A nightmare traducir turco
4,078 traducción paralela
It was, it was a nightmare.
Bu bir kâbustu.
Oh my God, what a nightmare!
Tanrim, bu bir kabus!
I am the black heart of a Borgia nightmare.
Borgia kâbusunun kara yüreğiyim.
This is a nightmare, what you're making me do here, Norma.
Zorla bana kâbus yaşattırıyorsun Norma.
This is a nightmare.
Bu bir kabus.
Maybe this is a nightmare.
Belki de bu gerçekten de bir kabustur.
It sounds like there's a nightmare ex in the background.
Arka planda kabus gibi eski sevgili var gibi.
I had a nightmare that I had a nightmare like this once.
Bir keresinde böyle bir kâbus gördüğümü görmüştüm.
Vegas is a nightmare. Where are you?
Vegas tam bir kâbus oldu.
Absolutely a nightmare.
Tam bir kâbus.
Street parking downtown is a nightmare.
Caddelerdeki park yeri şehir merkezinde bir kabus.
This must be a dream or perhaps a nightmare.
Bu bir rüya olmalı ya da bir kabus.
He must be having a nightmare...
Kabus görüyor olmalı.
This is a nightmare of mine.
Bu benim kabusumun canlanması.
There are two levels to his M.O., the first being the enjoyment he gets from taking one of his victim's fantasies and turning it into a nightmare.
Yönteminde iki seviye var ilki kurbanlarının fantezilerini gerçekleştirdiğinde aldığı haz ve bu fantezileri kâbusa dönüştürmesi.
Oh, that's a nightmare coming.
Kabus geliyor.
Well, our dream is turning into a nightmare and no one's coming to wake us up.
Hayalimiz bir kabusa dönüşüyor ve kimse de bizi uyandırmıyor.
Feels like a nightmare, man.
Kabus gibi lan.
The freeways will be a nightmare.
Şehirler arası yollar kabus gibidir.
- I had a nightmare.
- Kabus gördüm. - Paige, uyuyorum ben.
She's a nightmare.
O bir kabus.
Then... call me whenever you have a nightmare.
O zaman... Ne zaman kâbus görürsen beni ara.
Ugh, what a nightmare.
Ne kabustu ama.
What a nightmare.
Tam bir kâbus.
Getting people out here is a bit of a nightmare.
- Sadece ben.Eleman bulmak çok zor.
I know you haven't read the material yet, but... what would you do if you suddenly woke up and found yourself living a nightmare.
Henüz kitabı okumadığını biliyorum, ama birden uyanıp kendini bir kâbusun içinde bulsan ne yapardın?
This is going to be a nightmare.
Kâbus gibi bir şey olacak bu.
I googled her, and she's a nightmare!
Araştırdım kızı ve kız tam bir kabus
You're having a nightmare.
Kâbus görüyorsun.
And all we have to do is ask one of our friends with a kid if we can babysit, then we bring that stroller meat around Big Dave and Dana and remind them that having a kid is a nightmare.
Tek yapmamız gereken, bebekli arkadaşlarımızdan birine bakıcılık yapabilir miyiz diye sormak. Sonra o puset içindeki yağ tulumunu Koca Dave ile Dana'ya verip onlara çocuk sahibi olmanın nasıl bir kabus olduğunu hatırlatırız.
This is a nightmare!
- Bu bir kabus!
It's a nightmare. Neil said he could make it stop.
Neil senin bunu durdurabileceğini söyledi.
It was just a nightmare.
Sadece bir kâbustu.
This is going to be a nightmare.
Kâbus gibi olacak.
This is such a nightmare!
Bu bir kabus!
I had a nightmare.
Kabus gördüm.
Had a nightmare?
Kabus mu gördün?
I'm a nightmare, right?
Kabus gibiyim değil mi?
Since we don't have authorization to actually detain Mr. Khan when he gets to Cuba, this is a political nightmare gift-wrapped in red tape.
Bay Khan'ı tutuklayıp Küba'ya gönderme konusunda fiilen bir yetkimiz olmadığı için bu hediye paketi yapılmış bir politik kabus olur.
They're cute. No, they're not, they're a bloody nightmare.
Çok şirinler.Hayır, öyle değiller, onlar lanet bir kabus.
It's a plumber's nightmare, all right, but will it work?
Bunun bir tesisatçı kâbusu olduğu ortada, fakat bu işe yarayacak mı?
- It was a nightmare.
Kabus gibiydi.
- It's a wild Monstrous Nightmare!
- Bu bir yabani Canavar Kâbusu!
( Alih Jey ) * last night I had a pleasant nightmare * ♪ da-da-da-da, da, da, da, da ♪ ( Telephone rings )
Çeviri : honestly = hasan Seneye görüşmek dileğiyle...
Bit of a tabloid nightmare.
Kısa bir kâbus, bir nevi.
These things are a health and safety nightmare.
Bunlar sağlığın ve güvenliğin kâbusu gibidirler.
This is a girl's worst nightmare.
Bu bir kızın en kötü kâbusudur.
This is a nightmare!
Bu bir kabus!
Nightmare of a deal to paper.
Belgeleri hazırlayana kadar canım çıktı.
And this wagon wheel nightmare that is a hotel.
Bir de vagon tekeri kâbusuna benzeyen bu otel denen şeye.
You know what a bureaucratic nightmare that is, Kate.
Bırak kendi yöntemiyle yapsın. Nasıl bir bürokratik kabus olduğunu biliyorsun Kate.