A nightclub traducir turco
634 traducción paralela
He was in a tuxedo... must have come out of a nightclub.
Smokin giyiyordu... Muhtemelen bir gece kulübünden çıkmıştı.
Did you ever leave your wife sitting alone in a nightclub, holding the check?
Sen hiç karını, elinde hesap... ... barda otururken tek başına bıraktın mı?
Yesterday, a nightclub... Shut your clam, sister.
Kapa çeneni kadın!
She runs a nightclub in Atlantic City.
Susan Alexander Kane. - Atlantic City'de bir gece kulübü işletiyor.
- In a nightclub.
- Bir gece kulübünde.
I didn't know she had a job in a nightclub.
Bir gece kulübünde çalıştığını bilmiyordum.
I'm doing a series of paintings on Americana and I'm including a nightclub scene.
Amerikanvari bir resim serisi ile uğraşıyorum ve bunların içinde gece kulüpleri de var.
Creating a nightclub scene would seem more appropriate.
Gece kulübü görüntüsü yaratma, daha uygun gibi görünüyor.
She sings in a nightclub.
Bir gece kulübünde şarkı söylüyor.
- A job in a nightclub...
- Gece kulübünde bir iş...
In a nightclub.
Gece kulübünde.
"Stanton Carlisle, known as the Great Stanton, nightclub mentalist... " fell into a deep trance during his act in a nightclub.
"Muhteşem Stanton olarak bilinen zihin okuyucu Stanton Carlisle bir gece kulübünde oyunu sırasında derin bir transa girdi."
The only lead we have is that he's still crazy about a former lady friend, a nightclub singer somewhere in the American sector.
Elimizdeki tek ipucu, Amerikan mıntıkasındaki bir gece kulübü şarkıcısına eskiden sevgilisi olan o kadına, hala delicesine aşık olduğu.
Willie Stark in a nightclub.
Willie Stark gece kulübünde.
- I've got a nightclub.
- Bir gece kulübüm var.
Just because I sang in a nightclub that was closed by the police?
Polisin kapattığı bir gece kulübünde şarkı söyledim diye mi?
I worked for him in a nightclub.
Bir ara onun gece kulübünde çalışmıştım.
In a nightclub.
Bir gece kulübünde.
Where I faded in, her name was Maria Vargas and she danced in a nightclub in Madrid, Spain
Ben sahneye dahil olduğumda adı Maria Vargas'dı. Ispanyanın Madrid kentinde bir gece kulübünde çalışıyordu.
I met him at a nightclub on the Strip.
Onunla bir gece klübünde görüşmüştüm.
They went to dinner and maybe a nightclub.
Yemeğe ve belki gece kulübüne gidecekler.
One of'em goes sneaking off to a nightclub, one of'em comes home smelling like a saloon, and the third one... you...
Biri gece kulübüne gider, diğeri sarhoş gelir ve sen, senin de eve sarhoş gelmeni beklerdim.
Well, Mily wasn't waiting for me at the prison gates... but I traced her down to Juan-les-Pins... to a nightclub where she was doing a bubble dance.
Mily hapisten çıkacağım diye beni beklemiyordu... fakat Juan-les-Pins'in aşağı taraflarında izine rastladım. Bir gece kulübünde erotik danslar yapıyordu.
It's just that I feel in the mood for something more frivolous... maybe a show and then a nightclub.
Sadece daha önemsiz bir şeyler yapacak haldeyim gibi gösteri ya da gece kulübü falan.
I went to New York, and I got a job singing in a nightclub from ten to three in the morning.
New York'a gittim ve bir gece kulübünde işe başlayıp, gece ondan üçe şarkı söyledim.
I can't sleep. We'll go to a nightclub.
Uykum yok, gece kulübüne gidelim.
After all, I rather enjoyed owning a nightclub.
Gece kulübüm olması hoşuma gitmişti de.
Aside from my husband's case, isn't there a nightclub by that name?
Kocamın üzerinde çalıştığı davanın ve bir de gece kulübünün adı sanırım.
They caused a scene in a nightclub.
Gece kulübünde rezalet çıkardılar.
I thought we might go to a nightclub.
Gece kulübüne gidebiliriz.
- A nightclub with dames?
- Kadınlar da olacak mı?
No, I'm not in a nightclub.
Hayır, gece kulübünde değilim.
A racetrack, a nightclub.
Yarıştan, gece kulübünden.
- Mr. Fujisaki's taking her to a nightclub.
- Fujisaki onu gece kulübüne götürüyor.
I do a skit in a skirt in a nightclub, strictly for laffs
Sadece numaramı bir puslavat gazinosunda kadın kılığında yapıyorum. Amaç milleti güldürmek.
Well, it's kind of a nightclub...
Galiba, sanırım... gece kulübü gibi bir yere.
Here we have some very fashionable apartment houses, over there is a very swanky nightclub... while down here men starve for want of a job.
Şurada oldukça modern apartmanlarımız var. Hemen şurada oldukça fiyakalı bir gece kulübü. Burada ise iş arayan adamlar.
You've got me involved in a dirty nightclub shooting!
Senin yüzünden bir gece kulübü cinayetine karıştım.
She's... a performer I just hired for my nightclub.
Kız... gece kulübü için tuttuğum bir oyuncu.
- You told Susan to come to that nightclub.
- Susan'a, o kulübe gitmesini söyledin.
I'd seen fights before - nightclub brawls, a fist-fight over a cigarette girl.
Daha önce pek çok kavga görmüştüm. Gece kulübü arbedeleri sigara satan bir kız için yumruk yumruğa kavgalar.
The man at the nightclub said he was a pig.
Gece kulübündeki adam onun domuz olduğunu söyledi.
They start life in a New York nightclub and end up covering the world like a paint advertisement.
Hayatlarına New York'ta bir gece kulübünde başlarlar ve boya reklamı gibi dünyanın öbür ucuna kadar bulaşırlar.
And so, once upon a time, three years ago, we came to Madrid to a not very fashionable nightclub, to see Maria Vargas dance
Evet, evvel zaman içinde bundan üç yıl önce Madrid'te, pekte sık olmayan bir gece kulübünde, Maria Vargas'ı dans ederken izlemeye gittik.
I think you ought to know that Mr. Denver and I... are not members of a giddy nightclub set... who run around having casual affairs with other members of the group.
Şunu bilmelisiniz ki Mr.Denver ve ben... başkalarıyla düşüp kalkan... hafif insanlar değiliz...
Just another nightclub singer for a big weekend.
Sıradan bir haftasonu eğlencesiyim ben.
... wealthy contractor Rudolph Linnekar has been identified with a blonde nightclub dancer killed in an explosion a few yards this side of the border.
Varlıklı müteahhit Rudolph Linnekar ve sarışın gece kulübü dansözünün patlamanın kurbanları oldukları artık kesinlikle tespit edildi.
It's bad enough working in a third-rate nightclub packaged with the strippers and floozies and playing second fiddle to them.
Striptizciler ve sürtüklerle dolu üçüncü sınıf bir gece kulübünde çalışmak... ve arka plana atılmak yeterince kötü zaten.
- Well, you're a regular fella and why shouldn't you be a partner in our nightclub?
- Sen de normal bir adamsın. Neden gece kulübümüzün ortağı olmayasın?
Your signature on that paper makes you a full-fledged partner of the nightclub.
O kağıdın üzerindeki imzan seni gece kulübünün gerçek bir ortağı yapıyor.
It'll be worth a fortune in publicity for our nightclub.
Gece kulübünün reklamı açısından paha biçilmez bir şey.