I understand your frustration translate Turkish
88 parallel translation
But I understand your frustration, Frank, believe me.
Ama senin hayal kırıklığını anlıyorum, Frank, inan bana.
- I understand your frustration.
Siz ve FBI. - Anlıyorum.
- I understand your frustration.
- Hayal kırıklığınızı anlıyorum.
I understand your frustration, Captain, but we didn't even know that it was the Pyrians until you told us.
Hayal kırıklığını anlıyorum Kaptan ama siz söyleyene kadar bize saldıranların Pyrianlar olduklarını bile bilmiyorduk.
AND I UNDERSTAND YOUR FRUSTRATION, BUT TAKING ACTION PREMATURELY COULD GET US ALL KILLED.
Gerilmeni anlıyorum, ama düşünmeden yapılan hareketler hepimizi öldürür.
I understand your frustration.
Gerginliğinizi anlıyorum.
- I understand your frustration.
- İnan bana seni çok iyi anlıyorum.
Yes, well, I understand your frustration, Agent Dixon, but I believe that Sark's cooperation will save more lives than he's taken.
- Evet, karamsarlığını anlıyorum Ajan Dixon. Ama Sark'ın işbirliğinin aldığından daha çok hayatı kurtaracağına inanıyorum.
- Look, I understand your frustration.
- Sıkıntınızı anlıyorum.
I understand your frustration, Mr Auda.
Hayal kırıklığınızı anlıyorum Bay Auda.
Sydney, I understand your frustration, particularly in light of Emily's death.
Sydney sabırsızlığını anlıyorum. Özellikle de Emily'nin ölümünden sonra.
I understand your frustration.
Kolay değil.
I understand your frustration, but we need to look into this.
- Sinirlenmeni anlıyorum, Linda ama, bunu incelememiz gerek.
I understand your frustration.
Sıkılmanızı anlayabiliyorum.
I understand your frustration, Sam.
Hayal kırıklığını anlıyorum, Sam.
I understand your frustration.
Hayal kırıklığınızı anlıyorum.
I understand your frustration, ma'am. We will find your bags.
Bayan, sizi anlıyorum valizlerinizi bulacağız.
I understand your frustration, Maria, but I reviewed the D.A. work sheets.
Yaşadığın hayal kırıklığını anlayabiliyorum Maria, fakat bölge vekilinin çalışma sayfalarını inceledim.
I understand your frustration, but you are losing control.
Hayal kırıklığını anlıyorum, ama kontrolü kaybediyorsun.
– I understand your frustration.
Öfkeni anlıyorum.
- I understand your frustration.
Hayal kırıklığını anlıyorum.
I understand Your frustration.
- Verdim. Hayalkırıklığını anlıyorum.
- I understand your frustration.
- Öfkeni anlıyorum.
Mr. Campbell, I understand your frustration...
Bay Campbell, asabiyetinizi anlıyorum.
I understand your frustration... same... but precise amount.
Hayal kırıklığını anlıyorum.. aynı fakat hassas miktarda.
Now, I understand your frustration... but at this point there's nothing further I can do for you.
sizi anlıyorum ama başka birşey yapamam şu anda.
- buried in the God damn desert! - I understand your frustration...
- Durumunuz zor, anlıyorum.
I understand your frustration, Will, I do but I'm working as hard as I can for Annie.
Yaşadığın hüsranı anlıyorum, Will. Gerçekten anlıyorum. - Annie için elimden geleni yapıyorum.
Mr. And mrs. May, believe me, I understand your frustration.
Bay ve Bayan May, inanın bana çaresizliğinizi anlayabiliyorum.
I understand your frustration, I'm feeling that way too.
Kızgınlığını anlıyorum, ben de öyle hissediyorum.
I understand your frustration, Bill.
Endişeni anlıyorum, Bill.
I understand your frustration, But... what you're asking me to do is a waste of money
Üzüntünüzü anlıyorum, fakat... benden yapmamı istediğiniz şey parayı çöpe atmak
Look, I understand your frustration.
- Kızmanızı anlıyorum.
I understand your frustration.
Üzüntünüzü anlıyorum.
I understand your frustration, but this police station came under a gas attack yesterday.
Moral bozukluğunuzu anlıyorum ama bu merkez dün saldırıya uğradı.
I understand your frustration.
Hüsranınızı anlıyorum.
I understand your frustration.
Üzüntünü anlıyorum.
Yes, I understand your frustration.
- Hayal kırıklığını anlayabiliyorum.
I understand your frustration.
Kızgınlığınızı anlıyorum.
Now, I understand your frustration, I get it.
Hayal kırıklığınızı anlıyorum.
I understand your frustration, but you can't interfere in the search.
Sinirlenmenizi çok iyi anlıyorum, ama aramaya karışamazsınız.
I understand your frustration.
Hayal kırıklığına uğramanı anlıyorum.
I understand your frustration, I really do.
Hayal kırıklığını anlayabiliyorum, gerçekten.
I understand your frustration, ma'am.
Sıkıntınızı anlıyorum, hanımefendi.
Yes, yes, I can understand your frustration.
Evet, evet, hayal kırıklığını anlayabiliyorum.
I understand your anger and frustration, and I am genuinely sorry.
Öfkenizi ve acını anlıyorum, ve gerçekten üzgünüm.
I understand how you feel and your frustration.
Duygularını ve kızgınlığını anlıyorum.
I can understand your frustration.
Öfkeli olmanı anlıyorum.
See I can understand your frustration but I realized.
Bak, acını anlayabiliyorum.
I can understand your frustration, but...
Hayal kırıklığını anlayabiliyorum.
I can understand your frustration.
Hayal kırıklığını anlayabiliyorum. - Senin olayın neydi?
i understand 8174
i understand you 114
i understand what you're saying 52
i understand everything 43
i understand your concern 60
i understand now 77
i understand that 881
i understand your concerns 39
i understand it 80
i understand you're upset 45
i understand you 114
i understand what you're saying 52
i understand everything 43
i understand your concern 60
i understand now 77
i understand that 881
i understand your concerns 39
i understand it 80
i understand you're upset 45