English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ G ] / Greenpoint

Greenpoint Çeviri İspanyolca

97 parallel translation
Greenpoint Hastanesini arayın ve onlara yaralı bir polis getirdiğimizi söyleyin.
Llamando al hospital Greenpoint. Llevamos un policía herido... De acuerdo, 10-4.
- Onu Greenpoint'e götürüyorlar.
- Le están llevando a Greenpoint. - Te veré allí.
New York Maratonu'na katılmışlığın var. Bayılmadan önce Greenpoint'e varmıştım.
Corrí el maratón de Nueva York hasta la avenida Green Point antes de desmayarme.
Greenpoint, gelecek durak.
Próxima estación, Greenpoint.
Greenpoint, Brooklyn.
En Greenpoint, Brooklyn.
Greenponit'te kaçırılmış.
Fue raptada en Greenpoint.
Greenpoint.
En Greenpoint,
Ayrıca Greenpoint Yayınevi'nden haber bekliyorum.
También tengo que estar pendiente de Greenpoint Press.
Greenpoint Yayınevinden.
Es de Greenpoint Press.
- Green Point olay yerine ilk vardı.
- Los de Greenpoint llegaron primero.
Böyle olursa, sizin bölge Shoreline Station ve Green Point'a geçecek.
Si eso pasa, los cuarteles Shoreline y Greenpoint absorberán tu territorio.
Hiçbir şey Marc'ı, Green Point'u rezil etmek kadar keyiflendirmezdi.
- Sí. Sí, nada lo hacía más feliz que darle una paliza a Greenpoint. A todos ustedes hoy.
Sırada, Green Point'dan Sparky var. Eğitmeni Jasmine "JJ" Presley, ünlü itfaiye kaptanı Jessie Presley'nin kızı.
Así que ahora tenemos a Chispa, de Greenpoint... con su adiestradora Jasmine "J.J." Presley... hija de la ilustre capitán de bomberos Jessie Presley.
O kız Green Point'dan.
- Papá, es de Greenpoint.
- Green Point'tan saygılarla.
- ¿ Un regalo de despedida? - No, es de parte de Greenpoint.
Greenpointteki bazı adamlar hakkında muhbirden haber aldım. arabalarının arkasında otomatik silah sattıkları hakkında bir tüyoydu bu.
Este informante me aviso de unos tipos en Greenpoint... vendiendo ak's desde el maletero de su auto.
greenpoint.
Greenpoint.
Greenpoint'ten sonra çok farklıydı gerçi.
Que era bien diferente de Greenpoint.
Greenpoint'i 5 yaş sonrası eğitimi için düşünüyorum.
Desarrollo K el año que viene, Greenpoint.
Greenpoint'ten sonra çok farklıydı gerçi.
Pero era muy distinta a la de Greenpoint, seguro.
Greenpoint Y.'deki trambolin atlamalarından beri öyle atlayıp zıplamamıştım.
Es que no había saltado así desde mis clases de trampolín en la Y de Greenpoint.
Cumartesi günü annem kendi doktorunu aramak için ısrar etti ve bizimle Cumartesi gecesi Greenpoint'teki ofisinde buluştu.
El sábado, mi madre insistió en que llamara a su médico y nos hizo ir por la tarde a su consultorio en Greenpoint. La noche de sábado.
Ama okula gitmek için evden erken çıkardım Greenpoint, Brooklyn'i bilirsin, herkes böyle yapardı.
Pero yo me iba temprano para ir caminando a la escuela era en Greenpoint, Brooklyn, sabes y todos lo hacían entonces.
Sizin orada, Greenpoint'de yarın açılacak restoranın işletmecisi olacak kadın.
Es la agente publicitaria de un nuevo restaurante que abre mañana en Greenpoint, cerca de donde tú vives.
Onu Greenpoitteki güvenli eve götürelim.
Lo llevamos a una casa segura en Greenpoint.
Greenpoint, lütfen.
Greenpoint, por favor.
Burada çalışan herkesin duaları siz ve ailenizle. Arabayı Greenpoint'te bulmuşlar.
Los pensamientos y oraciones de cada hombre y mujer en este departamento están contigo y tu familia Localizaron el coche en Greenpoint.
Ateş açılan arabayı Greenpoint'te buldular. Ama daha kimse üstlenmedi.
Bien, encontraron el coche del tirador en Greenpoint, pero nadie se ha hecho responsable aún.
Greenpoint'in ara yollarındalar.
Están en Greenpoint.
Peki Greenpoint'e hiç gittin mi?
¿ Así que nunca sales en Greenpoint?
Sonraki durak, Greenpoint.
Próxima parada, Greenpoint.
Kardeşin Grant'in yaptığı şu anlaşma Greenpoint'te, Brooklyn'de, mazot akıntısı yüzünden mahvolan bir sürü arazi hani.
¿ Quién diablos eres? El trato que hizo tu hermano Grant en Greenpoint, un montón de terreno en Brooklyn arruinado por un derrame petrolero.
Grant, Green Point'tekinin çok fazla para kazandıracağını söylemişti.
Grant me juró que Greenpoint sería algo grande.
Greenpoint'de ucuz bir fırın toptancısına gittim ve bize birkaç malzeme aldım.
Fui a una tienda de pasteleros en Greenpoint y compré equipo.
- Tommy, kusura bakma da Greenpoint'le Henry arasında bir dört ağzına geliyoruz.
Con todo respeto, Tommy. Estamos a punto de detenernos en la intersección de Greenpoint y Henry.
Greenpoint'e şovu olan adam. Hani bayrak direğine kendini meme uçlarından asmıştı.
¿ Él fue el tipo que hizo una exposición en Greenpoint... donde se colgó de sus pezones en un asta de bandera, lo recuerdas?
Bir malzeme çantası var, 256 numaralı kasada, Green Point Stadyumu, Metro İstasyonu'nda.
Hay un maletín en el casillero 2-5-6, Estadio Greenpoint, estación del metro.
Evet, efendim. Green Point Stadyumu'nda.
Sí, en el Estadio Greenpoint.
Özür dilerim ama Greenpoint Kuleleri Kompleksi'nden mi bahsediyordunuz?
Lo siento. ¿ Estaba hablando del complejo de torres Greenpoint?
Bak, ben senin seçtiğin meslekten iğrenirken Neal'ı Greenpoint'te yıkanmaktan alıkoyan tek şey bizim berbat birliğimiz olabilir.
Mira, por mucho que aborrezco tu profesión elegida nuestra unión podría ser lo único que previene que Neal salga en Greenpoint.
Diana Greenpoint'te yerel desteğe ihtiyacım var.
Diana, necesito refuerzos en Greenpoint.
Yok, Greenpoint'de oturuyorum.
No, vivo en Greenpoint.
- Greenpoint.
Greenpoint.
Çünkü Greenpoint bölgesindeki tekrar yapılandırma çalışmaları yüzünden bölge halkı size kızgın.
Porque a los electores les molesta la rezonificación del distrito Greenpoint.
Sen beni Greenpoint Kuleleri Projesine almakla ilgilensen daha iyi olur.
Tú deberías preocuparte por conseguirme el proyecto de las Torres Greenpoint.
Greenpoint'le neden bu kadar ilgileniyorsun?
¿ Por qué te interesa tanto Greenpoint?
- Muhtemelen Greenpoint Kuleleri anlaşmasındaki rakiplerimden birinin işidir.
- Probablemente venga de uno de mis competidores en el trato de las torres Greenpoint.
Ve gece saat 4.00 civarında Greenpoint'daki IHOP'dan beni aradın.
A eso de las 4 AM, me llamaste finalmente.
Ben de gelip seni aldım.
De una IHOP en Greenpoint, para que te vaya a buscar.
Greenpiont burasıymış demek.
Entonces esto es Greenpoint.
Ta Greenpoint'te kadar bunu söylemek için gelmediniz, değil mi?
¿ No habéis hecho todo el camino hasta Greenpoint solo para decirnos eso, ¿ verdad?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]