Against all odds translate Turkish
166 parallel translation
I didn't like this boy to begin with, but no man that wasn't sincere - - Could stage a fight like this against all odds.
Bu çocuğu sevmemiştim, ama içten olmayan hiç kimse böyle bir mücadeleyi göze alamaz.
" On he plods against all odds
" Her zahmete göğüs gere gere
Against all odds Milner has got it moving!
Bütün engellere rağmen Milner arabayı hareket ettirdi!
"Maybe if I'd given him 10 minutes, " against all odds, he would have changed my mind. " But now it's too late.
Keşke ona 10 dakika verseydim..... ama artık çok geç. " demeyin.
We've gotta test our loyalty against all odds.
Her şeye karşı bağlılığımızı test etmeliyiz.
Against all odds and as a matter of fact, and with this table not being occupied we should celebrate our reunion.
Herşeye rağmen buraya gelmemiz ve bu masalarda oturmamızın sebebi, bir meşgale değil yeniden bir araya gelişimizin kutlamasıdır.
- Against all odds, I'd say.
- Her şeye rağmen.
He will try and try and try, against all odds, against all prejudices, to get home.
Deneyecektir, deneyecektir, tüm engellere, tüm önyargılara rağmen evine dönmek için.
There, surrounded by hostile strangers he built a life. And there, against all odds against the merciless logic of the universe itself he thrived.
Çevresi düşmancıl yabancılar tarafından sarıldı ama o kendine bir hayat kurdu, tüm ihtimallere karşı, evrenin acımasız mantığına karşı,
Sir, somehow this little girl survived against all odds on a completely contaminated planet.
Efendim, bir şekilde bu küçük kız gezegendeki tüm koşullara rağmen hayatta kalmış.
Especially songs like In The Air Tonight and Against All Odds.
Özellikle "In The Air Tonight" ve "Against All Ods" da olduğu gibi.
And I shall do so against all odds because... it's all I know.
Her şeye rağmen denileni yapmalıyım çünkü bildiğim tek şey emre itaattir.
Only a few hours ago, I received word that a small group of people survived in New York City against all odds and in the face of tremendous adversity.
Bir mesaj aldık. New York'ta küçük bir grup sağ kalabilmiş. Doğanın tüm öfkesine ve düşmanlığına göğüs gererek.
Against all odds, and your own natures... you have survived!
Tüm olanlara ve kendi doğanıza karşı hayattasınız.
Unexpectedly and against all odds, that day I found my true vocation.
Beklenmedik şekilde o gün gerçek yeteneğimi keşfettim.
This year I watched my mom in a life-and-death struggle... against all odds battling possibly... the most fiercest creature on the face of the earth.
Bu yıl annemi dünyadaki en korkunç yaratık ile ölüm kalım savaşı verirken izledim.
Would you do it against all odds?
Ne pahasına olursa olsun, sen yapar mıydın?
Tom, over five years ago, doctors told actor Christopher Reeve that he would never walk again, but the resilient actor fought back, struggled against all odds, and has now built his very own Legion of Doom!
Tom, beş sene önce doktorlar Christopher Reeve'e bir daha yürüyemeyeceğini söylediler, fakat güçlü aktör tüm olumsuzluklara rağmen savaştı, ve şimdi de kendi Kıyamet Ordu'sunu yarattı!
Only a few hours ago, I received word that a small group of people survived in New York City against all odds and in the face of tremendous adversity.
Birkaç saat önce, New York City'de büyük güçlüklere ve zor yaşam şartlarına rağmen kurtulan bir grup insandan haber aldım.
Against all odds, we survived.
Bütün tuhafliklara ragmen, hayatta kalabildik.
Against all odds, a male Mountain Dragon has picked up our female's scent.
Her şeye rağmen, erkek bir Dağ Ejderhası dişinin kokusunu almış.
Well we just won one of the best games of all time, against all odds.
Bütün olasılıklara karşı bütün zamanların en iyi oyununu kazandık.
You have learned responsibility and cooking against all odds.
Sorumluluğu ve yemek yapmayı öğrendin. Beklenilenin aksine.
# Against all odds # # Infiltrate, storm the gate! #
# # Bütün acaipliklere karşı # # # # içeri gir, kapının üstesinden gel # #
# Against all odds #
# # Bütün acaipliklere karşı # #
" Against Asia's endless hordes, against all odds, we can do it.
" Asya'nın bitimsiz güruhuna, tüm eşitsizliğe karşı, başarabiliyoruz.
Against all odds.
Tüm garipliklerine rağmen.
He keeps slipping out of the hands of our enemies against all odds.
Her şeye rağmen düşmanlarımızın elinden kaçmayı başarıyor.
I believe this because against all odds,
Buna inanıyorum, çünkü bütün tuhaflıklara karşın..
We awake to find ourselves... Against all odds...
Kendimizi bulmak için uyanırız tüm garipliklere rağmen.
" Against all odds, Gusteau's has recaptured our attention.
" Yaşanan onca aksiliğe rağmen, Gusteau tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
All this monkey business with the training to run the odds up against Marlowe, and you're not really training at all.
Bahis oranını arttırmak için bu düzmece antrenmanlara katılıp aslında hiç antrenman yapmamandan belliydi.
I appreciate all your cooperation, considering all the odds against you.
İşbirliğin için sana minnetarım, bütün bu sıradışı işler dikkate alınırsa.
Against all odds, Warner Baxter achieved his dream.
Bu yönetmenlere de deli oluyorum.
Short-stacked and long odds against, all their outs gone, one last card in the deck that can help them.
Bütün zorluklara rağmen destedeki bir kağıdın onları kurtaracağını düşünürlerdi.
That is why I set up the Ali G Foundation to reward children who'as done amazing'fings against all de odds.
Aha bu yüzden Ali G Piç Kurusu kazanma yardım vakfını kurdum. Şimdiye kadar cins insanlara çok şaşırtıcı şeyler yaptık.
Possibility. I painted it because I thought we could all use a daily reminder that if you believe in yourself, even when the odds seem stacked against you anything's possible.
Bunun resmini yaptım çünkü bence hepimize şunun hatırlatılması lazım ; şartlar zorladığında bile kendine inanırsan, her şey mümkündür.
" And against all possible odds, we did it.
"Her şeye rağmen, başarmıştık."
All I ´ m really doing with this system is evening my odds against the dealer?
Bütün bu sistemde yapacağım şey kasayla oynamak mı?
This happened against all the odds.
- Bu, bütün zorluklara rağmen oldu. - Biliyorum.
Against all the odds she has finally given birth.
Bütün şansızlıklara karşı, sonunda doğurdu.
The one who fought against all rational odds To restore an extinct, destroyed commonwealth?
Mantıklı istatistiklere karşı çıkan yok edilmiş Bağımsız Devletleri geri getirmeye çalışan.
Against all odds, my tumour disappeared.
- Tümörüm yok oldu.
Against all the odds Satan could muster.
Her şeye rağmen şeytan bir araya gelebilirdi.
Against all the odds Satan could muster.
Şeytanın elindeki tüm kozlara rağmen.
Against all the odds.
Tahminlerin aksine.
I appreciate all your cooperation, considering all the odds against you.
Aleyhine bu kadar çok şey varken işbirliği yapmanı takdir ediyorum.
Exciting, because it contains a shoe factory struggling to survive against all the odds.
Heyecan verici bir yermiş çünkü orada her şeye rağmen mücadele eden bir ayakkabı fabrikası varmış.
We did all we could over the days to keep the patients going, but odds were against us.
Daha sonraki günlerde nakil yapılan hastaları hayatta tutmak için elimizden geleni yaptık ama her şey aleyhimizeydi.
People who can free themselves against all the odds are sure to inspire others.
Kendilerini tüm dalaverelerden sıyırmış insanlar tabi ki diğerlerine ilham vereceklerdir.
Against all the odds, it was Cantor, who had uncovered the uncertainty in mathematics, around whom followers where gathering.
Takipçilerinin toplanma yeri, tüm tuhaflığa rağmen, matematikteki belirsizliği açığa çıkaran
odds 32
odds are 57
again 7789
against 107
against my better judgment 31
against the wall 112
against me 47
against you 50
against who 36
again and again and again 16
odds are 57
again 7789
against 107
against my better judgment 31
against the wall 112
against me 47
against you 50
against who 36
again and again and again 16