Yere düştü tradutor Russo
233 parallel translation
Burnu camadan içeri girdi. Tepsi yere düştü.
Его нос врезался в стекло, а поднос разлетелся повсюду.
- Yere düştü.
- Она упала.
Yere düştü ve horlaya horlaya uyudu.
Нашел Фрэнси? Где она?
- Ona şişeyle vurdum ve yere düştü.
Видишь, я не смогла обмануть тебя.
Sandalyeden aşağıya yuvarlandı ve yere düştü.
Он скатился со стула и упал на пол.
"Bir öfke çığlığıyla iki rahibe birbirlerinden uzaklaştı... "... ve tabut yere düştü.
" С воплем ярости обе монашки отскочили от гроба и он упал на землю.
İlk önce benimkisi yere düştü.
Мой первый упал.
Bir kurşun ıslık çalıp geçti, Ve yoldaşım yere düştü...
Вот пуля пролетела и товарищ мой упал...
Islık çalan bir mermi, ve yoldaşım yere düştü...
Вот пуля пролетела и товарищ мой упал...
Bir şekilde kız yere düştü ve başını yere çarptı. Tam o sırada Tom odaya girdi.
В общем, она упала и ударилась головой, и как раз тогда Том вошёл в номер.
Cebinden yere düştü.
Она просто выпала у тебя из кармана.
Bir anda yere düştü.
Тут по полу здорово дует.
Hayvan birdenbire ileri atılıp şaha kalktı, çocukcağız yere düştü.
Внезапно конь скакнул и встал на дыбы, а бедный парень слетел.
Biz de itfaiyeyi çağırmak zorunda kaldık ve nihayet geldiklerinde, bir itfaiyeci çatıya tırmandı ve kediyi eline aldı ama aşağıya inerken elinden kaydı ve kedi yere düştü.
Пришлось вызывать пожарных. Пожарник залез на крышу, схватил кота, а когда слезал, то поскользнулся, и кот... упал на землю.
La Motta sert bir yumruk attı. Sugar Ray 2. kez yere düştü.
Робинсон в нокауте, второй раз за всю свою карьеру.
Delilikten kaçmak için istedi kapıya uzanma, gücü ve kuvveti kalmadığından yere düştü ama.
Чтобы убежать от этого безумия, он достиг двери, Но упал вялый и безжизненный на пол.
Tabureden inerken kayıp, yere düştü.
Когда он слезал со стула, то поскользнулся и упал.
Sana diyeceğim o ki buraya yakına bir yere düştü. Olmaz, Johnny.
- Говорю же тебе, она упала туда?
Tam onun kutusunu atmak üzereydim ki pilleri yere düştü.
Я сoбиралаcь выбpocить кoрoбку, в кoтoрoй егo кyпила и из неё выпали батарейки.
Yere düştü.
Левая рука - "ненависть" - нокаутирована "любовью".
Ta ki kafasından vurulana kadar. O zaman yere düştü.
Правда, только до тех пор, пока парнишка не зафигачил... один снаряд ей в голову - вот тут эта гнида и рухнула.
Dev yere düştü.
И упали великие.
Humpy yere düştü.
Он сам споткнулся.
Eskiden dışarı çıktığımda, son dışarı çıktığımda... sokakta yürüyordum ve... adamın biri bardan dışarı fırladı... tam önüme düştü ve sırtına bıçak saplanmış... olarak yere düştü.
Раньше, когда я еще выходил из дома, в последнюю мою прогулку я шел по улице, и прямо передо мной из бара вылетел парень и упал на землю. И в спине у него торчал нож. Он приземлился на землю.
Ayağı kayıp yere düştü.
Он поскользнулся и вывалился из окна.
Dün gece ikimizden biri yere düştü.
Один из нас вчера шлепнулся!
Şu duvara fırlatıldı, ve yere düştü.
Его бросили на ту стену, и он упал там.
Büyük olay! - Lânet cesedi yere düştü!
Но это же было её тело!
Mary yine çığlık attı. Sonra Maxon yere düştü ve 8 dakika nöbet geçirdi.
Мэри снова закричала, тогда Максон упал на пол... и с ним случился припадок на 8 минут.
Abigail bugün yere düştü ve karnına bir iğne saplıydı.
Эбигейл Уильямс сегодня рухнула на пол с воткнутой в живот иглой!
- İmparator yere düştü.
- Императору плохо.
Yere düştü.
Они выпали.
Herhalde yere düştü.
Наверное где-то упала.
Anne, babam yere düştü.
Мама! Папа упал! Мама!
.. ve ben onu gevşetince, penisim yere düştü.
Когда я ее полностью открутил, у меня отвалился член.
Junuh topu yere bırakınca bütün Savannah'ın kalbi de yere düştü. Yere en hızlı çarpan kendisininkiydi.
Когда Джуну бил по этому мячу, было впечатление, что сердца жителей Саванны летели с ним, но его сердцу было больнее всех.
Parayı almak için gittim ve sabahlığı açılıp yere düştü.
Подошёл к ней за деньгами, и тут на ней распахнулся халат.
Yere düştü.
Она упала!
Şu ağaçların arkasına bir yere düştü.
Приземлился где-то там, среди деревьев.
Sadece yere düştü ve titremeye başladı.
Она просто упала и у неё начались судороги.
Yolculuğundan sonra bavullarını açarken yere bir şey düştü.
Я помогала ему распаковывать чемоданы после поездки, когда что-то упало на пол.
Yere yığıldı, kafasını çarptı ve güverteden aşağı düştü.
Он упал, ударился головой о стрингер и свалился за борт. Дело не хитрое.
- Yani trabzandan düştü ve kafasını yere mi çarptı?
Упала с балкона и прямо головой?
Keşfedilmemiş bir yere vardı belli ki ayağı kaydı ve 100 metreden yüksek bir yerden düştü.
Он забрёл на неисследованную территорию, видимо, поскользнулся на льду и упал с высоты более 100 метров.
Yakınımda bir yere bir göktaşı düştü.
... что даже не набьешь один крейсер. Датчики расставлены.
Ve yavaşça yere düştü. Dauthille yere düştü.
Прижимается с канатам и падает!
Buralara bir yere düştü...
Туда?
Ama Enkidu yere düştü, tanrılar tarafından devirildi.
Но..
Uçurumdan düştü ve yere çakılıp öldü.
Упала со скалы и разбилась насмерть.
- Yere mi düştü'suya mı?
- В "молоко" или в "яблочко"?
Çatal yere mi düştü?
Это та вилка, которая упала на пол?