In maths перевод на турецкий
87 параллельный перевод
Sartre's hiding in Flaubert, Aragon in maths.
Sartre Flaubert'e, Aragon da matematiğe sığındı.
With a degree in maths and another in astrophysics, it was either that or back to the dole on Monday.
Matematik ve Astrofizik mezunu olarak, ya bu olacaktı ya da pazartesi işsizlik yardımına geri dönecektim.
So am I when I think of it... which I do most of the time, especially in maths.
Aklıma düştükçe ben de şaşırıyorum neredeyse her zaman da aklıma düşüyor, özellikle de matematik derslerinde.
But in maths I came first.
Ama matematikte birinci geldim.
- l failed in Maths.
- Matematikte basarısız oldum
Yo, where were you in maths class?
Hey, matematik dersinde neredeydin?
What do they teach you in maths?
Size matematik dersinde ne öğretiyorlar?
In school, he used to fail in maths.
O okulda matematikte başarısızdı.
He has not only failed in maths but also in his life.
O sadece matematikte değil, o hayatta da başarısız.
Rose, in maths, what is 258 minus 158?
Rose. Matematik sorusu, 258 eksi 158 kaç eder?
Because I was very weak in Maths.
Çünkü matematiğim çok zayıftır.
You have failed in Maths thrice.
... üç kere matematikten kaldın.
Fatty failed in Maths again, really drives me nuts!
Şişko matematikten yine zayıf almış. ... Beni gerçekten deli ediyor!
You have a double first in Maths and a PhD in Astrophysics.
Matematikte birincilik ödülün ve Astrofizikte doktoran var.
Cantor had undermined the ideal of a timeless and perfect logic in maths.
Cantor, matematikte, "zamandışı ve mükemmel mantık" anlayışının altını oymuştu.
He has to pass an exam... in Maths.
Çünkü bir teste girecek. Matematik testi.
And so I wondered if you might be so kind and give him a few lessons. ... in Maths.
Lütfedip, birkaç saat özel ders verir misin diye merak ettim matematik dersi.
Didn't you fail in Maths..
Matematikten hiç kalmadın mı..
It's still the one we use in maths today.
Bugün matematikte hâlâ kullanıyoruz.
You got 80 in Maths and still crying!
Matematikten 80 aldın diye ağladın mı, kız?
In maths classes, he was looking at mathematical symbols.
Matematik derslerinde, matematiksel sembollere bakıyordu.
As long as Racine portrays men as they are. As long as Sade is prohibited. As long as maths isn't taught in nurseries.
Sol reformlar öneriyor ama Racine insanları olduğu gibi resmettiği sürece Sade yasaklı kaldığı sürece temel matematik bilgilerini yuvadan itibaren vermedikleri sürece ya da Antoine Bourseiller'den on kat daha fazla devlet fonu verildiği sürece bu reformlar kağıt üstünde kalacaktır çünkü ölü bir dile ait bunlar.
So, in case your maths is bad, that makes six.
Matematiğiniz kötü olabilir diye diyorum, böylece altı ediyor.
She's behind in spelling and maths.
- Bazı konularda telâffuz ve matematikte geri kalmış. Ama bu yüzeysel bir şey.
He was once in medical school, before he went in for maths.
Matematikle uğraşmadan önce tıpla ilgileniyordu.
- Now I'm a Maths'student in Turin.
- Şimdi Torino'da matematik öğrencisiyim.
'Yet this lifestyle went hand in hand with an absolute commitment to maths.'
'Yine de bu hayat tarzı tamamen matematiğe adanmış bir hayatla el ele gidiyordu.'
In the story of maths, nearly all the truly great mathematicians have been men.
Matematiğin hikayesinde neredeyse bütün gerçek büyük matematikçiler erkeklerden oluştu.
As a teenager, she was the only girl in the maths class but had very little encouragement.
Bir genç olarak matematik sınıfındaki tek kızdı ama ona çok az cesaret veriliyordu.
Without Andre Weil, we would never have heard of the strangest man in the history of maths, Nicolas Bourbaki.
Andre Weil olmadan, matematiğin tarihindeki bu ilginç adam hakkında, Nicolas Bourbaki hakkında, asla bir şey duymazdık.
Virtually everyone studying Maths seriously anywhere in the world in the 1950s,'60s and'70s would have read Nicolas Bourbaki.
Aslında 1950, 60 ve 70lerde dünyanın her yerinde ciddi anlamda matematik çalışan herkes Nicolas Bourbaki okurdu.
Maths in action, that one.
Şu, Hareketde matematik.
In the Golden Age of Mathematics, in Europe in the 18th and 19th centuries, I found how maths discovered new ways for analysing bodies in motion and new geometries that helped us understand the very strange shape of space.
18 ve 19. yüzyıllarda, matematiğin altın çağında, Avrupa'da, matematiğin nasıl hareket halindeki cisimleri analiz etmek için yeni yöntemler ve uzayın oldukça ilginç şeklini anlamamıza yardım eden yeni geometriler keşfettiğini buldum.
And now my journey into the abstract world of 20th-century mathematics has revealed that maths is the true language the universe is written in, the key to understanding the world around us.
Ve şimdi 20.yüzyıl matematiğinin soyut dünyasına yaptığım bu yolculuk evrenin yazıldığı gerçek dil olan matematiğin çevremizdeki dünyayı, anlamanın anahtarı olduğunu ortaya çıkardı.
You almost failed in English and Maths.
İngilizce ve matematikte neredeyse zayıfsın.
How come you always fail in your Maths yet you're so smart when bargaining with me?
Benimle pazarlık yaparken çok zeki olduğun halde Matematiğin her zaman nasıl zayıf gelir?
He is what set us down this path of using mathematics to describe Universe, showing the maths for some reason is the language of the cosmos.
Evren'i açıklamada matematiği kullanma yolunu bize açan her nedense matematiğin Evren'in dili olduğunu bize gösteren odur.
Here's the maths that God uses to keep creation in motion.
"İşte Tanrının yaradılışı sürekli kıldığı matematik."
Cantor went on to say, that he could no longer even remember why he himself... had left music, in order to go into maths.
Cantor, müziği matematik uğruna niçin terkettiğini bile, artık hatırlamadığını sözlerine ekler.
Together, their ideas were part of a general undermining of certainty, in the wider world outside of maths and physics.
Boltzmann ve Cantor'un fikirleri birlikte matematik ve fizikten daha geniş bir dünyada kesinliğin altını oyan parçalardı.
'With maths drawn from the almost unintelligible realm of string theory,'he believes the solution lies in additional dimensions of space'and the existence of parallel worlds that he calls membranes,'or branes for short.'
Sicim teorisinin diyarından neredeyse anlaşılmaz matematik ile, çözümün uzayın ilave boyutlarında yattığına'paralel evrenlerin kendi deyimiyle membranların kısaca "brane" lerin olduğuna inanıyor.
Their elegant simplicity flew in the face of the complex maths of traditional quantum mechanics.
Zarif sadelikleri, geleneksel kuantum mekaniğinin karmaşık matematiği karşısında kanatlandı.
With this new era came a new language of algebra and numbers, better suited to telling the next chapter in the story of maths.
Avrupalıların elinde artık yeni bir dil, "Cebir" vardı.
When scientists talk about beauty in a physical theory, they mean that it can describe a whole range of diverse phenomena with hopefully simple concepts and simple maths.
Bilim insanları fiziksel teoride güzellikten bahsettikleri zaman, asıl demek istedikleri şey, tüm muhtelif olgular yumağının, aslında basit bir içeriği ve matematiği olduğunu anlatabilir.
Maths in action, that one.
Eylem halindeki matematik!
In two miraculous years here, he developed a new theory of light, discovered gravitation and scribbled out a revolutionary approach to maths, the calculus.
Burada geçirdiği olağanüstü iki yılda, yeni bir ışık teorisi geliştirdi... yerçekimini keşfetti... ve matematiğe devrimsel bir yaklaşım olan kalkülüs hakkında bazı notlar karaladı.
Born in 1802, Janos was the son of Farkas Bolyai, who was a maths teacher.
1802 yılında doğan Janos, matematik öğretmeni Farkas Bolyai'nin oğluydu.
In geometry, number theory, and several other branches of maths,
geometri, sayılar teorisi ve diğer birçok matematik dalı...
It's time you come down to Earth. If my maths are as good as yours, you're starting school in two days.
Çünkü hatırlatmamda sakınca yoktur umarım 2 gün içinde okulun başlıyor
And, Ray, if you come in here again dressed like a maths teacher, I will paint your balls the colour of hazelnuts and inform a bag of squirrels that winter's coming.
Ray, bir daha buraya matematik öğretmeni gibi giyinip gelirsen taşaklarını fındık rengine boyarım ve bir çuval dolusu sincaba kışın yaklaştığını haber veririm.
They can wind the maths back and see the universe as it was in the past.
Matematiği geri sararlar ve evreni geçmişteki haliyle görürler.