English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ Z ] / Zart

Zart tradutor Russo

551 parallel translation
Birinde seni haşlayıp kızartırlar. Diğerinde testereyle keserler.
Быть съеденным или поджаренным - это самое безобидное... где людей пронзают пики.
Meşe zehri... Kızartıcı tür.
Сумах ядовитый, вызывающий зуд.
Tavuk. Sonra da onu kamp ateşinde kızartıyorlar.
И они жарят их на костре..
Harry için yüz kızartıcı olan bir şeyi de gömdüğünüzü farz edin.
Что, если вы раскопаете что-то неприятное для Гарри?
Çin bezelyesi, kızartılmış pirinç ve Çin ıstakozu.
Горох по-китайски, жареный рис и омаров по-кантонски.
Ekmek kızart, Madam Kelebek.
Приготовьте тосты, мадам Баттерфляй.
Tavada kızartılmayı bekleyen tavşanlarımız var buralarda.
Пухленьким крольчатам уже не терпится попасть на сковородку.
Üzgünüm, ama sahtekarlık... benim her zaman yüzümü kızartıyor.
Простите, всегда завожусь из-за нечестности.
Bu yüz kızartıcı durum bir çok evi ne yapacağı konusunda çaresiz bırakmış durumda.
Эти бесчестные поступки поставили многие Дома кланов в затруднительное положение.
İş aradım. Tüm bürolara, gümrük bürolarına, sağlık kuruluşlarına, postahanelere başvurdum. Ama yüz kızartıcı..... bir nedenle ihraç edildiğinde lağım bile temizletmiyorlar.
Я искал работу, обращался во все бюро,... в таможенную инспекцию, дворником - но раз тебя с позором уволили,..... то тебе не дадут даже выгребать сточные канавы.
Egsozuyla bahçede tavuk kızartır...
Его реактивный выхлоп гасит цыплят в гумне!
Kızartılmış sığır eti olmayan
Без сливок и компота.
O ekmek kızartıcısını nereden bulmuş?
Думаешь откуда он взял этот тостер? Этот старый алкаш?
Ve o eski şarabı? 40, 50 dolarlık ekmek kızartıcısı.
Сорока, пятидесяти долларовый тостер.
Bu iflasın nedeni oğlunun yüz kızartıcı hareketiydi.
Паника, сэр, вызванная недопустимым поведением вашего сына.
" Bir denizcinin yüzünü bile kızartır
И так вдруг будешь говорить, что даже грузчик покраснеет.
Yüz kızartıcı suçlar söz konusu demek.
- Страшное дело!
Ama Basini yüz kızartıcı davranışlarıyla bizi tahrik etti.
Но, Базини, своим недостойным поведением, вынудил нас к этому.
Öğrendiklerinde, soruşturma komisyonu olacak ve canlı olarak kızartılacaksın.
И когда они узнают, вас вызовут на слушания и сожрут вас заживо.
Zart zurt ediyor.
Говорит "наливай".
Biftek kızart. Bu kez et kullan.
Приготовь мне бифштекс и в этот раз побольше мяса.
Patatesi kızartıyorlar.
Жареная картошка.
Eğer önlem alınmazsa, yolcular artan kozmik ışınlar tarafından kızartılırlar.
Если не принять мер предосторожности, пассажиров сожжет этими космическими лучами.
Ben kızartılmış beyaz ekmek istiyorum, lütfen.
Я бы хотел немного поджаренного белого хлеба.
- Kızartılmış tavuk var mı?
- У вас есть жареная курица?
Bana dört kızartılmış tavukla bir kola getir.
Принесите мне 4 курицы и кока-колу.
Dört kızartılmış tavukla bir kola.
4 жареных курицы и колу.
Ve biraz kızartılmış beyaz ekmek, lütfen.
И немного поджаренного белого хлеба.
- Uzunu kızartılmış beyaz ekmek.
- Высокий хочет тосты из белого хлеба.
Öteki ise dört kızartılmış tavuk ve bir kola.
А другой - 4 целых зажаренные курицы и колу.
Bak, bu benim adamım, bu da benim lokantam... ve siz ikiniz, kuru kuruya kızartılmış beyaz ekmeğinizi... dört tavuk kızartmanızı... Matt "Gitar" Murphy'nizi... alamadan şu kapıdan çıkıp gideceksiniz!
Ну, вот что, это - мой муж и мой ресторан... а вы двое проваливайте отсюда... без своих белых тостов... и без своих четырех жареных кур... и без "гитары" Мэтта Мерфи!
İster haşlayın, ister kızartın!
Делай со мной, все что угодно.
Lawrence, yüz kızartıcı bir olay oldu.
Лоуренс, произошёл позорный случай.
Hafifçe yağda kızart ve eriştelerin üzerine koy. Bir tutam susam yağı ekle.
Слегка обжарьте, положите поверх лапши и добавьте кунжутного масла.
Hiç yüz kızartıcı bir suç işlediniz mi, Bay Cope?
Вы когда-нибудь совершали недостойный поступок, М-р Коуп?
- Size şu kadarını söyleyeyim geri zekalılar... bir daha beni arayıp böyle bir şey söylemeyin, yoksa... uçağa atladığım gibi gelip sizi kızartırım.
- Послушайте, тупые ублюдки, что я вам скажу. Еще один такой звонок, и я прилечу туда сам и угощу вас обоих паяльной лампой. Понятно?
Ama soğanla kızartılıyor.
Только там лук.
"Fry-her-toes ( parmaklarını kızart )"
"Поджарьте ей мыски."
Yumurtaları kesmek için testere alacağım. Onları yakana kadar kızartıyorsun, Bol.
Тут нужна ножовка, чтобы распилить эти яйца, ты их готовишь на кофейной гуще, Бол.
Örneğin, tavuklarını boğazlarsan pirinçlerini çalarsan ya da kulübelerini kızartırsan "Kusura bakmayın" dersin.
Вот когда ты режешь их кур, крадёшь рис, а потом поджигаешь их хижину, что надо говорить : "Извините, ребята"?
Oh, her şeyi var- - mikrodalga, bulaşık makinası, büyük ekran televizyon, piliç kızartıcı ve, oh, şu tavandakini gördün mü?
О, здесь есть все. Микроволновая печь, посудомойка, широкоэкранный ТВ, фритюрница. Видишь вон там, на крыше?
- Piliç kızartıcısı var mı?
У него есть фритюрница?
Şimdi güvenilir böcek kızartıcıyı açıyorum.
Я просто позову уничтожителя насекомых.
Okuldan eve bir mektup daha giderse... seni fırında kızartırız.
Хоть одно письмо из школы появитcя у нeго домa тeбe прямaя дорогa в пeчку, головой впeрёд.
Annem bizim için biberle sosis kızartıyor.
Mоя мaмa приготовилa нaм жaрeныe пeрчики и cоcиcки.
Bana bir daha o şeylerden birini atarsan, çocuk hayalarını kopartıp motor yağında kızartırım!
За мной. Можешь кидать в меня, чем захочешь, но я вырву твои потроха и сварю их в моторном масле!
Bütün gün hoparlörde Barry Manilow ve kızartıcı dağıtıyorduk.
Пережаренные тосты и Барри Манилов из динамиков... Она думала, здесь здорово.
Kızartın onu.
Убейте моего сына!
Ayrıca patateste kızartırsın
А кроме того, замечательная фритюрница.
Üçünden biri kıpırdarsa, kızart.
Хоть один рыпнется - поджарь их.
Bu yavru bir şehrin yarısını kızartır.
Полгорода можно поджарить такой игрушкой.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]