English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ W ] / Willowbrook

Willowbrook Çeviri Portekizce

36 parallel translation
Galiba Joseph Willowbrook'un şu protestoları başlatan Kızılderili'nin sivil itaatsizlik geçmişi var.
Parece que o Joseph Willowbrook, o índio que anda a encabeçar os protestos, tem antecedentes de desobediência cívica.
Bay Willowbrook bu mağaraların önemini herkesten daha iyi anlıyorum ama Luthor Şirketi ile birlikte geçinebileceğiniz bir yol olmalı.
Mr. Willowbrook, entendo a importância destas grutas melhor do que ninguém, mas deve haver forma de coexistir pacificamente com a LuthorCorp.
- Lütfen Bay Willowbrook...
- Por favor, Mr. Willowbrook...
Joseph Willowbrook, seni bu inşaatın ustabaşı Dan Hammond'u öldürmek suçundan tutukluyorum.
Joseph, está preso pelo homicídio de Dan Hammond... -... o encarregado da obra.
Bay Willowbrook'un çöpünde, kurbanın kanı olan bir havlu bulduk.
Encontrámos uma toalha no lixo de Mr. Willowbrook com sangue que correspondia ao da vítima.
Joseph Willowbrook'un kefalet parasını çıkarmalıyım.
Preciso de dinheiro para a fiança do Joseph.
Bay Willowbrook, adınız bir cinayet davasına karıştığı için üzgünüm.
Mr. Willowbrook, lamento ter sido envolvido na investigação.
Willowbrook Alışveriş Merkezi'nin üzerindeki Fuji Balonu'nu.
O dirigível da Fuji sobre o centro comercial de Willowbrook.
Babası onu Willowbrook'a gönderecek diyorlar.
O pai dele vai enviá-lo para Willbrook.
Profesör Willowbrook, bu kadar kısa sürede gelebildiğiniz için teşekkürler.
Professor Willowbrook, obrigado por vir sob tão súbito pedido.
Profesör Willowbrook?
Professor Willowbrook?
Ve Willowbrook senin Naman olduğunu sandığı için mi geldi?
E o Willowbrook veio porque acha que és o Naman?
Willowbrook'un öğrencilerinden biri hançeri eline aldı, ona güçler verdi.
Um dos alunos do Willowbrook roubou a faca e recebeu poderes.
Profesör Willowbrook benim Naman olduğumu düşünüyor.
O Professor Willowbrook pensa que eu sou o Naman.
Profesör Willowbrook bana bir mesaj yolladı.
O Professor Willowbrook enviou-me uma mensagem.
Willowbrook senin sahte kurtarıcı olduğunu söyledi.
O Willowbrook disse que és um falso profeta.
Voa. Willowbrook, Arizona.
Willowbrook, Arizona.
Willowbrook'a hoş geldin. Müşterinin evi, her kimse artık.
Bem-vindo a Willowbrook, casa do ocupante, seja ele quem for.
Adam Willowbrook'de 24 yaşındaki Mabel Smith'e sarkıntılık etmiş, kocası olduğunu iddia etmiş.
O homem mandou chamar Mabel Smith, 24 anos, de Willowbrook, dizendo que era marido dela.
Tuskegee ve Willowbrook'taki meslektaşları mı?
Os colegas em Tuskegee e Willowbrook?
- Willbrook Alışveriş Merkezi'ne!
- Para o Shopping Willowbrook!
Willowbrook Bulvarı Numara 9542.
9542 Willowbrook Avenue.
Bu yüzden Watson'ı Willowbrook Destekli Yaşam Tesisi'ndeki evine çoktan gönderdim.
Portanto, já enviei a Watson a casa dela, no Lar Willowbrook.
Willowbrook kimliğine ihtiyacım olduğunu söyledi. Fotoğraflar çekti.
Disse que era para a identificação do lar e tirou fotos.
Üzgünüm. Willowbrook bir hapishane değil.
Willowbrook não é uma prisão.
Willowbrook ziyaretçi defterinin kopyası elimizde ama adam Bai May-Lung'u görmek için gerçek adıyla imza atacak değil.
Temos a cópia do registo de visitas de Willowbrook, mas ele não iria assinar o nome verdadeiro.
Willowbrook Destekli Yaşam Tesisi'yle sık iş yapan bir cenazeci.
E trabalha com o lar Willowbrook.
Evet ama belki Sven, Willowbrook'a girip Bai May-Lung'la konuşmak için de bir maske kullanmıştır.
Mas talvez o Sven tenha usado uma máscara para entrar no lar.
Belki sen de Willowbrook'a gidip o adamla ilgili haklı mıyım bakabilirsin.
Podias ir a Willowbrook ver se tenho razão acerca daquele tipo.
Sven'in o sabah üzerinde çalıştığı ceset Brent Arrieta bir Willowbrook sakiniymiş.
O corpo em que o Sven estava a trabalhar nessa manhã, Brent Arrieta. Vivia em Willowbrook.
Bu telefon kayıtlarına göre Sven, Arrieta üzerinde çalışırken Michael Haas'ı aramak için ara vermiş. Willowbrook'taki müdür.
Segundo os registos telefónicos, o Sven interrompeu o trabalho para ligar ao administrador do lar.
Tabii ki koyamazsın. Çünkü bu sabah benimle Willowbrook'ta değildin.
Porque não estivestes hoje comigo em Willowbrook.
Sahte hayır kurumlarına bağış yapmaları için Willowbrook sakinlerine baskı yapmanızı sağlıyorlardı.
Mandaram-no pressionar os residentes do lar para fazer doações à instituição falsa.
Çünkü son dönemde olan Willowbrook'taki tüm ölümlere baktığımızda hayırsever bağış ve ölüm örüntüsü bulacağımızdan oldukça eminim.
Quando analisarmos as mortes recentes em Willowbrook, vamos encontrar um padrão de doações e mortes.
Ölü arkadaşlarının Willowbrook'ta çevirdiği dolabı öğrenmek onu epey kızdırdı.
Ficou aborrecido por saber do esquema dos falecidos com o lar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]