English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ Z ] / Zorundadırlar

Zorundadırlar tradutor Russo

63 parallel translation
İş dünyasında çok az insan birbirini sever. ama işlerin yürümesi için beraber olmak zorundadırlar.
В мире бизнеса никто не кому не нравится, но надо как-то ладить, иначе никакое дело у них не выгорит.
Havyar dökmek için doğdukları dereye dönmek zorundadırlar.
Он идет на нерест в тот водоем, где появился на свет.
Bu seçilmiş olanlar kendilerini çırılçıplak sunmak zorundadırlar.
Они специально отобраны, и должны предстать совершенно голыми.
Tatlım, eller birilerine ait olmak zorundadırlar.
Но, детка, руки кому-то принадлежали.
Çalışanlarımız dakik olmak zorundadırlar.
Наши работники должны быть очень пунктуальны.
Kadınlar birlikte oldukları erkeğin işini sevmek zorundadırlar.
Женщине должна нравится работа мужчины.
Tıp öğrencileri bazen ameliyatları izlemek zorundadırlar.
Если ты хочешь стать врачом, тебе придется присутствовать на операциях.
Bütün Kardasyanlar kimlik bürosuna birşeyler bırakmak zorundadırlar.
Все кардассианцы обязаны предоставить один моляр Бюро Идентификации.
Geçitlere güvenmek zorundadırlar.
Они вынуждены опираться на ворота перехода.
Düşünmek, aldıkları emirlerin ahlaki geçerliliğini irdelemek zorundadırlar.
Они должны думать! Они должны решать, морален приказ или нет.
"Unutmayalım ki, filozoflar ve krallar, hatta ve hatta, hanımefendiler bile, büyük aptes yapmak zorundadırlar".
"Давайте не будем забывать, что короли, философы и даже дамы испражняются".
Ve size ağrınızı göstermek zorundadırlar...
Потом они должны показать, где именно болит...
Melekler insan olmak için kanatlarını kesmek zorundadırlar.
Ѕольно же. јнгелу, чтобь стать смертньм, нужно срезать крьль €.
Demek istediğim ; yakası ilikliler ve kravatlılar.. .. onlar beyinlerini kullanmak zorundadırlar.
Были парни в воротничках и галстуках им приходилось шевелить мозгами.
Farkına varırsınız ki bütün öğrenciler... en yüksek standartlara ulaşmak zorundadırlar, sadece balede değil fakat sıradan akademik işlerinde de.
Понимаете ли вы, что все школьнки... должны добиваться наивысших стандартов, не только в балете, но и в обычной академической работе?
Erkek olma şansını yakalayanlar bunu denemek zorundadırlar.
И которьiй хочет, чтобьi ему дали шанс стать тем мужчиной, которьiм он мечтает бьiть.
Lokanta işine girersiniz çünkü insanlar her zaman yemek zorundadırlar.
Ресторанный бизнес хорош тем, что люди должны есть.
Cipsler doğru yolda olmak zorundadırlar, değil mi?
Тосты должны правильно поджариваться.
Öyle olmak zorundadırlar.
Но им это необходимо.
Filmi seyrederken kaybettikleri... zamanı telafi etmek zorundadırlar.
Просто им приходится компенсировать время, затраченное на просмотр фильма.
Afrika orman filleri yiyecek ararken uzun mesafeler kat eder. Ama hayatta kalmak için ormanın karanlığından çıkmak zorundadırlar.
В поисках пищи африканские лесные слоны проходят большие расстояния, и им нередко приходится выходить из лесной чащи.
Zayıf noktaları bu, yani savaşta düşmanlarıyla yüz yüze gelmek zorundadırlar.
Это и есть их слабое место, а значит... В бою им приходится смотреть врагам в лицо. Разве не прекрасно?
İnsanlar dinlemek zorundadırlar, böylece öğrenirler.
Людям нужна информация, чтоб учиться...
Yani kiralarını nakit ödemek zorundadırlar. iştahınız yok mu?
Так что квартирную плату они вносят наличными.
Katolik kadınlar kiliseye girdiklerinde başlarını kapatmak zorundadırlar.
Католические женщины и девочки должны покрывать головы, когда входят в церковь.
Kördürler. Sindirim sistemleri yoktur. Esaret altında yaşamak zorundadırlar.
Тутовые шелкопряды 7-8 см в длину.
Medikal dolandırıcılar, pezevenkler, uyuşturucu satıcıları gibidirler. Bölgelerini hep korumak zorundadırlar.
Лохотронщики от медицины, как и сутенеры, барыги, или дикие шакалы, вынуждены защищать свою территорию.
Eğer telefon numaraları olmadan bir randevu kaparsan gelmek zorundadırlar.
если ты назначаешь дату без телефонных номеров, они обязаны прийти.
İyi. İyi. Bizi Tanrı gibi görmek zorundadırlar.
онаЕ в норме все нормально им необходимо считать нас богами иначе мы станем такими же как все :
Ama süper kahramanlar bazı şeylerin daha iyi olması için kendilerini feda etmek zorundadırlar.
Но супергерои знают, что иногда требуется принести себя в жертву для общего блага!
Sürüngenler ve amfibiler, harekete geçmeden önce vücut ısılarını yükseltmek zorundadırlar.
Рептилии и амфибии должны согреть свои тела прежде, чем снова начнут активно действовать.
Sert olmak zorundadırlar.
Им нужно быть сильными.
Bu yaratıklar her ortaya çıktığında kendilerini yenilemek için bir insanın canını almak zorundadırlar.
Эти существа должны забрать одну человеческую жизнь каждый раз,..
Timsah'ın sürtükleri korunmak zorundadırlar!
Сучки Гатора должны пользоваться гандонами..
Onlar da eğer yaralı bir hayvan yavrusu falan görürlerse, onu kurtaramazlar,... filme çekmeye devam etmeli ve onu ölüme terk etmek zorundadırlar.
В них тоже, когда видят какого-нибудь раненого детеныша, не могут его вот так просто спасти, а просто продолжают снимать, позволяя ему умереть.
Çünkü, daha önemli şeyleri düşünmek zorundadırlar.
Очевидно, у них есть более важные проблемы.
Uyumak zorundadırlar, uyumaları önemlidir aksi durumda ertesi gün bok gibi olurlar.
Им нужно спать, необходимо чтобы они спали, иначе на следующий день они будут как амёбы.
Çünkü bindikleri "sopayı" kontrol etmek zorundadırlar.
- Чтобы с метлы не соскальзывать.
Dört : Mahkûmlar sadece onlarla konuşulunca konuşmak zorundadırlar.
Четвертое правило Заключенный должен говорить только когда к нему обращаются
Ama yine de hapishanede bile bazı dışlanmış mahkûmlar vardır. Bu mahkûmlar kendi güvenlikleri açısından diğerlerinden ayrı tutulmak zorundadırlar.
Однако, некоторые остаются изгоями, даже в тюрьме... их приходится содержать отдельно для их же безопасности.
Uzay uçuşlarına başlamadan önce bütün pilotlar son bir fiziksel teste tabi tutulmak zorundadırlar.
До того, как начать полеты в космос, все пилоты должны пройти заключительный медосмотр.
Bazen çocuklar ebeveynlerinin yapmadığı şeyleri yapmak zorundadırlar.
Иногда дети должны делать то, чего их родетели не делают.
Beslenmek için suyun derinliklerine inmek zorundadırlar.
Им нужно рискнуть поплыть в глубокие воды, чтобы прокормиться.
Birini iş yapsın diye tutarsın ona seve seve ödeme yapacağını söylersin onlar da yapacağım der ve yapmak zorundadırlar.
Ты нанимаешь кого-то сделать что-то, и ты говоришь им, что готов заплатить они говорят, что сделают, так тогда они обязаны это сделать.
Güzel bir kıza aşık olur, hasmı onu öldürmeye çalışır ama beceremez çünkü yeni bir bölüm çekmek zorundadırlar.
Он влюблен в симпатичную девушку, которую его противник пытается убить но в итоге не убивает, потому что им нужно снять продолжение.
- Bak, senin ve benim gibi insanlar elde etmek istedikleri her şey için savaşmak zorundadırlar.
Послушай, такие люди, как мы, должны сражаться за все... за каждую чертову мелочь.
Kendi yollarını bulmak zorundadırlar.
Они должны найти свой путь.
Ve aynı sorunla karşılaşırlar. Bu zor karbon bağlarını parçalamak zorundadırlar.
И перед жирафами встает аналогичная проблема расщепления углеродных связей.
Bütün bu görünenler kendi kendine yetişmek zorundadır ve görünmezliğin krallığına uzanırlar.
Всё, что мы видим... должно расти и развиваться, и, расширяясь, становиться невидимым.
sadece orada olmak zorundadırlar. - Olmak zorundadırlar mı?
Лежать рядом?
... erkekler... yakışıklı görünmek zorundadırlar.
Будь то зверь или человек, мужчина должен... выглядеть привлекательно.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]