Çığlıklar tradutor Russo
946 parallel translation
... çığlıklar atarak beton zemine yapıştı.
"... он в отчаянии цеплялся за пол и вопил ".
İnsanlar çaresizce palamarlara tutunmuş, dev dalgaların karşısında çığlıklar içindeler...
Моряки разбросаны по морю, как мухи они кричат, хватаются за доски.
Önce radyoda Hitler'in çığlıkları, sonra sinir harbi sonra zafer kutlamaları ardından da bombalama.
Сначала Гитлер вопил по радио, потом - психологическая война, затем - празднование победы и бомбежки.
Ölüm çığlıkları ve korkunç sesler : Kızıl yangınlar, görülmedik kargaşalıklar görecekmiş dertli dünyamız.
По воздуху, пророчествуя грозно Ужасные событья, мятежи,
Frances Randolph'un imdat çığlıkları duyuldu.
Фрэнсис Рендольф зовёт на помощь.
Ve sen buna izin verdin, etrafta çığlıklar atarak koşuşturmadın yani?
И ты ему позволила и не убежала?
Kimse çığlıklarını duymaz.
Кричи, сколько влезет, никто тебя не услышит.
Çığlıklarını bastırmak için onu öldürünceye kadar boğazını sıkmadın?
И вы затыкали ей горло, чтобы она не кричала, пока она не умерла?
Dün gece saat 4 gibi lavaboya giderken senin odandan gelen çığlıkları duydum.
Ну, таких как я, они выгоняют за мягкость. Грубиян!
O kadar korkunç çığlıklar atıyorlardı ki haykırışlarından titreyerek uyandım.
Так гнусно, что от этих страшных криков, дрожа, проснулся я.
"Bu alkışlar ve sevinç çığlıkları sizin sağduyunuzu ve Richard'a olan sevginizi gösteriyor."
Рукоплескания и клики ваши - знак мудрости и к Ричарду любви ".
Sevinç çığlıkları atacak kadar değil.
Я просто не в том настроении чтобы кричать "ура", вот и всё.
Çığlıkları gittikçe yükseliyor!
Просто я ещё слышу его крик!
Onun oturduğu yerde çığlıklar günlük hayatın bir parçasıdır.
В этом районе крики - обычное дело.
Savaş çığlıklarına ses verememe başarısızlığınız dışında davranışlarınız... herhangi bir şekilde diğer adamlardan farklılık gösteriyor muydu?
Помимо того, что вы не призывали бойцов к атаке, отличалось ли ваше поведение от поведения других солдат? Возражаю.
Belki de çığlıklarını bastırmak için sesi iyice açtın.
Может, вы и звук прибавили, чтобы заглушить ее крики?
Çığlıklar olmadan ameliyat olmaz.
Вы не сможете провести операцию без криков.
23 Ağustos'tan önceki gece, intihar gecesi oduncular gölden gelen kulak delici çığlıklar duymuşlar.
И в ночь на 23 августа, ночь самоубийства, дровосеки услышали пронзительные крики с озера.
Her yıl 23 Ağustostan önceki gece Gråvik'in çığlıklarını duyabilirsiniz.
Каждый год в ночь на 23 августа, можно услышать крики Гровика.
Bu gece Gråvik'in çığlıklarını duyacağız.
Сегодня мы услышим крики Гровика.
Asıl önemli olan, savaş çığlıkları atılması!
Они начинают действовать!
- Çığlıklar attılar.
-... они кричали.
"İçeriden gelen çığlıkları, isyanları duyabiliyorduk." "İki üç dakika sonra, tam bir sessizlik olurdu."
"Изнутри доносились стоны и крики, но через две-три минуты все затихало".
Eğer uzay kumuna dokunsan, yabancı bir kuşun çığlıklarını duysan ve başka bir gökyüzünde uçtuklarını görsen, tatmin olur muydun?
Если бы вы потрогали инопланетный песок и услышали пение других птиц и увидели их парящими на другом небе. Это бы вас устроило?
Kensington'dan Billingsgate'e çığlıklar duyuluyor
Во всех концах земли родной устали мы стонать.
Çığlıklarınla, tüm binayı yıkmaya çalıştığını düşündük.
А я полагаю, это наше дело! Мы думали, вы своим криком развалите весь дом!
Çığlıklarını arenaya sakla.
Побереги крик для арены.
Mürettebatımın çığlıkları hayali miydi?
Так крики моих людей были вооброжаемыми?
Yarı Vulcanlı olan ben bile, 400 Vulcanlının ölüm çığlıklarını zihinlerinden okuyabilirim.
- Но я думал, вы должны быть в физическом контакте с субъектом, прежде, чем... Доктор, даже я, полувулканец, смог услышать предсмертные крики 400 вулканцев сквозь разделяющее нас расстояние.
Çığlıklarını duydum.
Я слышал их крики.
"... ve keskin kulaklarında çığlıklar. "
" И в ее чутких ушах крики.
Çığlıklarını duymak istiyorum.
Твоей крови! Хочу услышать твои крики.
Çığlıkları ve inlemeleri çok gerçekçi şekilde duyabiliyordunuz.
Всё, от криков до вздохов было очень реалистично.
Çığlıkları duymuş olmalı.
Наверное, он услышал её крики.
Dediklerine göre havada feryatlar, tuhaf ölüm çığlıkları varmış.
Передают, что многие слыхали предсмертный чей-то вопль и голоса.
Nehir kenarındaki, rıhtım boyundaki Clichy Meydanı'nın yağmurda ıslanan kaldırımlarındaki binlerce ve binlerce sessiz nöbetçi okyanus hayallerine dalarak deniz serpintisini, setleri aşan dalgaları deniz kuşlarının tiz çığlıklarını bekliyor, fani insanlar.
Их тысячи тысяч, расставленных, как молчаливые часовые, у реки, вдоль набережных, по всей промытой дождём площади Клиши, мертвецов, увязнувших в своих грёзах, ожидающих брызг морского прибоя, могучих волн, хриплого крика морских птиц.
Ne işitirseniz işitin, ne kadar yalvarırsam yalvarayım, ne kadar çığlıklar atarsam atayım bu kapıyı açmayacaksınız, yoksa yaptığım her şeyi mahvedersiniz.
Что бы вы не услышали, как бы отчаянно я не уговаривал,..... как бы ужасно я не кричал..... не открывайте эту дверь, или вы уничтожите все, что сделано.
Var olduğumu bilmek için çığlıklarımın duyulmasını istiyorum.
Хочу услышать собственный крик, чтобы узнать, что я существую.
Şimdi tüm makineler işlemeye başlamıştır tüm işkenceler bir seferde, son derece korkunç çığlıklar çıkarttırarak.
Все машины начинают работать... все пытки начинаются сразу, с ужасающим громким визгом.
Caddedeki sevinç çığlıklarını duydunuz mu?
Ликование праздника доносится с yлицы
Geride kaldı artık kilitli kapılar ve boğulurcasına çığlıklar.
Покинyл безмолвнyю пyстоту Hет больше закрытых дверей и сдерживаемых криков
# Korkup bizden Terk edin topraklarımızı # Görün ağlayan çocuklarınızı Duyun çığlıklarını
Убийства женщин и детей.
Bu resimler, senin yardım çığlıklarındı.
Они были твоим криком о помощи.
Gerçekten çok yüksek sesli ve alçak çığlıklar atıyordu.
Он кричал действительно очень громко и в высокой тональности и в низкой.
Sadece çığlıklar, emirler, hedefler vardı.
Крики, приказы, мишени - всё в прошлом.
Yanan şekilsiz bir beden bir o yana bir bu yana savruluyor. Çığlıklar atıyor.
бесформенная, объятая пламенем фигура движется,... и кричит.
Bakın Dr. Lesh, olanlar umurumuzda değil... Ne o gürültüler, ne o parlak ışıklar ne çığlıklar, ne de müzik.
Послушайте, д-р Лэш, нам плевать на явления, на стуки, на вспышки света, на крики, на музыку.
Çünkü bunlar sadece telsiz kodları değil, aynı zamanda yardım çığlıklarıdır..
К нам обращаются за помощью.
Ve onları her yerlerinden ısırıyormuş. Suratlarına yanan çubuklar saplıyormuş. Dudaklarını çığlık atmak için açtıkları zaman,
Продолжала их избивать а затем прислоняла к их лицам раскаленную кочергу... и когда они начинали кричать от боли, она засовывала её прямо им в рот...
Çığlıklar sustu ve brujo bana bağırdı...
Крики прекратились.
Gözüne şampuan kaçmıştır ve çığlıklar atıyordur.
И она вбегает и вопит. информаторша. Она голая и мокрая. Шампунь из волос попал ей в глаз.