Ünvanlar tradutor Russo
39 parallel translation
Bu birleşme öyle bir şekilde oldu ki..... tüm ünvanlar bende, tüm denetim sende.
У тебя хорошие адвокаты. Этот контракт составлен так, что я получаю только собственность, а ты - все рычаги управления.
Beyler, kendinize gelin yoksa hepinizi değiştireceğim. Bütün ünvanlarınızı, madalyalarınızı ve rütbelerinizle birlikte!
Я выйду на улицу, выберу десяток солдат, которые не будут пьяны, и они займут ваши места!
- Lütfen, düşük rütbeli bir Romulan askerliği zamanlarımdan beri ünvanları sevmem. Ben Neral.
Никогда не мог терпеть титулы, особенно со времени службы младшим уланом в ромуланской гвардии, меня зовут Нерал.
Bense, ünvanlarınızın bu insanlara, özgürlük vermek için var olduğunu düşünüyorum.
А я считаю, что ваше положение существует, чтобы поддерживать свободу народа.
Ünvanınız, sizlere ülkemizin tahtında, hak iddia etme şansı verir ama insanlar, ünvanların cazibesine kapılmaz yiğitliğin peşinden giderler!
Твой титул дает право на трон нашей страны, но ведь люди не идут за титулами. Они идут за смелостью.
Topraklar, ünvanlar, adamlar, güç!
Земли. Титулы. Людей.
Bu hastahanede yönetici personele ünvanlarıyla hitap edilecek.
Здесь, в госпитале, следует использовать титул при обращении.
Ama o ünvanların hiçbirine sahip değilim, Norman.
Но у меня нет всех этих должностей, Норм.
Mesleki ünvanları seni yanıltmasın.
Не ведись на их служебные характеристики.
Samson ve takımı ünvanlarını perçinledi!
Самсон и его команда отвоевали титул!
Ağır siklet şampiyonluğu 120 yıldır sporun en çok gıpta edilen ünvanlarından birisi oldu.
Титул чемпиона-тяжеловеса был самым заветным призом за 120 лет бокса.
Sana daha önce de söyledim, ünvanlar bağımsız.
Я тебе уже говорил, что должности не имеют значения.
Hepsinin lanet ünvanları ve kısaltmaları da onlarla gitsin.
Могут подавиться своей ебучей должностью И ее аббревиатурой.
Dünya bir gezegen oldu. Güneş ve Ayın ünvanları geri alındı.
Земля стала планетой, а Солнце и Луна - нет.
Rütbelerin ve ünvanların bir önemi yok.
Высокое звание или титул ничего не значат.
Ama kesinlikle Kral, bu görev ve asalet ünvanlarını, uygun özelliklere sahip kişilere bahşetmiştir, değil mi?
Но несомненно король прав, отдавая посты и титулы... тем, кто для этого подходит.
Herkesin sahip olmak isteyeceği ünvanları, nidaları ve büyük cesaretleriyle doluydular.
Они шли в атаку с криком и с великой отвагой,... действуя именно так, как от них и ожидалось.
Yankees'ler şampiyonluk ünvanlarını koruyacaklar.
"Янкиз" продолжат отстаивать свой титул.
Sayın aristokratların ziyaret edilmesi gerek, yalnızca kutlama değil onlardan yeni ünvanlar da aldım.
что встретили меня тепло. И сверх того почтили новым званием.
Bass adını kirletmeyeceğin ve onu sirk ünvanlarına sahip bir aileye kaptırmayacağın konusunda sana güveniyorum.
Я рассчитываю, что ты не осквернишь имя Бассов и не проиграешь её семье титулованных циркачей!
Sen de kimsin, ünvanların nedir?
А кто вы вообще такая, где вы учились?
Kıymetli oğullarım... Kardinaller ; Versucci, Piccolomini, ve Sanso'ya ünvanlar lütfedin ve Borgia manastırlarından, kiliselerinden ve piskoposluklarından makamlar verin.
Возлюбленный сын, кардиналам Версуччи, Пикколомини и Сенсо пожалуй титулы и бенефиции в монастырях, аббатствах и епархиях Борджиа.
... Versucci, Piccolomini, ve Sanso'ya ünvanlar lütfedin ve Borgia manastırlarından, kiliselerinden ve piskoposluklarından makamlar verin.
Версуччи, Покколомини и Сенсо гранты титулов и бенефиций в монастырях, аббатствах и епархиях Борджиа.
Oraya çıkıp, dünya şampiyonlarının ünvanlarını ellerinden almamız için bir şans veriyor.
Шанс вырвать у корейцев чемпионство.
İngiliz soyluluk ünvanları çeşitlilikle dolar taşar.
The British peerage isa fountain of variety.
Ailemim ünvanları yok.
У моей семьи нет титула.
Puanlarınızı ve ünvanlarınızı almadan evvel Scabbit ile irtibat kurar mıydınız?
Scabbit контактировал с вами до получения ваших пойнтов и титулов? - Scabbit?
Onları maaş derecelerinin üzerindeki yüksek pozisyonlara terfi etmezsin. Ya da onlara "Araştırma Asistanı" gibi ünvanlar vermezsin.
Их нельзя продвигать на должности выше их тарифной сетки и давать им титулы вроде "ассистента по исследованиям".
Evliyiz, mesleki ünvanlarımız beşer kere falan değişti.
Мы женаты. Наш профессиональный статус изменялся раз пять.
Böyle adamların, ofisleri ya da ünvanları yoktur.
У подобных ему людей нет кабинета или звания.
Siz Amerikalılar bu ünvanları kurdele gibi dağıtıyorsunuz.
У вас в Америке степени раздают направо и налево.
Bash ünvanları pek önemsemez, yoksa verilecek Dük'lük ünvanını reddetmezdi.
О, Баш, не стоит волноваться о титуле. Или он не откажется от герцогства, предложенного королем.
Kulağa çok önemli gelen çeşitli ünvanlarım vardı, ama aslında oraya pek gitmedim.
- У меня было несколько помпезных званий, но я нечасто туда захаживал.
Condé'tarifine uyan herkes, ünvanları ne olursa olsun, biz onu görene kadar tutuluyor.
Любого, кто подходит под описание Конде, не смотря на их положение, задерживают пока я на них не посмотрю.
Kıdemli öğretim görevlisi olmakla birlikte çeşitli ünvanlarım vardır.
Одна из должностей - старший инструктор.
Aramis bana toprağından ve ünvanlarından vazgeçtiğini söylediğinde, hiçbir insanın diğerinin üstünde olmamasına inandığın için olduğunu düşündüm.
Когда Арамис рассказал мне, что ты отдал свои земли и титул, я подумала, это потому, что ты веришь, что ни один человек не стоит выше другого.
Nenem tüm paramızı kumarda kaybedene kadar şimdi sadece ünvanlarımız var.
Пока бабуля всё не проиграла, а теперь у нас остался только титул.
Elizabeth ünvanlarına başlamışız bile.
- Начались викторианские прозвища.
Evet, ünvanlarımdan birisi de o.
Ну, это одна из моих степеней.