English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ Z ] / Zayıfım

Zayıfım tradutor Russo

886 parallel translation
Olmaz, en zayıfımız o.
Нет, она самая легкая.
Çok zayıfım, kulaklarım kepçe, dişlerim çarpık..... ve boynum da çok uzun.
Я слишком худая, и уши у меня торчат, и зубы кривые,.. ... и шея слишком длинная.
Zayıfım demek istemiyorum ama...
Не то, что я чувствую себя слабым, но...
Çok zayıfım artık.
Совсем я ослабел.
Bana musallat oluyorsun çünkü senden zayıfım.
Ты провоцируешь меня потому что знаешь, что я слабее тебя.
Zayıfım ama zorluk içinde değilim.
Я слаб, капитан, но могу держаться.
Doğru, ben zayıfım.
Да, я слаба.
Ama ben çok zayıfım.
Но я такая худая!
- Hayır, zayıfım.
- Нет, я слабая.
Çok zayıfım!
Нет, я слаба, слаба.
Derek, geri planda kalmış, zayıf olan, dönüşmenin onlara yardım edebileceği çocukları topluyordu bunu onlar için bir kurtuluş yolu olarak görüyordu.
Дерек вербует детей, которым обращение может помочь, у всех них есть слабости, и их всех задирают. Он видит для них в этом выход.
Anneleriniz, onlara evlatlarını veren ülkelerini korumak için çocuklarını gönderemeyecek kadar zayıf mıdırlar?
Или ваши матери настолько бессильны, что не могут послать сыновей... защищать землю давшую им жизнь?
İradesi zayıf bir adamım.
Я слабак.
Küçük, zayıf bir kızdım, ama elmas gibi dayanıklıydım.
Я была маленькой, тоненькой и твёрдой, как бриллиант.
Fakat kahramanımızın zincirinde bir tek zayıf halka vardı.
Но у нашего героя было слабое звено в цепи.
Zayıf noktası Pink Lady iğnesi sanırdım... ama Parmacheene Belle onu alt etti.
Попался на мокрую мушку, а я считал, что его слабость - сухая мушка.
Aniden kalabalığın içinden bir adam çıktı. Zayıf ve genç bir hanım evladı gibi giyinmiş.
Среди них выделялся один человек, щуплый, фатовато одетый.
- Şişman mı, zayıf mı?
- Он был толстый или худощавый?
Sadık köpeğim yaşlanıp zayıf düştü, artık avlanamaz oldu o benim canım aşkım.
Мой верный пес постарел и больше не мог участвовать в охоте которую так сильно любил.
Belki onu zayıf bir anında yakalarım.
Это будет нелегко, дорогой.
Her ne kadar zayıf olsam da tanrının yolunda gitmeye çalışacağım.
Хотя я слаба, я буду идти путем Бога.
Şüphesiz, Binbaşı Lawrence rapor verecek. Halkımı, halkımın ne kadar zayıf olduğunu ve onu Britanya'nın çıkarlarına uydurmak gerektiğini anlatacak.
Майору Лоуренсу, несомненно, есть что доложить о моём народе, его слабостях, и что их нужно сохранять в интересах Британии.
Hava akımı mükemmeldi ve sadece çok zayıf olanları vadide yer alıyordu, neredeyse hiç yoktu.
Воздушные потоки там, конечно, ну просто... несравненные. А вот в низинах экземпляры гортензии если и попадались, то выглядели весьма жалко.
Uzun bir yolculuktu. Bacaklarım çok zayıf.
Мы долго шли, а мои ноги слабоваты.
Ve yaşama şansımızı zayıf görüyorum.
Я сделал вывод, что наши шансы выжить сведены к минимуму.
Kabul etmek hoş değil fakat bizim tarafımız zayıf ve silahsız.
Неприятно признавать, но наше сопротивление слабо и безоружно.
Sam akşam boyunca çalışıp durdu. Eminim aklında benim zayıf noktalarım vardı
Сэм продолжал весь вечер меня доставать, пытаясь нажать на воображаемые слабые места.
Benim adamlarımı en zayıf noktalarından mı vuracaksın?
Так вот что ты задумал, Мадд? Бить моих людей по слабым местам?
Kaptan, bu uçak öncü ışınımızı kaldıramayacak kadar zayıf olabilir.
Капитан, такой самолет может быть слишком хрупким,
Nerede olursak olalım iyi dileklerimiz her dakika seninle olacak ta ki sen mutlu ve yeniden zayıf olana dek. Tatlı minik oğlun ya da kızın kollarında mışıl mışıl uyuyana dek.
Где бы мы ни были, мысленно мы всегда будем с вами каждую минуту особенно в те счастливые мгновения, когда твой дорогой мальчик или девочка будет сладко спать у тебя на руках.
Milli ekonomimiz, hatta ulusal varlığımızı korumamız ticari bağlamda küçük ve zayıf ekonomik birimlerin daha büyük ve daha güçlü desteklerle birleşmesine dayanan konsolidasyonlara bağlıdır.
Наша национальная экономика и ее выживание зависит от объединения путем слияния более мелких и слабых экономических единиц с более крупными и сильными столпами нашей коммерческой среды.
Dış tarafta bastığı tuşlar, kağıda daha zayıf yansımış.
Отпечатки внешних клавиш более слабые.
Bu inanılmaz! Omlar tarafından bu kadar kolaylıkla öldürülecek kadar zayıf mıyız?
Эти жалкие Оммы могут убить нас... с такой легкостью?
Buraya biraz zayıf kız koyalım.
Надо бы вам поменьше есть.
Yeni fikirleri, zayıf noktaları araştırırım.
Моя задача - искать утечки, новые идеи.
Razı olduğunuzu sanmıştım. Hepimizin zayıf anları olur.
Это был бы фильм против меня или против метода, или идеи?
Bir kaç yıl önce zayıf noktalarım vardı.
У меня были слабые места несколько лет назад.
Sonumuz geldi sanmıştım. Güç zayıf bilinçlere karşı çok etkilidir.
Сила может оказывать сильное влияние на слабые умы.
Tekniğinin benimkinden zayıf olduğunun farkında mısın?
Ты же знаешь... твоему "Змеиному кулаку" никогда не победить мой "Орлиный коготь".
Bu oda da kaldığım her dakika, daha da zayıf düşüyorum.
Я слабею с каждой минутой, проведенной в этой конуре.
Goto Adalarında yaşadığımızdan beri zayıf bir kalbi var. İwao da her zaman ona dert olmuştu.
У неё слабое сердце, ещё с тех пор как мы жили на островах Гото, а она всегда так переживала из-за Ивао.
Jonathan, bunu gerçekten söylemek zorundayım bir kadının, karının zayıf yüreğinden geldiğini düşünsen bile.
Джонатан, я должна тебе сказать чтобы ты не думал, это исходит из слабого и беззащитного сердца твоей жены.
Kozlarımız çok zayıf.
Боюсь у нас в руках слишком слабые карты, капитан.
Sadece biraz zayıf kaldım, hepsi o kadar.
Я всего лишь немного похудел, вот и всё.
Ben ve büyük oğlum katıldığımızda, sen saçmaladın, zayıf biri oldun.
Там, где мы с моим старшим сыном закончили учебу, вас выгнали бы ко всем чертям собачьим и вы стали бы нулями в море.
Çok zayıfım.
Я так слаба...
Ona, seni zayıf aptal, bir ilişkim olsa dahi... bunun kitaplarımı yakmanla ne ilgisi var. " dedim.
- Ничего. Я ему толкую : " Недоумок, даже если бы я и загуляла с кем-нибудь, так какой толк в том, чтобы жечь книжки?
* Henüz fırtına yok ama gökkürültülerini duyuyorum * zayıf kaldığım bir anda neden merak ettiğimi * düşünerek nefessiz kalıyorum sonra yeniden iyi oluyorum
* Нет никакого шторма, но я слышу гром * И почему я не могу дышать * Слабею в один момент, а в следующий воспрядаю
Metal yorulması var, kablolama da bizim ihtiyaçlarımız için zayıf ve bu semt de sanki polisten arındırılmış bölge gibi.
Там усталость металла во всех имеющих нагрузку частях. Телеграфирование является нестандартным. Это не отвечает нашим потребностям.
Böyle bir kudret ile beslenememeleri için bu zayıf halkaları tek tek tespit etmen lazım.
Глядя на этих хрупких существ, трудно представить, что они обладают такой силой.
Umarım zayıf İngilizcem kulaklarınızı çok rahatsız etmez.
Я надеюсь, мой плохой английский не будет неприятен... для ваших ушей.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]