Şarap tradutor Russo
6,177 parallel translation
Ben, şarap alsana.
Бен, выпей бокал вина.
Hadi biraz daha şarap içelim.
Пойдём, стырим ещё этого вина.
David güzel bir şarap getirdi diye görmezden mi geleceğiz!
Мы все это игнорируем, потому что Дэйвид открыл хорошее вино!
Bir kadeh şarap da olur.
Я бы выпила бокал вина, если можно.
Sakın kırmızı şarap getirmeyin zira teknenin tik güvertesinde leke yapabilir.
Только не красное вино, чтобы не оставить пятна на палубе из тика.
Kırmızı şarap yok.
Никакого красного вина.
Kusura bakma ama tekneye kırmızı şarap alamayız.
Нет, прости, на лодку нельзя красное вино.
Kırmızı şarap olmaz Tony.
Никакого красного вина, Тони.
Harika bir şarap!
Это чудесное вино!
Şarap şahane.
Это чудесное вино.
İyi şarap güzel bir kadehte içilmeli.
Для чудесного вина нужен хороший бокал.
Şarap.
Вино.
Sıcaksa önden kahve alayım. - Biraz da şarap.
Я начну с кофе, если он горячий, и с глотка портвейна.
Bu sadece şarap.
Это вино.
Ön tarafı bir mağaza gibi olacak ya da bir şarap dükkanı gibi...
Передняя часть будет похожа на магазин обычный такой магазин... или скорее на магазин сладостей в Европе.
Bir kadeh şarap al.
Выпей вина.
Bir kadeh şarap al.
Выпей бокал вина.
Ve güzel bir şişe şarap açmak gibi...
Откроют бутылку хорошего вина.
Şarap kadar tatlı olabilirdin
Перевод : Dr.pro tiny _ kangaroo
Duncan dalınca uykuya iki hizmetkârını şarap sunup içki âlemiyle öyle bir kandırırım ki duman olur beynin muhafızı hafıza. Aklın yerinde imbik kalır yalnızca.
Когда Дункан заснёт двух оруженосцев я напою вином так что они запьянеют сильно и память им откажет.
- Güzel şarap mı?
- Изысканное вино?
Elaine, adamın sesi, şarap mı yoksa bira sever biri gibi miydi?
А он звучал как любитель вина или больше по пивной части? Берт!
- Ne oldu yahu, sadece biraz daha şarap alacağım.
- Я только возьму ещё немного вина.
- Yates'in Şarap Evi'ydi.
Это был Винный Дом Йетсов.
Şarap listesine bakmak ister misiniz?
Поэтому я хочу, чтобы взглянуть на список вина?
Biraz hamus esintisi olan beyaz şarap almayı düşünüyorum. Elbette seyreltilmiş olacak.
Я, как правило, нравится белый... с зерном гумуса... это, конечно, были уничтожены.
Şarap nasıl şipariş edilir bilmiyorum.
Я действительно не знаю, как попросить вина.
Evet, ben de kendi kendime düşünüyordum da Cindy'nin ailesi şehirden her gelişinde şarap getiriyor.
Да, и я тут подумала для себя, ну ты знаешь, семья Синди всегда приносит вино, когда они приходят в город.
Kutudaki şarap mı?
- В этой коробке вино?
Biraz daha şarap alır mısınız?
Ладно, все в порядке. Не желаете ещё вина?
- Sadece şarap.
Это вино.
Minnie'yi bize biraz daha şarap almaya göndermeliyiz.
Нужно отправить Минни за вином.
Çok fazla şarap içtim ve kendimi tam anlamıyla utandırdım.
Магия первого свидания. Я выпила слишком много вина и совершенно себя опозорила.
- Şarap ister misin?
Вина?
Jest için sağ ol, umarım seninkiler şarap için çok ileri gitmez...
Ценю твой жест, хотя вряд ли твои парни такие уж любители вина.
Yarım şişe şarap içmişti.
Всего полкоробки вина.
Sanırım bu şarap ev sahibinin...
Или вот тут у него есть вино...
- Ned aşağıda hiç şarap var mı?
Нэд, у тебя есть вино?
- Biraz... şarap biraz fazla, ama...
Я немного перебрала с вином, но...
Annie, sana bir bardak şarap ısmarlayabilir miyim?
Анни, можно купить тебе бокал вина?
Sana bir bardak şarap ısmarlamama izin verirsen, bir daha asla Paris'in sol yakasında ipimi asmayacağım.
Если ты позволишь мне купить тебе бокал вина, я никогда больше не натяну свой канат в Латинском квартале.
Mahkeme'nin adamlarına yiyecek ve şarap sunarak onların aklını çelmeyi öneriyorum.
Предлагаю отвлечь войско Двора, предложив им еду и вино.
- Şarap ister misin?
Не хочешь еще вина?
Başka şarap var mı, yoksa bununla idare etmeli miyim?
Есть еще вино или это все?
İlacımı içmek için biraz daha beyaz şarap alabilir miyim lütfen?
А можно мне ещё шардонне, чтоб запить лекарство?
Derinlemesine bitap düşmüştüm, güneşte yanmıştım ve... -... bitene kadar da beyaz şarap içinde yıkanıyordum. - Bekle, bekle...
Я была на пределе, и у меня был ожог, и я... напилась белого вина.
Muhtemelen bir kaç Avrupalı oligarkın para aklamak için kullandığı bir yer olsa gerek. Bir de bize şarap bırakmışlar.
Она, скорее всего, принадлежит какому-то европейскому богачу, который использует ее для отмывания денег, и они оставили нам вино.
Şarap vardı.
Там было вино.
Uyutan şey şarap değil.
Наркотики не в вине.
# Döndüm ve söyledim sana Bazıları için şarap # # Bazıları için ihtişam # # Bazıları içinse zenginlik #
Я повернулась и сказала, кто-то живет ради вина кто-то ради славы кто-то ради богатства но я живу лишь ради тебя кто-то ради славы кто-то ради богатства но я живу только ради тебя
Meğerse bu öğlen gölde - daha çok bataklık - balık tutma yarışması da varmış ve bu balıkçılar ben yürümeye çalışırken şarap içiyor, bana alaylar savuruyor ve gülüyorlardı!
А рыбаки пьют вино. И кричат мне оскорбления. Они смеются надо мной, когда я пытаюсь работать.