English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ K ] / Kırkın

Kırkın Çeviri İngilizce

801 parallel translation
Bu arada bu bölüm işini, yeni yıldan bu zaman kadar yüzde kırkın üzerinde arttırdı.
Oh, by the way, this department has increased its business over 40 percent since the first of the year.
Kırkıncı yıldönümü... yani işine başlamasının.
The 40th anniversary of... the day he got his job.
Kırkınız birden mi?
All 40 of ya?
Evet, iyi bir kız. Diğer taraftan, Akiko kırkını devirmiş bile.
But, Akiko is over 40.
Bir dahaki sefere kırkının da seninle gelmesine izin ver.
Next time let all forty of them come with you.
Bunca zamandır insanlığın bir savunucusu olarak, farkındasındır... Modern insan ırkı artık korunmaya layık değil.
As a defender of humanity all this time, you do realize the modern human race is no longer worthy of being protected.
Kırk yılın başı bir evleniyorum.
I'm getting married for once.
John oradaydı ve Jim'de öyle ve Georgie çavuş oldu kısa sürede ordu kim olduğuna bakmıyordu bile ve bizi sınıra sürdü, kuzeye askerler yaşarlar topların gürültüsünde Ümit Burnundan Cooch Behar'a kadar bir gece yağmur altında çıkarsa karşılarına farklı bir ırk...
John was there and Jim was too And Georgie made sergeant in short order The army doesn't give a fig who you are
... koyu tenli veya açık çiğ külbastı yapmak için hepsini yaparlar kıyma John gömüldü ve Jimmy öldü Georgie'yi vurdular talan yaptı diye ama kan halen kırmızı ve devam ediyor orduya asker alımı askerler yaşarlar topların gürültüsünde Ümit Burnundan Cooch Behar'a kadar bir gece yağmur altında çıkarsa karşılarına farklı bir ırk koyu tenli veya açık çiğ külbastı yapmak için hepsini yaparlar kıyma...
- An unfamiliar race - Dark or fair of face They just might chop them up to make their steak tartare
Her halükarda, bu işi kendin yapma konusunda bu kadar kılı kırk yarıyorsan muhakkak ki sana yardımcı olabilecek arkadaşların vardır?
When you feel that you're so fussy about doing it yourself surely you have some kind friends who would help you.
Beni incitmesi için daha kırk fırın...
Lt'll take more than a bloke like that to...
Horace'a gerçekte hak ettiği yüzde otuz üç payın yerine yüzde kırk vereceğim. Tabii iki hafta içinde parası hazır halde eve dönmesi şartıyla.
I'll give Horace 40 percent... instead of the thirty-three and a third he really should get... provided he's home and his money is up within two weeks.
Kırk yılda bir böyle kuralsız bir şekilde konuştuğum için beni bağışlamalısınız.
And you must forgive me if I take poetic license once in a while.
Bunların arasında da zengin bir tüccardan gelen kırk küp yağ olacak.
Among them will be forty jars of oil from a rich merchant.
Sonra ileri kuraldışı bir pas attın. Sonra kırk yard geriye düştün.
Then you heaved an illegal forward pass and got thrown for a 40-yard loss.
Çocukların nasıl olduğunu bilirim, kırk yıldır bu işi yapıyorum.
I know what children are and have done these 40 years.
Filistinliler kırk yıldır halkını esir tutuyormuş.
For 40 years the Philistines had held his people in bondage.
- Kırk yılın başı şu çocuklar evde otursalar ne olur yani?
- Twenty wins.
İnsan ırkının sorunu, tamemen insanlık dışı olmasıdır.
The trouble with the human race is that it's entirely subhuman.
Geminin omurgasını kırdı ve bizi batırdı. Kırk zavallı denizci boğuldu.
it come up at midships and broke our backs and sunk us - - 40 poor sailor men drowned dead.
Ben kırk yaşını geçkin bir kadını arıyorum.
I'm looking for a woman over 40.
Bu onların dev bedenlerini destekliyordu, çünkü yaklaşık kırk ton geliyordu!
It helps to hold up their great weight. They weighed about forty tonnes.
Burada yüzde kırk alınır.
You get 40 percent here.
Unutmayın ki ; içeride kırk küp altın da var!
Don't forget, there are 40 chests of gold inside!
Sen şu kılı kırk yaran toplantılarda bulunmalısın.
You oughta be at that hair-splitters'convention.
Cenaze masraflarını ödemem gerek ama sadece kırk kuruşum var.
I've got to pay for her funeral, but I've only got 40 pennies.
Sıfırın altında kırk derece.
40 below zero.
Atalarımın kırk nesli ağlar, borcumun ödenmesi gerek.
Forty generations of my ancestors cry that my debt must be paid.
Bir şeyi merak ettim. Kırk yaşında bir adamın yirmi yaşında bir kıza söylemesi gereken bir şey var mı?
You know, I Was Wondering, is there anything in particular a man of 40 says to a girl of 20?
Muhteşem Kırk Nina'nın altına hücumu başlatan dansını izleyin.
Fabulous Forty Nina doing the dance that started the Gold Rush!
Yalnızlık sorunu, insan ırkının çaresizce diğer insanlarla birlikte olma ihtiyacı...
( male presenter, off ) UP THERE, UP THERE IN THE VASTNESS OF SPACE IN THE VOID THAT IS SKY- -
"Suça yatkın, bozuk bir ırk sahibi olmayı beklemektense veya....... bu kişilerin zayıf zekaları yüzünden açlık çekmelerini görmektense toplum üremelerini tıbbi yöntemlerle en başında engelleyebilir."
"It is better if, instead of waiting to execute degenerate offspring for crime or to let them starve for their imbecility, society can prevent their propagation by medical means in the first place."
Daha kırk yaşına gelmeden zayıfladığını ve yaşlandığını gördüm, çalışmaktan, çalışmaktan, tıpkı yaşlı bir at gibi, ölesiye çalışmaktan, ve sen tüm emeğini bir günde yok ettin.
I seen him grow thin and old, before he was 40, working and working and working, like somebody's old horse, killing himself, and you give it away in one day.
Kırk yılın başı klas birini tavlamıştım ki her şeyi berbat ettin.
Once in a blue moon I latch onto a guy with class and you mess it up.
Kırk dakikalık konuşmayı bir cümleye sığdırdınız.
Hmm. You've condensed a 40-minute speech into one sentence.
Eminim ki, ülke temsilcilerinin sorduğu soruların büyük bir kısmı sizinkilerin birebir aynısıydı. Çünkü karşılıksız iyiliğe alışık bir ırk değiliz.
Surely, some of the questions asked by your representatives must have been identical to a few of your own because as a race, we're unaccustomed to charity.
Joseph Curwen'ın o yaratıklarla insanları birleştirerek yeni bir ırk yaratmaya ve tanrılarını onların aracılığıyla yeniden hakim kılmaya çalıştığına inanıyorlardı.
They claimed that Joseph Curwen was trying... to mate those beings with humans to create a new race... through which the gods could regain their control.
Buraya insan ırkının devamı için gerekli olan evlilik ayinini kutlamak üzere toplandık.
My friends, you are here to celebrate the sacrament of marriage, necessary for the propagation of the human race and granted to every man and woman not otherwise impeded by circumstance.
Bunun yerine küçük bir kısmını verebilirsin : Kırk bin liret.
Instead you can give me a small part of that : 40,000 lire.
Beni öldürmekle, ırkını özgür kılacağını mı sanıyorsun?
Did you think that by killing me you could liberate your race?
Canlı yayında olduğumuzun farkında mısınız kırk beş dakika sonra seyirci karşısına çıkacaksınız ve biriniz eksik mi?
Well, do you realize that we are on the air live... in front of an audience in forty-five minutes... and you're one short?
Nur içinde yatsın, annenin ayaklarını yıkadım. Şimdi kırk yaşındayım.
And not now that I am 40, but when I was younger.
" Plan yaparsınız gel gör ki Onun kafasında var kırk tilki
" Make a plan and you will find She has something else in mind
Genç bayan, bu tür bir utanmazlık bile beni size insan ırkının bir üyesi gibi davranmaktan alıkoymayacak.
Young lady, even this kind of impudence... will not stop me from treating you... simply as another member of the human race.
Kırk yıl boyunca burada insanları tıraş ettim. Saçlarını kestim.
For 40 years I've shaved people here... cut their hair.
Amacımız bağımsızlık ve Cezayir devletinin kurulması İslami kurallara dayalı ve ırk ve dinine bakılmaksızın temel haklara saygılı olarak.
Our aim : independence and restoration of the Algerian state, in accordance with Islamic principles and the respect of basic liberties, regardless of race or religion.
Babam, makinistti. Kırk sekiz yaşında emekli oldu ve insanlar, babamın sağlıklı iken yirmi, belki de otuz yıl boyunca bir şey yapmadan emekli maaşı alacak olmasını çok kıskandı.
My father, an engine driver, has been retired since the age of forty eight and people are mad with envy since dad is healthy and will draw his pension for twenty, maybe thirty years... without doing a thing.
Yaratık, kendi ırkının annesi.
This creature here is the mother of her race.
Sonra kırk kişi karısını istismar etti.
Then 40 of them abused his wife.
Kırk yıldır ihtiyaç duydukları anda insanların yardımına koştum.
Forty years I've taken care of people in their hour of need.
Annem daha kırk fırın ekmek yemem gerektiğini söyledi.
My mother says I've got a lot to live down.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]