English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ Z ] / Zekâsı

Zekâsı tradutor Russo

164 parallel translation
Buna Amerikan zekâsı derler.
Это называется "американское ноу-хау".
Yaptığı kahramanlıklar zekâsını arttırdı, o da artan zekâsıyla kahramanlıklarını yazdı, bu sayede ünü yaşıyor hâlâ.
Был вскормлен ум всей доблестью его, а доблести умом запечатлел он.
Ben onun zekâsına güveniyorum.
Я поверил в его ум.
Yine de, onun zekâsına ve karakterine hayranlık duyuyor.
Он увлечен своим умом, своим характером.
Hobisi resim yapmak, ve altı yaşındaki bir çocuğun zekâsına sahip.
Рисует. Теперь у него ум 6-го ребёнка.
Hâlâ çocuk zekâsına sahip fakat elleri... Elleri bir yetişkinin ustalığında.
У него ум ребёнка, но его руки... его руки вполне взрослые.
Kızınızın keskin bir zekâsı var.
У вашей дочери быстрый и острый язычок.
- Ama inan, eğer zekâsına saygı duyduğum, ruhu benim ruhumun eşi olan ve beni deli edecek şehvetli bir tutku için duyduğum açIığın aynısını duyan bir erkeğe aşık olmazsam, hayatım boşa geçmiş olacak. Evet, para.
Ну хорошо, деньги.
Erkeksi zekâsına.
Такой сильный мужской ум.
Bu doğruluk, insan zekâsının kesin bir zaferiydi.
Такая точность была триумфом человеческого ума.
Karşı çıkarkenki zekâsını takdir ettim.
Я преклоняюсь перед его умом, находчивостью.
Büyüdükleri kadar da zekâları da gelişiyordu ve onların zekâsı beni bayağı hayrete düşürdü.
я тоже стал расти, особенно умственно, и € был поражен, какими разумными они были.
Bu tarz duyurular zekâsını gösteriyorsa eğer, bir işi olduğu için çok şanslı.
Если в этих примечательных объявлениях которые он делает хоть сколько-то следа интеллекта, ему повезло что у него вообще есть работа.
Gertrude Stein'ın bilgeliğine, Cathy Guisewite'ın zekâsına, Nina Totenberg'ün kararlılığına ve Elizabeth Cady Stanton'ın sağ duyusuna sahip olacak.
у нее будет мудрость Гертруды Стайн, остроумие Кэйти Гайзуайт, воля Нины Тотенберг и здравый смысл Элизабет Кэди Стэнтон.
Tam anlamıyla Cooper veya Lancaster'a benzeyen birini al ama kurnaz bir zekâsı olsun. Ve karşına romantik filmlerin müthiş başrol oyuncusu çıksın. Bu açıdan Cary Grant'e daha yakın.
Презентабельная внешность типа Купера или Ланкастера... в сочетании с ловким умом... сделала его романтическим героем... похожим, в этом отношении, на Кэри Гранта.
O muazzam zekâsından yararlanabilirdik.
Мы могли бы исследовать этот великий ум.
Tüm gemilerin kontrolünü bizimkinin yapay zekâsına ver.
Подключите другие корабли к нашей системе управления.
Bir çeşit makineye iliştirilmiş bir yapay zekâsın.
Вы искусственный интеллект, встроенный в некую машину.
Sen o yapay zekâsın.
Вы искусственный интеллект.
Klâsik müzik dinlemek çocuğun zekâsını arttırıyormuş.
Я прочитала в журнале, что классическая музыка делает детей умнее.
Çünkü zekâsıyla ve çalışkanlığıyla bir yerlere gelmiş herkese tepeden bakar.
Она... смотрит сверху вниз на любого, у кого есть мозги и кто работает.
Bu hanımın kendi zekâsına sahip biri olduğuna inanıyorum.
Я восхищаюсь девушкой, у которой есть собственное мнение!
Şimdi bunu yapabileceğinize inanmıyorsanız, en dipteki yaşam formu olmaya dayanamayacaksanız zekâsıyla ayakta duran, hayırı cevap olarak kabul eden biri değilseniz, hemen gitmenizi öneririm.
Теперь, если вы не уверены, что можете сделать это, если вы не думаете, что можете стать самой низкой формой жизни, тем, кто живет своим умом, тем, кто не принимает "нет" в качестве ответа, тогда я предлагаю вам уйти.
Çocuğun terbiyeli bir suç zekâsı var.
у парня был славный преступный умысел.
Senin için Michael'ın zekâsı...
- Ни за что. Ну и ладно. У Майкла попрошу.
Zekâsını Binet-Simon testine tâbi tuttuk.
Мы проверили его умственные способности по тесту Бенасимона.
Rakip, eninde sonunda şüphe uyandırıp sorgulandığında... kurbanın yatırımı, dolayısıyla zekâsı da sorgulanmış olur.
И наконец, когда жертва начинает сомневаться, что соперник ей равен, на самом деле она сомневается в своих собственных способностях.
Rakip, eninde sonunda şüphe uyandırıp sorgulandığında.... kurbanın yatırımı, dolayısıyla zekâsı da sorgulanmış olur..
Жертва всегда сомневается в сопернике. На самом деле она сомневается в себе, в своих возможностях, но в этом не признается.
Bu, Alman çoban köpeğinin gelişmiş zekâsına bir tanıklıktır.
... что свидетельствует о высокой разумности немецких овчарок.
Ne yazık ki, zekâsını kocamdan almış.
К сожалению, он унаследовал свой характер... от моего мужа.
Zaman onun zekâsını kanıtladı.
Время доказало его мудрость.
Petrol tükendiğinde, insan zekâsının alternatif beslenme ve yakıt kaynakları bulacağına inanıyorum.
Я считаю, что когда нефть исчерпается, гениальность человечества изобретет альтернативные источники питания и топлива.
İnsanların pratik zekâsını görmezden gelmiyorum.
Я не забываю о находчивости человека.
Oğlum, çocuk zekâsına sahip, dedektif.
У моего сына разум ребенка, детектив.
Bir kadının belli bir üstünlüğü varsa örneğin, derin bir zekâsı, bunun derin bir sır olarak kalması en iyisidir.
Если женщина обладает особенным превосходством, например, глубоким умом, она должна держать это в глубокой тайне.
Aslında birinin zekâsına birinin de yüreğine ihtiyacım vardı.
Точнее, мне нужен был парень с мозгами одного и с сердцем другого.
Tabi annenden de zekâsını almışsın.
Ну, и смекалку от мамы, разумеется.
Zekâsı.
Его ум.
Zekâsınna yaraşır bir tabut olacak. Lelouch buna sevinir mi bilmiyorum.
Лелуш будет рад такому.
Onu ilgilendiren şey onun zekâsını kabul etmem.
Его интересует, чтобы я признал его интеллект. Этого должно быть достаточно.
İşte ticaret zekâsına sahip bir insanla normal bir insanın farkı.
Видишь, в этом разница между обычным человеком и человеком с бизнес мышлением.
Bence bu tabiri aklından çıkarma. "Ticaret zekâsı."
Это будет полезно запомнить тебе, "Бизнес мышление".
Zekâsına hakaret ettiğimizi düşünüyor.
Он думает, что мы его обманываем.
- İşadamı zekâsı var bu kızda!
- У нее мозги бизнесмена!
Girişimci zekâsı ve buluşlarla, finansal açıdan özgürlük kazanmak değil miydi?
Финансовая независимость путем блестящей иновационной предпринимательской деятельности?
Zihinsel zekâsını kullanıp, hipnoz ve telkin uygulayan kimse.
Некто, кто использует остроту ума, гипноз и / или внушение.
Zihinsel zekâsını kullanıp, hipnoz ve telkin uygulayan kimse.
Тот, кто применяет остроту ума, гипноз или внушение.
Pek de hazır cevap... Zekâsını benden almış.
Острота - это от меня.
Bu da Ed'in zekâsının bir ürünü.
Видите, еще один пример таланта Эда.
Yetenekleri ve zekâsı ile onu aşağılayan herkesi yok edebileceğini düşündü.
Он воображает, что его таланты восторжествуют и что он может уничтожить тех, кто его оскорбляет.
- Yani bu bire-bir kopyan mı? Benim daha taşaklı olmam lazım,... bu yüzden, zekâsından biraz kıstım. Birazcık avanak yaptım.
- Он ведь не совсем твоя копия?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]