- Ama ilanda "Sony," "300 $" yazıyordu.
В рекламе сказано Сони и всего за 300.
Bir yerde yazıyordu.
Как-то так, я не знаю.
"Ölümüm hâlinde polise verilsin," yazıyordu.
"Передать в полицию в случае моей смерти".
Ama kutunun içinde bütün o ıvır zıvırın altında el yazması küçük bir not vardı üzerinde bir otelin adresi, tarih ve saat yazıyordu.
Но внутри коробочки под слоем конфетти, была маленькая записка, написанная от руки, с адресом отеля, датой и временем.
Ricky Martin'in banyoda poz verdiği People sayısında yazıyordu.
That's in the Ricky Martin People in the bathroom.
Dr. Harlan'ın son kitabında uzaylıların sondalarla hafızayı temizleyebildiği yazıyordu.
Последняя книга доктора Харлана была о том, что инопланетяне стирают память при помощи зондов.
Gazetede yazıyordu
Да, в газете писали. Ничего не слышала...
Evlilik teklifi ettiğimden biri, Eva haftada bir bana yazıyordu.
После моего предложения выйти замуж Ева писала мне раз в неделю.
Çocukla ilgileniyor mu diye doktoru görmeye gittim ama kapıdaki kağıtta ofisinin kapalı olduğu yazıyordu.
Я отправился поговорить с доктором, чтобы он присмотрел за ребёнком, но... там лишь бумага, на которой написано, что кабинет закрыт.
Bir dakika önce öyle yazıyordu vallahi.
Только сейчас прочитала, честное слово.
Pekâlâ, ne kadar doğru bilmiyorum ama internette okuduğum bir haberde çok uzun süredir seks yapmayan bir kadının vajinasının kapandığı yazıyordu.
Слушайте, за что купила, за то и продаю. Я читала, что у тетки, которая долго этим не занималась, всё обратно срослось.
Ne yazıyordu notta?
Что там сказано?
Birkaç şey daha yazıyordu ama onlar seni alakadar etmez.
Там есть и другие вещи, но это не ваше собачье дело.
The Rules isimli kitapta yazıyordu.
Есть даже одна старая книга об этом, называется "Правила".
- Gelen bir mektupta yazıyordu. İsimsiz başka bir mektup daha aldım kurbanınızı Elizabeth adında birine benzetmişti.
Я получил анонимное письмо, в котором вашу жертву сравнивали с кем-то по имени...
Ama o mektupta ne yazıyordu? - Siyah Yıldızçiçeği davasının nasıl hiç...
- Что-то о том, что дело о Чёрном Георгине никогда не было...
Mektupta öyle yazıyordu. Nasıl hiç çözülemediği ve şimdi onun gibi bir tane daha ortaya çıktığı, Kırmızı Yıldızçiçeği.
Что оно никогда не было раскрыто, а теперь будет ещё одно, о Красном Георгине.
Yolda, büyük kırmızı harflerle "kapalı" yazıyordu.
На дороге написано "Закрыто" большими красными буквами.
Orada öyle mi yazıyordu?
Прямо так и написано?
Ne yazıyordu?
Что там написано?
Adını yazıyordu tekrar ve tekrar tüm yazı şekillerinde...
Она писала свое имя... снова и снова... самыми разными шрифтами... только свое имя.
Dün gece Barney, saat 8'de yatağa girdim. Çünkü listede öyle yazıyordu ama uyuyamadım çünkü saat 8'di.
Знаешь Барни, вчера вечером я лёг спать в восемь, потому что это было в списке, и я не мог уснуть потому что... ну, было 8 вечера.
Mektupta yazıyordu.
Из письма.
Bu da mektupta yazıyordu.
Это тоже было в письме.
Anlaşmada yazıyordu.
Это есть в контракте.
Kitapta ne yazıyordu hatırladın m?
Помнишь, как в книге написано?
Çevre intihar komandosunun hikayesinde bekar olduğu yazıyordu.
В истории его болезни сказано, что наш тарзан-камикадзе холостой.
Notta, artık bitti yazıyordu.
Там было написано : "Всё кончено".
Senaryoda Flipper'ın iskelenin üstünden atlayıp silâhı aldığı ve sonra sola sağa manevralarla yüzdüğü yazıyordu.
Я получал сценарий где говорилось "Флиппер перепрыгивает через причал и подбирает оружие а затем плывет вниз слева направо."
Ne yazıyordu?
И что в нем?
"Mezarcı'dan kurtulmak" kitabını yazıyordu.
Мистер Вега работал над "Жизнью после Могильщика".
Ama mesajda "Alexis" yazıyordu. Acil durum diyordu.
Но в сообщении было написано Алексис и сказано что срочно.
"Tara" yazıyordu.
"Тара"
Tüm şakalar o şeyde yazıyordu. Hani o şey...
Все эти шутки были у него на этом, как его...
- Okuma ekranında yazıyordu.
- На телесуфлере.
Son Kral'ın Savaş Bakanına verdiğini gerçek Sa yin kılcının üstünde böyle bir yazı yazmıyordu.
Настоящий меч Са Юн, который предыдущий король передал министру военных дел не имел никакой надписи.
Ne yazıyordu?
Что в ней говорилось?
The Sunday Comet gazetesinde yazıyordu.
Это было в газете, в "Санди Комет".
İstedim ama yapamadım çünkü yazısını hazırlıyordu.
- Хотел, но не смог. Я же заказал ей статью.
Geçen yaz Nantucket'a gittik. Görmediğimi sanıyordu, internet pornosunda mastürbasyon yaparken yakaladım.
Прошлым летом мы ездили в Нантикет и я застукала его, он лазал по порносайтам.
Cep bilgisayarında 5 : 52 yazıyordu.
Trio сказал 5 : 52.
Babanız 1965 yazında benim için çalışıyordu.
Ваш отец работал у меня летом 1965 года.
Bir genç bayanla yazışıyordu ve soygunu planlıyordu.
Он вел переписку по электронной почте, планируя кражу, с одной барышней.