English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bu benim için mi

Bu benim için mi Çeviri Fransızca

374 parallel translation
Bu benim için mi?
Ce n'est pas pour moi?
- Bu benim için mi? - Evet.
- C'est pour moi?
Bu benim için mi?
Pour moi?
- Bu benim için mi?
- C'est pour moi?
"İstediğim..." Bu benim için mi?
"Je voudrais..." C'est pour moi?
- Bu benim için mi?
- Est-ce pour moi?
Bu benim için mi?
C'est pour moi?
- Bu benim için mi? - Evet.
C'est pour moi?
- Biraz bahar havası. - Bu benim için mi?
- Un air de printemps.
Öyleyse benim için bu işi yapacaksın, değil mi?
Alors, vous allez faire ce travail pour moi?
Afedersiniz, efendim acaba bu villa yalnız Yüzbaşı de Boeldieu ve benim için mi yapıldı?
je vous demande pardon, mon commandant, mais... Cette villa... A-t-elle été construite exprès... pour le capitaine de Boeldieu et pour moi?
Benim için bu kadar zahmete mi girdin?
Je suis allé le voir tous les jours. Hier, enfin, il a parlé.
Senin için gerçek, değil mi? Birbirimiz için duyduğumuz bu yoğun duygu benim için olduğu kadar, senin için de gerçek, değil mi?
Ce sentiment bouleversant que nous avons l'un pour l'autre, il est aussi vrai pour vous que pour moi?
Bu pankartları benim için mi hazırladınız? Çok hoş.
C'est vous qui avez peint ça?
- Bu benim için. Unutmam. - Unutmazsın, değil mi?
- Mes coups ne foirent jamais.
bu benim için geçerli mi?
J'ai le droit de m'en servir?
Benim davetimi bu serseriyle görüşmek için mi reddettin?
Vous préférez sortir avec ce vagabond!
Bu miras benim için işleri pek kolaylaştırmıyor, öyle değil mi?
Ça n'arrange pas mes affaires, hein?
Bu benim için kötü bir şey mi?
C'est très mal?
- Bu nedenle yapmadıysan, neden yaptın o zaman? - Neden? Benim için mi yoksa kendin için mi?
Pourquoi, alors?
Tüm bu hoş geldin partisi benim için mi? - Demek döndün.
C'est à cause de moi qu'il y a cette fête?
Benim için bu işlerden elini eteğini çekmiş olman beni bir taraftan sevindiriyor, diğer yandan da üzüyor.
Quand je vous vois, Patron, me dorloter comme ça, je suis mi-ravi, mi-navré, je suis tout chamboulé.
Bu güzel elbise benim için mi?
Elle est pour moi cette belle tenue?
Bu benim iyiliğim için mi yani?
Et c'est pour mon bien?
Bu güzel elbiseyi benim için mi giydin?
Tu as mis ta jolie robe pour moi?
Benim için bu küçücük şeyi de mi yapmayacaksın?
Tu ne veux pas faire cette petite chose pour moi?
Sence bu benim için önemli bir şey değil mi? Ne hissediyorum sanıyorsun?
Tu crois que ça n'a pas d'importance?
Bütün bu çocuklar benim parmağım için sözüm ona kahramanlık gösterisi mi yaptılar?
- Sanctionnés à cause de mon doigt?
Benim için bir mesaj götürdün, öyle değil mi koca çocuk? Kilise yolunda, bu genç hanıma.
Vous avez porté un message... à cette demoiselle, à l'église.
Bu da ne, çok güzel benim için mi?
- C'est joli, c'est pour moi? - Non, c'est pas pour vous.
Eğer ölümümden sonra, biri bu günlüğü bulup okursa... bir dost benim için Kadiş duasını okuyabilir mi lütfen?
Si, aprés ma mort, quelqu ´ un trouve ce journal et le lit, puisse-t-il réciter le kaddish á mon intention.
Bu benim için yeni bir şey, değil mi?
C ´ est nouveau pour moi.
Eğer ölümümden sonra, biri bu günlüğü bulup okursa... bir dost benim için Kadiş duasını okuyabilir mi lütfen?
Si, aprés ma mort, on trouve, et lit ce journal, puisse quelqu ´ un réciter le kaddish pour moi.
- Bu önemli! Öyle mi? Benim için önemli.
C'est important pour moi.
Bu benim için bir avantaj mı değil mi bilemiyorum.
Je ne sais pas si c'est à mon avantage.
Nerdeyse mi? Bu benim için yeterince çabuk değil.
Un calvaire a-t-il une fin?
Bu liste benim için mi?
C'est ma liste?
Sanırım bu benim için büyük fırsat, değil mi?
J'imagine que c'est ma chance, n'est-ce pas?
Sizce bu görüntü sizin mi yoksa benim mi ateşimi söndürmek için ortaya çıktı?
Cet immense phénomène électrique n'existerait-il que pour nous anéantir, vous et moi?
Bu gerçekten benim için mi?
C'est vraiment pour moi?
Sağ ol, dostum ama, dürüst olmalıyım. Bu benim için geçici bir iş.
C'est juste un boulot à mi-temps pour moi.
artık benim için bu inattan vazgeçmenin zamanı değil mi?
Ne crois-tu qu'il est temps de te sacrifier pour moi?
Bu benim için iyi mi?
- C'est bon pour moi.
Sana bu ceketin benim için kişisel özgürlüğe olan inancımın sembolü olduğunu söyledim mi?
Est-ce que je t'ai déjà dit que cette veste est le symbole de mon individualité et de ma liberté?
Bu, başarısız olursan, benim de ölümüm demek olacağı için mi?
Parce que cela signifierait ma mort également si tu échoues?
Benim için mi bu?
Tu t'es procuré des places?
Bu çiçekler benim için mi?
Des fleurs... pour moi?
- Bu pasta benim için mi?
Un gâteau pour moi?
Bu şimdi en iyi ümit mi, Lou Lou ve benim için?
Est-ce l'unique espérance pour Lulu et pour moi?
Yani, kanatlarım altına aldığım ve vaktimi onlarla geçirdiğim bu zarar görmüş delikanlıları düşünmek ve onlar bu iğrenç suçtan sorumlu olmak için benim medya anlayışımdan sonuna kadar yararlanmak için mi duracaklardı.
Penser que ces jeunes défavorisés, que j'avais pris sous mon aile, à qui j'avais offert mon temps, et qui n'ont fait qu'abuser de ma naïveté... Penser qu'ils pouvaient être responsables d'un crime aussi odieux.
Bu benim için de geçerli mi diyorsunuz.
- Vous croyez que c'est mon cas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]