Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You married

You married перевод на турецкий

19,856 параллельный перевод
Were you married?
Evli miydin?
Why aren't you married?
Neden evli değilsin?
How many years were you married to Nicole Brown Simpson?
Nicole Simpson ile kaç yıldır evliydiniz?
Still, what about you, you married?
Neyse artık. Sen ne yaptın, evlendin mi?
You married?
- Evli misin?
Let's get you married though, huh?
Evlendirelim seni.
Let's get you married, okay? Yes. Let's do it.
- Seni evlendirelim.
Are you married, sir?
- Evli misiniz efendim?
If Richard really cared about you... he would have married you.
Eğer Richard seni önemseseydi seninle evlenmezdi.
Look at you, you're all... pregnant and married.
Haline bir bak, sen... Hamilesin ve evlenmişsin.
Do you ever want to get married, Mr. Church?
Hiç evlenmek istedin mi Bay Church?
Well, you certainly married well.
Kesinlikle mükemmel bir evlilik yapmışsın.
So, when were you thinking of getting married?
- Ne zaman evlenmeyi düşünüyorsunuz?
You're worried if he gets married, things will change.
Evlenirse, işlerin değişeceğinden endişeleniyorsun.
- What... you're getting married today.
- Ne... bugün evleniyorsun.
Oh. Patricia, you took Johnnie's name, even though he never married you.
Patricia, seninle evlenmemesine rağmen Johnnie'nin soyadını aldın.
So, it was Bob Shapiro who made you live a double life while you were married with Barbara? I shut the press right down today, baby.
Yani Barbara ile evliyken iki farklı hayat yaşamana neden olan Bob Shapiro muydu?
Baby, you knew all that about me when we got married.
Bebeğim, evlendiğimizde bunların hepsini zaten biliyordun.
Mr. Simpson, isn't it true you were married - when you met an 18-year-old Nicole?
- Bay Simpson on sekiz yaşındaki Nicole ile tanıştığınızda evli miydiniz?
And you'll remind him who it was that got married at the Red Wedding in the first place.
Ve ona Kızıl Düğün'de kimin evlendiğini ilk elden göstereceksiniz.
- It's like you're getting married it is official.
Zaten resmi bir şey!
- Why are you getting married'?
Niye evleniyorsun?
So you're married now.
Evlendin yani?
I know it's hard to imagine, Ling... but someday, you, too, will be married.
Buna inanması zor, biliyorum, Ling ama bir gün sen de evleneceksin.
Marn, you're getting married.
Marn, evleniyorsun.
You're a married man, Bolkonsky?
Evli misin Bolkonsky?
- You got married?
- Evlendin mi?
You're still married, though, right?
- Hala evlisin ama değil mi?
You're the one sleeping with a married woman.
Evli kadınla yatan sensin.
Heard you were getting married.
Evleniyormuşsun diye duydum.
- But you said Graham Crackers got married and moved in with his wife.
Ama sen Graham Crackers'ın evlenip karısının yanına taşındığını söylemiştin.
Okay, wait. You want to get married?
Tamam, bekle, evlenmek ister misin?
How long have you two been married?
Siz ikiniz ne zamandan beri evlisiniz?
So, according to the license presented by Mrs. Wilkerson, you two were married on June 6, 1998.
Bayan Wilkerson'nın sunduğu evlilik cüzdanına göre 6 haziran 1998'de evlenmişsiniz.
You haven't spoken to her at all, and you guys were married.
Onunla fazla konuşmadın, ve siz evlisiniz.
Some things are just wrong, like kissing a married person or tracing something and saying you drew it.
Ters bir şeyler var....... evli bir insanı öpmek gibi ya da taslak çıkarmak ve çizmekten bahsediyorsun.
- We'll get her married, but how will you manage without her?
Onu evlendiriyoruz ama onsuz nasıl idare edeceksin?
Not married anymore, so you can't tell me what to do.
- Artık evli olmadığımıza göre bana ne yapacağımı söyleyemezsin.
I have fucked... one or two married people, and, you know, the time that it became a disaster was'cause he told his wife.
Ben de bir yada iki evli adamla seviştim ve şunu da bil ki, felakete dönüştü çünkü o eşine anlattı.
It's not like we're married. I don't need you, like, in the room, defending my honor and protecting my character, okay?
Evlenmeyeceğiz sonuçta, odada oturup onurumu savunmana karakterimi korumana gerek yok.
You're married, right?
Sen evlisin, değil mi?
But I know that you've never been married.
Ama hiç evlenmedin sanıyordum.
It's not much fun being married to a drunken oaf like you, you know.
Senin gibi sarhoş bir hödükle evli olmak hiç eğlenceli değil.
I must tell you that I am in love with Sonya and I want us to be married.
Size şunu söylemem gerekiyor ki ben Sonya'yı seviyorum ve onunla evlenmek istiyorum.
Because you're still married to that one, aren't you?
- Çünkü onunla hâlâ evlisin, değil mi?
- Answer me! You couldn't marry her - you're married already!
Onunla evlenemezsin çünkü zaten evlisin!
If I were not married myself, and a better man than I am... I mean, worthy of you... I would go down on my knees this minute and ask for your hand and your love.
Eğer evli olmasaydım ve daha iyi biri olsaydım yani sana lâyık biri şu dakika dizlerimin üstüne çöker senden bana elini ve sevgini vermeni isterdim.
You know, my wife's cousin married an Amberson, but he was from New Hampshire.
Eşimin kuzeni de bir Amberson'la evli fakat o New Hampshire'dandı.
I was frantic when Angel said he was getting married again, with you, in particular.
Angel yeniden evleneceğini söylediğinde çok sinirlenmiştim. Özellikle de sana.
You know, when she got married, I was sure she would wake up in a year or two.
Evlendiğinde bir-iki sene içinde uyanacağını düşünmüştüm.
After she's married, I'll turn my attention to a match for you.
Kardeşin evlendikten sonra, senin eşini bulmaya yöneleceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]