Paul перевод на турецкий
22,475 параллельный перевод
Taking their lanes are Wil van Beveren, and Tinus Osendarp of the Netherlands, America's Jesse Owens and Mack Robinson, Paul Hanni of Switzerland, and the Canadian, Lee Orr.
Hollanda'dan Wil van Beveren ve Tinus Osendarp Amerika'dan Jesse Owens ve Mack Robinson İsviçre'den Paul Hanni ve Kanada'dan Lee Orr sahada yerlerini alıyor.
- It's okay, Paul.
- Sorun yok.
Officers Paul Sharp and Lead Investigator Dave Kane briefly addressed the crowd.
Memur Paul Sharp ve Baş Araştırmacı Dave Kane kalabalığa seslendi.
Paul, can you help me with this?
Paul, yardım eder misin?
My name's Paul.
Adım Paul.
Well, goodbye, Paul.
Güle güle Paul.
Paul...
Paul...
We're not meant to be alone, Paul.
Yalnızlığa mahkûm değiliz Paul.
Paul Thomas Anderson...
Paul Thomas Anderson...
His name is Paul Delamare.
İsmi Paul Delamare.
Paul Delamare runs the landing sites.
Paul Delamare, iniş bölgesini kontrol eder.
Where is Paul Delamare?
Paul Delamare nerede?
Paul Delamare?
Paul Delamare?
- Paul, you okay?
- İyi misin Paul?
So, Paul, tell your story.
- Hikâyeni anlatsana Paul.
Paul, come here and get him.
- Paul, buraya gel de vur ona.
Paul, somebody came to our door and asked for help and we lit him on fire.
Dün gece biz... Paul, biri kapımıza gelip bizden yardım istedi bizse onu yaktık.
Paul?
Paul?
Paul.
Paul.
Paul, don't leave!
- Paul, gitme!
Paul, Paul, Paul.
Paul, Paul, Paul.
- Well, I've got to do something. - What about the dog, Paul?
- Bir şeyler yapmak zorundayım ama.
Bert will find help and Karen will be fine... - Paul... -...
- Bert yardım bulacak, Karen da iyileşecek.
I promise.
- Paul. - Söz veriyorum.
Jesus, Paul, you really did a number on my back.
- Sırtımı mahvettin Paul.
You got to be Paul Robeson with her.
Yanında Paul Robson gibi olmalıyım.
Who's Paul Robeson?
Paul Robson da kim?
The faith of the holy apostles, Peter and Paul, and of all the saints commands you.
Kutsal havariler Peter ve Paul, ve tüm azizler sana emrediyor.
I'm sorry, Paul, my phone is...
Üzgünüm, Paul, telefonum...
Thank you, Paul.
Teşekkür ederim, Paul.
Paul hey, this is Paul.
Merhaba, ben Paul.
So, how's Paul doing?
Peki, Paul nasıl?
Right, how he's never seen Paul.
Evet, Paul'le tanışmamasını.
How he's never met Paul once. That!
Bir kere bile görmemesini.
Okay... um, how are you and Paul?
Pekala. Paul'le aranız nasıl?
I love Paul, he's such a nice guy.
Paul'ü seviyorum, iyi birisi.
Hi, Paul! Hi!
- Merhaba, Paul.
You've gotta tell Paul the... news.
Paul'e haberleri iletmelisin.
And I took them by to see me and Paul's apartment.
Ve onları benim ve Paul'le yaşadığımız yeri görmeye götürdüm.
He still can't ask about Paul?
Hala mı Paul'ü soramıyor?
Paul.
- Paul mü?
We broke up.
- Paul. - Ayrıldık.
When mom dies, Paul's coming.
Annem öldüğünde, Paul gelecek.
Yo, they took my Les Paul.
Les Paul'üm gitti.
Les Paul.
Les Paul.
Paul!
Paul!
Screw the dog.
- Köpek ne olacak Paul? Köpeği siktir et.
And how's Paul?
Paul nasıl?
Paul?
- Paul.
I want him here, so Paul's coming.
Burada olmasını istiyorum, gelecek.
Paul and I broke up.
Paul ve ben ayrıldık.