Bu berbat Çeviri Fransızca
3,870 parallel translation
Şehrin o berbat komşuluklarını, bu berbat yere tercih ederim.
Je préfère un quartier pourri en ville à ce trou!
Hayır, hayır, hayır. Bu berbat, çocuklar. Bunlar senin insanların, Alex.
C'est ton peuple, ça, Alex.
Tanrı olmayan biri olarak, bu berbat bir his.
Étant quelqu'un de non divin, ça craint.
- Bu berbat! Sadece parçaları bir araya getir. Kimse düşünmemiş mi bunu?
Ça a l'air tellement simple, personne n'y aurait jamais pensé?
Bu berbat.
C'est nul.
- Çünkü bu berbat olurdu.
- Car ça craint, sinon.
Yüce Tanrım, bu berbat koku da ne böyle? Koku mu?
Bon Dieu, qu'est-ce que c'est que cette horrible puanteur?
Bu berbat koku da ne böyle?
Quelle est cette odeur atroce?
Bir şekilde Jacqueline bütün bu berbat işleri bulmuş gibi görünüyor.
Il semble que d'une façon ou d'une autre, Jacqueline ait appris toute cette lamentable histoire
Bay Poirot... bu berbat yerde ne arıyorsunuz?
Monsieur Poirot... que faites-vous ici?
Bu berbat koku da ne?
C'est quoi cette putain d'odeur?
Peki bu berbat parti neredeydi?
Et où se passait cette fête horrible?
Lyle, bu berbat bir fikir.
Lyle, c'est une idée horrible.
- Bu berbat bir durum.
- Ça craint.
İşte bu berbat.
Ca craint.
Yani, bu berbat bir şey olmalı.
Et ça doit être horrible à voir.
Ne? Bu berbat bir fikir.
C'est une idée atroce!
Bu berbat hastalıkla savaşmak için aileleriyle birlikte gelebilecekleri bir yerleri olmalı.
Ils doivent avoir un endroit magnifique pour venir en famille lutter contre cette affreuse maladie.
Bu berbat işten kurtulmam sekiz yılımı aldı.
Il m'a fallu 8 ans pour quitter cette saleté de boulot.
Çünkü benim hiç bir fikrim yok, ve bu berbat bir durum.
Parce que moi non, et ça craint.
Sayın Sözcü, eğer bu berbat durumdan çıkmayı başarırsak beni itaatsizlikten tutuklayabilirsiniz ama kahrolası ekibinizin ciddi yardıma ihtiyacı var.
M. le président de la Chambre, si on sort vivants de ce merdier, vous pourrez m'arrêter pour insubordination. Mais vos hommes ont grand besoin d'aide.
- Bu iş berbat.
Ça craint.
Berbat bir şey bu.
Ça craint.
Neyse ki ben bu kadar berbat durumda değilim.
Tout va bien alors.
Ne yapıyorsun, arkamdan iş mi çeviriyorsun? Herkese bu operasyonu berbat ettiğimi mi söylüyorsun?
Qu'est-ce que tu fous à parler dans mon dos, dire à tout le monde que je fous en l'air cette opération?
Cash'i doğurduğumda da biliyordum ki... bu hayat berbat bir şeydi. Ve ona verilebilecek cevap da buydu.
Quand j'ai su que je portais Cash, je savais que la vie était terrible et que c'était ça, la réponse.
Aktörler arasındaki yapılanmadan bahsediyorum : ajanslardan, menajerlerden tüm bu treylerde yaşam falan ilaçlar, kokain, depresyon ayrılıklar ve sevgililer ve cinsel karmaşalar feshedilen sözleşmeler berbat bile sayılmayacak senaryolara verilen onaylar başarısızlık sonrası bunalımlar, halkla ilişkileri es geçme bağışlanmak için yalvarmalar...
Je parle de ce qui entoure les acteurs : les agents, les managers, tout ce qui s'en suit... les caravanes, la drogue, la coke, les dépressions, les ruptures, les amants, les trucs sexuels, les contrats rompus, la légitimation de scénarios insipides, la déprime après les flops, les RP qu'on plante,
Üzgünüm, şu anda berbat haldeyim... :'( ve kimse farkında değil ki, bu "görünen" berbat durumun içinde benim yarattığım bir berbat durum var, kimse bilmiyor henüz Tutuklandığını görmedim.
désolé, ma vie est un désastre en ce moment... :'( personne ne le sait, mais sous le désastre "visible"... il y a celui que j'ai créé, dont personne n'est au courant pour le moment
Bu berbat.
Franchement, ça craint, les gars. Pas très catholique.
- Bu işi sen berbat ettin!
- Tu as merdé!
- Bu hayatımın en berbat yolculuğu.
C'est le pire voyage que j'aie fait.
Evet ama bu aile berbat etmiş ve bitirmiş.
Mais celle-ci est démente et soudaine.
Berbat bir fikir bu.
C'est une idée horrible.
Eğer hayatımda geldim bu yana, hayatımı berbat.
Depuis que tu es entrée dans ma vie, ma vie craint.
- Hayır. Bu benim berbat gece işim.
Non, c'est mon horrible boulot de nuit.
Eğer bu projeyi berbat edersen, cahil yeğenini bitirdiğim gibi seni de bitiririm!
Si tu fous en l'air ce projet pour moi, je t'enterrerai encore plus profondément que je l'ai fait avec ta petite nièce illettrée!
Bu herhalde dünya tarihinin en berbat fikri.
C'est la pire idée que j'aie jamais entendue.
Boşanmanın en berbat yanı bu işte.
C'est la problème quand on divorce.
Bu iş berbat.
Ce boulot craint.
Ne lan bu? Berbat.
Quel bordel.
Bu berbat bir fikir...
C'est une idée de génie.
- Ne berbat bir herif bu.
- Allez, mec.
Bir şey var... Bu kadar berbat ceset kokan bir yer için...
L'endroit est bien en place, Ca pue comme ça après la mort.
Paris'teki lağımda süründüğümden bu yana, hiç bu kadar berbat bir şey görmedim.
Je n'ai vu quelque chose de dégoûtant dans les égouts de Paris.
Yemin ederim, Mogadişu'daki toplu mezarlar bu kadar berbat değildi. Kaçmak ister misin?
Maintenant, elle va nous parler des massacres de Mogadishu... on se barre?
- Bu adamalar berbat durumda. Bunu görecek. Eninde sonunda.
Elle finira par comprendre.
Bana iyi kulak verin, bu işi berbat ederseniz sizi bu tabutlara ellerimle koyarım.
Écoutez-moi bien, si vous merdez, je vous y mettrai moi-même, dans ces cercueils.
Bu hayatımda kokladığım en berbat koku.
C'est la pire odeur que j'aie sentie de toute ma vie.
Berbat, ama mecburuz, bu yüzden yapmak zorundasınız.
Terrible, mais nous sommes dans le pétrin, donc vous ferez l'affaire.
Bence Joe'nun oldukça iyi.. .. bir karması vardı ve bu büyülü.. .. stüdyo Van Nuys'taki berbat..
Je pense que Joe avait un très bon karma, et son studio magique surgi de ce complexe de cul-terreux à Van Nuys.
Ancak bütün bu şey berbat değildi.
Mais ça n'a pas été une déception.
bu berbat bir şey 22
berbat 401
berbat bir durum 28
berbat kokuyor 19
berbat hissediyorum 35
berbattı 85
berbat bir şey 33
berbatsın 36
berbat görünüyorsun 144
berbat durumdayım 16
berbat 401
berbat bir durum 28
berbat kokuyor 19
berbat hissediyorum 35
berbattı 85
berbat bir şey 33
berbatsın 36
berbat görünüyorsun 144
berbat durumdayım 16
berbat görünüyorum 22
bu benim hayatım 59
bu benim kocam 35
bu benim 446
bu benim annem 30
bu benimki 30
bu benim babam 46
bu benim evim 23
bu benim kızım 34
bu benim hatam 68
bu benim hayatım 59
bu benim kocam 35
bu benim 446
bu benim annem 30
bu benimki 30
bu benim babam 46
bu benim evim 23
bu benim kızım 34
bu benim hatam 68
bu benden 30
bu ben değilim 55
bu benim arabam 52
bu benim kardeşim 30
bu bey 51
bu benim karım 51
bu benim için 31
bu beni ilgilendirmez 44
bu benim oğlum 47
bu benim fikrim 22
bu ben değilim 55
bu benim arabam 52
bu benim kardeşim 30
bu bey 51
bu benim karım 51
bu benim için 31
bu beni ilgilendirmez 44
bu benim oğlum 47
bu benim fikrim 22