Ücret tradutor Russo
994 parallel translation
Wynant'ı gördüğünü söylemen için iyi bir ücret alıyorsun.
Ты получила хорошую цену за слова, что ты видела Винанта.
Bayan Mallory'nin bebeği için yarım ücret almalı mıyım sence?
Слушай, мне брать с ребёнка миссис Мелори половину билета, а?
O insanlar çok ücret veremez sana.
Те люди не смогут заплатить тебе.
Al bakalım Tony, ücret.
Вот, Тони, за проезд.
İlginç bir vaka olduğum için ücret almıyor.
Дeлaeт этo coвepшeннo бecплaтнo, пoтoмy чтo y мeня интepecный слyчaй. Paзyмeeтcя.
Onun gibi yaşlı bir piç kurusu için yüksek bir ücret.
Простите, мсье. Мадам, мое почтение.
Önceden ayakkabı da veriyorlarmış, ama ücret hala iyi.
Они дадут еще ботинки, но и деньгами много останется.
Burayı. Sana tam ücret.
Тебе полагается полная ставка.
Tam ücret.
Полная ставка.
Tabii ufak bir ücret karşılığında.
Включая, естественно, небольшое вознаграждение за наши старания.
Senden ücret de istemeyeceğim.
И денег не возьму.
İyi bir ücret karşılığında o malı sırtında taşıyacak bir sürü adam tanıyorum.
За пару монет они потащат нитроглицерин на себе.
Evet beyler, bu iş için yüksek bir ücret ödüyoruz.
Так вот, парни, я вам предлагаю не увеселительную прогулку. Это действительно каторжный труд.
Ve size adil ve insaflı davranmak için, hem iki kat ücret veriyoruz, hem de Frisco ve Shanghai'ye yapılacak yolculukta ele geçenlerden pay veriyoruz.
И чтобы все было честь по чести, мы дадим вам двойное жалованье и премиальные за рейс из Сан-Франциско в Шанхай и обратно на полном обеспечении.
Bu işten aldığım ücret ve dini merasimlerden aldığım paralarla şimdilik ailemizi geçindirebilirim.
С этой работой и сборами от служения церемоний мы сможем сводить концы с концами какое-то время.
Oyuncak fabrikasının iyi ücret verdiğini duydum.
Работает на фабрике игрушек. Вроде, платят хорошо.
Yapacakları iş için alacakları ücret belli.
Только плата за выполненную работу.
- Bildad, ona ne ücret verelim?
- Пойдет. - Какую долю ему дадим?
Bir yıllık ücret mi?
Годовое жалование?
Komisyon yok ve ücret yerine bir sürü konuşma duyuyorsun.
Нет процентов, и ты вместо денег получаешь пустые разговоры
Bay Burroughs, şirketinizde 3 yıl çalıştım ve son dört ay işlerin yoluna girmesi için yarı ücret aldım.
Мистер Барроуз, я работал на вашу компанию 3 года и последние 4 месяца я работал на пол-ставки, чтобы помочь поддержать дело на плаву.
Tabii. Britanyalılar ücret almıyor mu?
Разве английским солдатам не платят?
Ben de "Hayır, hanımefendi, ücret istemiyorum" dedim.
И я сказал : "Нет, мэм, меня это не обременило".
Mösyö Komarovsky benden ücret almıyor, barones.
Мсье Комаровский помогает мне из доброты, баронесса.
Bu Rütbe ve çok az miktardaki ilave ücret için.
Ради этого... ранга и жалких подачек, доплаты.
Yine de çok düşük ücret alıyoruz.
Расплачиваемся за грехи.
Ama eminim ki, iyi bir ücret almışsındır.
Но сумма была достаточно кругленькой. О!
Makul bir ücret ödeme yetkisine sahibim.
Я уполномочен заплатить за них разумную цену.
Arama başı onlara ücret ödeyebiliriz.
Без него обойдёмся.
Minimum ücret belirlemek istemez misiniz?
Вы уверены, что не хотите установить минимальную цену?
Size verdiğim ders için ücret alacak mıyım?
Мне заплатят за то, что я вас учу?
"Biz kadınlar aynı iş için erkeklerden daha az ücret almayacağımız ve kocalarımızın sırtından geçinmeyeceğimiz bir gün için mücadele ediyoruz." "Ücreti olmayan ama toplumsal olarak önemli bir iş olan ev işlerini yürütüyoruz."
"Мы, женщины, боремся за времена, когда нам больше не будут платить меньше, чем мужчинам, за ту же работу, когда мы перестанем жить за счет наших мужчин и бесплатно выполнять важный для общества домашний труд".
"Hem siyahlar hem de kadınlar daha az ücret alıyor."
И черным, и женщинам можно платить меньше.
"Kadınlar, meslek gruplarında bir dereceye kadar az ücret alıyorlar."
Женщинам недоплачивают, кроме некоторых редких профессий.
Çünkü erkeklerin kontrolündeki işte etkinliklerini kanıtlamaya isteklidirler bu yüzden daha az bir ücret karşılığında daha çok çalışıyorlar.
Из-за того, что они стремятся доказать свою эффективность в работе, контролируемой мужчинами, они работают больше за меньшие деньги.
Daha fazla ücret, daha az iş!
Больше денег, меньше работы!
Daha fazla ücret, daha az iş!
Больше заработка, меньше работы!
[ Daha fazla ücret, daha az iş!
Больше заработок, меньше работы!
Sağlık ve daha fazla ücret hakkı için.
Борьбе за здоровье и заработок.
Yeni düzenlemeyle 3000 parça üreteceksiniz ama ücret aynı kalacak.
С новыми нормативами в 3 000 деталей плата прежняя.
Daha az parça, daha fazla ücret, daha az iş! İşçiler!
Меньше деталей, больше денег, меньше работы!
Parça başı ücret uygulamasının acilen iptalini isteyenler, ellerini kaldırsınlar!
Кто за немедленную отмену сдельщины, поднимите руки!
Ne? Hizmetçi içinde mi tam ücret?
Полный билет на служанку?
Hepsi bu kadar değil, küçük bir öpücük için çok iyi ücret aldın
За тяжкий твой труд, и за мзду, коей жаждал, За поцелуй, и за тридцать монет.
En gözde satış elemanı ne kadar ücret alır?
Сколько получает лучший продавец?
Erkek işçilere günde İngiliz parasıyla 7 sent kadınlara ise 3 sent ücret ödenmektedir.
Рабочие мужского пола получают в день эквивалент семи новых пенсов, а женщины - трех.
Karşılığında ücret alıyor musunuz?
Вам платят за это?
Senin aleyhindeki önemli tanıklardan biri hikayesini değiştirmek istiyormuş, tabi ki bir ücret karşılığında.
Один из главных свидетелей против тебя возможно захочет изменить свои показания.
Vanni yarım ücret alır.
Ванни пойдет на половину ставки.
Pekala, ücret ne kadar?
Ладно.
Daha fazla parça için, daha fazla ücret!
Больше деталей, больше денег.