Çalın tradutor Russo
55,261 parallel translation
Konuklarımızın çalınan aracısını kurtarmak için Seattle Kolonisinde ki direnişi kırmak için kullanılan gözetleme protokolünün aynısını uygulamaya başladık.
Мы приступили к выполнению того же протокола наблюдения, что использовала Колония Сиэтл, чтобы подавить там волнения и вернуть украденный аппарат Хозяев.
Çalıntı arabaların parçalandığı bir yere satmıştı.
- И продала её на разборку.
Birlikte çalıştığımız süre boyunca ikinizin de harika işler başardığınızı söyledim ama size operasyon sırasında söylediğim gibi gizlilikle ilgili bazı sorunlar olduğunu belirtmek zorunda kaldım.
Я сказал, что вы оба сделали много важных дел, совместно. Но мне пришлось указать, что были определённые упущения касательно ваших прикрытий, о которых я вам говорил во время операций.
Stres altında olduğunu biliyorum ve bir kısmım, bıraktığın için seviniyor ama çalıştığın bölümün senin gibi yanlış bir şey oldu mu karşı gelmekten ve direnmekten korkmayan birine ihtiyacı olduğunu düşünmeden edemiyorum.
И я знаю, что ты испытываешь стресс, и часть меня действительно рада, что ты уходишь, но... с другой, мне кажется, что твоему департаменту нужен человек вроде тебя, который не боится бороться и вставать, когда что-то не так.
Başına gelen o şeyler, basitçe zihninin bu 12 yılı hatırlamaya çalışmasının fiziksel tezahürleridir.
То, что ты чувствуешь, - это физическое выражение твоего разума, пытающегося вспомнить прошедшие 12 лет.
Orada neler yaptığını gördükten sonra, O adamların sana yapmaya çalıştıklarını gördükten sonra.
Не после того, как я увидел, на что ты способен, и как я увидел, что они пытались с тобой сделать.
Peki ya çılgınlığın, bazı ofislerde 50 yıl boyunca haftada 50 saat çalıştıktan sonra seni ölümün dakikada bir tuvalete gitme ihtiyacının aşağılamasından önce bulmasını umarak bir emeklilik köyüne sepetlemeleri olduğunu söyleseydim,
Что, если я скажу тебе, что безумие - это работать 50 часов в неделю в каком-то офисе в течение 50 лет, и в конце услышать "отвали" и оказаться в доме престарелых, надеясь умереть прежде, чем начать испытывать унижение от того, что не успеваешь добраться до туалета?
İnternette yoganın rahatlattığını okudum ve yoga yapmaya çalıştım ama çok kötü sakatlandım. Şimdi kendimi iyileştirmeye çalışıyorum.
Прочитал в сети, что йога расслабляет, вот и попробовал, но нехило что-то потянул, и теперь пытаюсь исправить.
Kabul, bu durum daha uygun bir şekilde halledilebilirdi, ama... Kapınızı çalıp, ailenden seni almak için izin isteyemezdim.
Признаю, что со всей этой ситуацией можно было справиться намного проще, но... не мог же я просто постучать к тебе домой и попросить разрешения у твоих родителей.
Eşyalarını çalıp, bundan kurtulmasına izin veremezsin.
Нельзя спускать им это с рук.
Onlardan yardım istedim ve duvarın dışındaki bir çalışma kampına transfer edilmesini sağladılar.
Я попросила помочь, и его перевели в трудовой лагерь за стеной.
Ya da görevini gözardı etmene neden olacak bir şey buldun ve bir meslektaşını korumaya çalışıyorsun.
Или вовлечены во что-то вне вашей компетенции и пытаетесь защитить коллегу.
- Nerede çalışmıştın?
- На кого вы работали?
Yangın alarmı çalışmadı.
Тревоги не было.
Bilmiyorum herkes bu adamı tanımadığıma, beni ikna etmeye çalışıyor kocam, çocuklarımın babası.
- О чем ты? Внезапно все начали мне внушать, что я не знала этого мужчину.
Onun anılarını silmeye çalışmak..... işe yaramaz.
Пытаясь стереть память о ней, ты ничего не добьешься.
Yarın sabah ilk iş önce bir doktor çağıracağım ve süreci anlamaya çalışacağım.
Утром я первым делом позвоню доктору и проконсультируюсь.
Beni kimin öldürmeye çalıştığını kimse bilmiyor.
Ясно? Никто не знает, кто хотел меня убить.
Ben sadece... yardım etmeye çalıştığını...
Просто... Я знаю, ты хочешь помочь...
Bana lanet olası arabanla vurmaya çalıştın.
Пытался сбить меня машиной!
Dün gece beni öldürmeye çalıştın!
- Не хочу. - Вчера вечером ты пытался меня убить!
Ne yapmaya çalıştığını anlıyorum ama yıllardır görüşmüyoruz.
Так, слушай, я знаю что ты пытаешься сделать, но мы не виделись годами.
Sen hiç ahlaksızlıkta çalıştın mı?
Ты когда-нибудь работал в отделе нравов?
Sana bir tavsiye vereyim Axe. Eğer değerli bir çalışanını kaybetmek istemiyorsan, onu kapı dışarı etme.
Один совет, Акс... если не хочешь терять ценный актив, не позволяй ей выходить за дверь.
Genelde sıçıp batıran, sizin çalıştığınız federal hükümetten şüphe duyarım.
Подозреваю, что ребята, на которых вы работаете... федеральное правительство... периодически лажают.
Güç gösterisi yapmak istedi ama kadınlara diz çöktürmeye çalışarak zayıflığını gösteriyor aslında.
- Так он хотел показать силу, но, опускаясь до запугивания девушек, он, скорее, показывает слабость.
Bu, beni Richard'ın cellatına teslim etmeye çalışan Yorklu düşesin uğraşları içindi.
Это за то, что йоркская графиня столько раз пыталась поймать меня в ловушку для палача Ричарда.
Çünkü nereye varmaya çalıştığını anlıyorum.
Позвольте...
Yangını söndürmeye çalıştım.
Я пыталась выбраться из огня.
Siktir, bütün sik kafalıların kafası benzer çalışıyor.
У дураков мысли сходятся.
Çalışanlarımızın çoğu hapisten çıkma tipler zaten, canım.
Тюрьма - главное место для набора.
Hayatını değiştirmeye çalıştığının farkında.
Он знал, что ты пытаешься изменить свою жизнь.
- Eczaneye taşıyıp verdiğin ilacın tam tersi etki yaratacak bir şey bulmaya çalışabiliriz. Ama acele etmeliyiz!
Ладно, мы можем отнести её в аптеку и попытаться найти что-то типа... противоположное тому дерьму, что ты ей дала.
Sadece kendi hayatını kurtarmaya çalışıyorsun.
Ты просто пытаешься спасти свою долбанную жизнь.
Dikilip durmayın, çalışmaya başlayın.
Хватит пялиться, за работу.
Broussard'ın hücresinin kilit adamı olan Alexander Quayle'i tarafımıza çekmek için beraber çalışmıştınız.
Вы вместе брали Александра Куэйла, ключевого члена ячейки Бруссарда.
Duvarın altından geçmeye çalışırken yakalandı.
Его поймали за попыткой побега.
Eğer dün geceki aptal, kendi yerine konukların sevkiyatlarından birini patlatsaydı ölmüş olurdun. Fabrikaya yada başka bir çalışma kampına gitmezdin. Sadece ölürdün.
Если бы тот идиот вчера ночью взорвал не себя, а один из грузов Хозяев, ты бы умер... не на фабрике, не в другом лагере, просто умер, вместе со всеми остальными в лагере.
Yılın büyük bölümünde burada çalıştı.
Она здесь работала почти год.
Will'e yeni sistemin nasıl çalıştığını gösteriyordum.
Я просто знакомила Уилла с новыми системными процедурами.
Ailene dönmeye çalıştığının farkındayım. Ama her şey kontrolden çıktı.
Ты хочешь вернуться к семье, но всё вышло из-под контроля.
Kayın biraderin kanun adına çalışıyor.
Твой зять работает в органах.
Henüz anlamadığım şey bunu budala olduğun için mi yoksa baltalamaya çalığın için mi yaptığın.
Но я точно не знаю... это потому, что вы мягкий, или занимаетесь саботажем.
Çocuklar için en iyisini yapmaya çalıştığını biliyorum.
Я знаю, ты желала детям только лучшего.
Kızımın burada yaşıyor olabileceğini duydum. Ve nerede olduğunu bulmaya çalışıyordum.
Услышала, что моя дочь может жить здесь, и пыталась выяснить, где она может быть.
- Onu kurtarmaya mı çalıştın?
- Вы пытались её спасти?
Çalıştın.
Вы пытались?
Hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
- Я пытаюсь вас спасти.
Onlarla çalıştığını düşünmüştüm Gözetim gördüğümde.
Я поняла, когда засекла наблюдение.
Harcamaların artması bekleniyor ama çok katı kurallar altında çalışıyor. Harcamaların artmasını sınırlıyorlar.
... ожидалось, что он попросит увеличения расходов, но он действует по чётким правилам, которые ограничивают повышения.
- Ya akıl almaz derecede siktiriboktan iş çıkarıyorsun ya da artık hesabına çalıştığın kişilerin kontrolünde değilsin.
Либо ты хреново справляешься с обязанностями, либо твои люди больше тебе не подчиняются.