A parasite traducir turco
560 traducción paralela
Nothing but a parasite...
Beleşçiden başka bir şey değil.
I don't mind a parasite. I object to a cut-rate one.
Asalakça olmak fark etmez de, indirilmiş fiyata razı olamam.
And I say a woman without a child is a parasite.
Ve her zaman söylerim çocuğu olmayan kadın asalaktır.
That a pure culture of a parasite, introduced into the parent bloodstream, will destroy not only its own kind, but themselves as well.
Saf bir parazit türünü daha temel kan akışına yerleştirirsek sadece kendi cinsini değil, kendi kendisini de yok edecek.
Howard, I'm a parasite.
Howard ben bir asalağım.
I've been a parasite all my life.
Hayatım boyunca bir asalaktım.
In a word, I'm too proud to be a parasite.
Parazit olmak için fazla gururluyum velhasıl.
- You know what a parasite is?
- Asalak nedir bilir misin?
There's a man here with some sort of a parasite on his arm.
Burada, kolunda bir tür parazit olan bir adam var.
- You live like a parasite.
- Bir parazit gibi yaşıyorsun.
you are only a parasite
Boşa vakit harcamak zinhardır.
You're quite ready to adapt to any new background like a parasite.
Bir parazit gibi, her yeni ortama adepte olmaya hazırsın.
Because I'm tired of being a parasite.
Çünkü bir parazit olmaktan sıkıldım artık.
You're a parasite.
Sen bir asalaksın.
You're a parasite!
Sen bir asalaksın!
A parasite that can take over the function of a human organ.
İnsan organının görevini devralabilecek bir parazit.
For example, you breed a parasite that you implant in the human body cavity. It hooks around the circulatory system and it filters the blood just like a kidney does.
Mesela ; bir parazit üretip, onu vücut boşluğuna yerleştirirsin, o da, kendisini dolaşım sistemine yerleştirir, ve tıpkı bir böbreğin yaptığı gibi kanı süzer.
So what he came up with to help our guts along was a parasite that's... a combination of aphrodisiac and venereal disease that will hopefully turn the world into one beautiful, mindless orgy.
Böylece, bağırsaklarımızı düzeltmek için bir parazit yarattı. Bir alıntı : " Afrodizyak ve zührevi hastalıktan oluşan bir karışım.
- He implanted her with a parasite, and once it took over, apparently she went berserk.
Evet, ona bir parazit yerleştirdi, vücudunu ele geçirdiği anda, anlaşıldığı üzere, sonuçları da ortaya çıkmış oldu.
You, masquerading as a moral high priest... of righteous justice... calling me a parasite.
Kendini şaşmaz adaletin ahlaklı bir rahibi gibi gösterip bana parazit diye sesleniyordun.
- I'm a parasite!
- Ben bir asalağım!
- Linnet Ridgeway's a leech. A parasite on the skin of society.
- Linnet Ridgeway bir kenedir.
Ah, but she was "a leech". She was "a parasite on the skin of society" - who "deserved to be bumped off".
O bir asalaktı, bir parazit, ve dışlanmayı hak ediyordu.
I went to work at the factory with my friends today, but I was shunned like a parasite and sent home.
{ \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black } Kasaba halkıyla beraber yine fabrikaya gittik fakat... { \ b1 \ fs28 \ fnCooper Black }... yine köpeklerini üzerimize saldı.
Like a virus, a parasite, feeding on my energy, trying to drain me of power.
Virüs gibi, parazit gibi, enerjimden besleniyor... güçten düşürmeye çalışıyor.
People treat me like a parasite.
İnsanlar bana asalak muamelesi yapıyor.
She's right, he's a parasite!
Hakkı var, bu bir asalak!
When others were working away for the fatherland you were just a parasite
Diğerleri atayurt için çalışırlarken, sen sadece bir parazit oldun.
I'm like a parasite in this village.
Sığıntı gibiyim bu köyde.
There's a parasite noise.
Parazit bir ses var.
You all think I'm a parasite.
- Hepiniz bir parazit olduğumu düşünüyorsunuz.
No one thinks you're a parasite.
- Kimse bir parazit olduğunu düşünmüyor.
A parasite growing into its host.
Parazit, kendine bir ev sahibi bulur.
That soap girl was a parasite.
O kadın parazit bulaştırmış.
He's a buffoon and a parasite... aren't you Lebyadkin?
O bir aptal, bir parazit. Öyle değil mi Lebiadkin?
He's a parasite, an egoist.
O bir parazit, bir egoist.
I'm a dipsomaniac... you're a rotten parasite, that's what.
Ben alkol bağımlısıyım- - Sen sarhoş asalağın tekisin.
An examination of your blood reveals the presence of a peculiar parasite. A form with which I'm completely unfamiliar.
Uyguladığım testler, kanınızda bugüne kadar hiç görmediğim biçimde garip bir parazit türü olduğunu gösterdi.
You are a parasite.
Pislik.
You're a miserable parasite. You're just after my money.
Sefil bir asalaksın, Sadece paramın peşindesin.
He said I shouldn't be arrested, I should be pitied cos I was a typical bourgeois parasite and the rotten fruit of a corrupt civilisation.
Polise tutuklanmam değil acınmam gerektiğini söyledi. Çünkü ben tipik bir burjuva parazitmişim. Ve çökmüş bir uygarlığın çürümüş bir meyvesiymişim.
A criminal degenerate and parasite.
- Kim? - Ben.
Except as a familiar type of male parasite.
Bilinen bir erkek parazit türü olmasının dışında.
Sulu's picked up an organism that's almost a virus. Like a plant parasite. And it's the nearest biological form of life that I can find.
Sulu, virüse benzer organizma topladı, bir bitki paraziti, bulabildiğim en yakın canlı türü bu.
I hope it will be rammed down your throat that you're a useless parasite.
Umarım istenmeyen bir parazit olduğunu sana zorla dinletirler.
So, why not breed a parasite that can do something useful?
Peki, neden faydalı bir parazit yaratmayalım ki?
You've got a perfectly good parasite where you used to have a rotten kidney.
Çürümüş böbreğin yerine, mükemmel durumda iyi huylu bir parazitimiz var.
Bergmann has been put on trial : An economic parasite, unscrupulous, a public enemy.
Bergmann vicdansız bir ekonomik parazite, bir halk düşmanına değiniyordu.
Maybe I'm just being overly sesitive about being called a freeloader. Sponger, and parasite.
- Belki bana otlakçı, parazit ve çapulcu denmesi hakkında fazla alıngan oluyorumdur.
A crew member was brought back on board with something attached to his face, some kind of parasite.
Ekipten biri, yüzünde bir tür parazitle gemiye geri getirildi.
" a particularly virulent strain of parasite
Kan sisteminde yaşayan bir çeşit zararlı parazit.