Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → русский / [ Ç ] / Çınar

Çınar перевод на русский

48 параллельный перевод
Bir çınar ve bir kestane.
Платан и каштан.
- Evin arkasında iki ağaç vardı. Bir çınar ve bir kestane ağacı.
За домом было два дерева :
Ben çınarın altında otururdum, o da kestane ağacının altında.
платан и каштан. Я сидела под платаном, а он сидел под каштаном.
- Çınar, melez çam, baobab... - Fark etmez.
Платан, лиственницу, баобаб, тебе всё равно?
Çınar ağaçlarını kontrol ediyorum. Ölü olanları...
- Не переведено -
Hastalıklı Amerikan malı çınar ağaçları oluştu.
- Не переведено -
Unutmayın, içki kutularının üzerinde kırmızı çınar yaprağı işareti var.
ѕомните, € щики с выпивкой помечены красным кленовым листом. ƒа, сэр, знаю.
Bir çınar ne kadar büyüyebilir?
Тот, кто юный тополь срубит,
Ben bilimin kurumuş çınarıyım.
Я – ходячая мумия ученого.
Çınarın olayı klasik, herkes suyunu fazla verir oysa haftada bir kereden bile az sulamak lazım!
Это распространенная ошибка. Малышей нельзя слишком часто поливать. Даже если вы будете поливать раз в неделю, и то часто.
İşte, o gün o adamla Bay " Çınar'la tanışmakla kalmadı üstüne üstlük sonrasında...
Так Мартина познакомилась с месье Платаном. Что же было дальше?
- Bizim koca çınarın orada.
- Где ты его видел?
Çınar dallarındaki çiğ tanecikleri gibi.
Роса на ветке клена.
Çürümüş bir dalı koca çınarın kaydırdı ayağını, düşüverdin ve ölüp gittin.
Гнилая ветка наверху ствола сломалась - и тебя не забудут. Тебя больше нет и тебе хвала.
Bir çınar.
С клена.
Kızıl çınar.
С красного клена.
Sen akıllı, sakin, salam birisin. Yaşlı ulu bir çınar gibisin.
Вы разумный, уравновешенный, решительный... вы как могучий дуб...
Mesela benimki çınar.
Например, моё... сикамор.
Tamam, çınar olsun.
Эм... сикамор, понятно.
* Kuşlar şakıyor çınar ağacında *
* Птицы сонно поют на деревьях, *
Bir çınar ağacından inmeyi reddettiği için ana sayfadaydı.
О ней написали на первой странице, потому что она отказалась слезать с платана.
Juli Baker ve o salak çınar ağacı.
Ох уж эта Джули Бейкер с ее платаном.
Ne dediğini tam olarak anlamamıştım, ta ki bir gün çınar ağacına çıkana kadar.
Я не могла понять, что он имел в виду до того дня, когда сидела наверху платана.
Dünyadaki en güzel çınar ağacının kütüğünü görmemek için bisikletimi kullandım.
Я ездила в школу на велосипеде, чтобы не видеть пень, который раньше был самым красивым платаном на земле.
Çınar ağacı kesileli iki hafta geçmişti ve kendimi normal hissetmeye başlamıştım.
Это произошло через две недели после того, как срубили платан, и я вновь начала чувствовать себя человеком.
Çınar ağacını anlatmamı istiyordu.
Он хотел побольше узнать о платане.
Bu bir çınar ağacıydı.
Это был платан.
Ulu bir çınar ağacı gibi.
А как могучий дуб.
Ama görünen o ki yaklaşık yedi ay içinde hayatımıza ulu bir çınar ya da onun gibi bir şey dâhil olacak.
Но сейчас... Через семь месяцев в нашей жизни появится могучий дуб, поэтому сейчас я должна планировать.
O elbise üzerindeki çınar yaprağı.
Комбинезончик с кленовым листком.
Yeni numaralar öğrenmeye hazır ol, yaşlı çınar.
Пора обучить старую собаку новым трюкам.
Süpermarket çınar şurubu.
Кленовый сироп из супермаркета.
Çınar ağacının yanına bir çift karabaş ötleğeni yuva yapmış.
Пара г-гнездовий ч-черноголовок внизу у платана.
Kuşlar çınar ağacında ötüyor
♪ Birds singing in the sycamore tree ♪
Yoksunluğun kalesi olmaktan çok uzak olan Hamilton'da bile Tyler'da farklı bir şey vardı, büyük bir çınar gibiydi.
Даже в школе "Гамильтон", которая не является бастионом самоотверженности, Тайлер вел себя так, как будто у него есть высшая цель.
Amerika'da yaşamak zaten yeterince kötüyken. Şimdi de bütün çınar yaprağı hastası çocuklar kızımıza sahip olmak isteyecek.
Мало того, что мы живём в Америке, теперь еще все мальчики с кленовой лихорадкой начнут таскаться за нашей дочерью.
Yaşlı çınar düşmüş.
Тут старый плакат свалило
- Ah, ızın çınar.
- Так, этого на выход.
Daha da şaşırtıcı olanıysa duyduğum bir diğer su sesiydi. Şen şakrak akan bir pınar yapılmış olduğunu gördüm yanında da - içime en çok dokunan bu oldu - birileri yeniden doğuşun mükemmel bir simgesi olan ıhlamur ağacı dikmişti.
Я увидел, что построили фонтан, который свободно тёк, и - что удивляло больше всего - кто-то посадил рядом липу, которой сейчас уже было не меньше 4-х лет, уже полностью покрытую листвой :
Bu pınar nereden çıkıyor?
Где водапад начинается?
Linea, Dargol'un yaşam uzatıcı etkisini arttırarak bir çeşit Gençlik Pınarı yaratmaya... -... çalışıyormuş.
Суть в том, что Линея пыталась улучшить продлевающие жизнь свойства Даргола, чтобы создать что-то вроде источника вечной молодости.
Oda sadece bir tek anahtarla açılabilirdi... ki, eğer bulunursa... taşıyıcısını ölümsüzlük pınarının başına götürebilirdi.
Палату можно было открыть лишь одним-единственным ключом. Тому, кто овладевал им, открывался путь к Роднику Бессмертия.
Düşünüyordum ki eğer mağaralarda yaşıyor olsaydık pınarın etrafına bişeyler yapardık böylece herkes tatlı su içebilirdi ve reviri sahilden çıkarabilirdik.
Я тут думал, если бы мы жили в пещерах, мы могли бы построить плотину вокруг этого ручья, так, чтобы у всех была пресная вода, и мы могли бы перенести лазарет с пляжа.
Şu, hava deliğinden çikolata pınarı çıkan bir balina mı?
Это что кит с шоколадным фонтаном из спины?
Dante'nin mektubunun kalanını okudum ; Gençlik Pınarının sırrı ortaya çıkarsa diğerlerini çok kışkırtacak diyor. Kötüye kullanmak isteyecekler.
Я дочитал письмо Данте, он пишет, что если когда-нибудь секрет фонтана молодости будет раскрыт, для некоторых искушение злоупотребить им будет слишком велико.
Nar toplamak için dağlara çıktığımı hatırlıyorum.
Бывало, ходили в горы собирать гранаты
Önceki sezonlarda emeği geçenler ; Pınar Batum, ozz, shdi, Shagrathian batigol-7, Orkan, Kuban, m1r4culous, Kont Dracula, FeLis, Rommel Uyanıp çıkış işaretine doğru gitmek isteyebilirsin.
Çınar yaprağına karşı fetişin var demek, bu mudur?
Подхватил кленовую лихорадку?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]