Abort traducir turco
1,347 traducción paralela
General, sir. If we abort now, most of the cells will stay in France.
General, efendim, eğer şimdi vazgeçersek çoğu hücre Fransa'ya yerleşecek.
If we attempt to leave without rectifying the cooling problem, we'll have to abort our mission again!
Eğer soğutma sorununu düzeltmeden ayrılmaya kalkarsak görevimizi yine başarısızlığa uğratmak zorunda kalırız!
I won't abort.
Yalan değil.
( ZOË ) Abort override off.
İniş başarıyla tamamlandı.
Abort stage set and move onto ascent.
Aşama tamamlandı ve harekete geçiliyor.
Tell Tom to abort the EVA.
Tom'a görevi durdurmasını söyle.
( FLIGHT ) 0K, this was the last call to abort the fly-by. Let's have your assessments.
Tamam, bu uçuş sırasındaki son arama, Değerlendirmelerinizi yapın.
- Your directive was to abort that mission.
- Size görevi iptal etmeniz söylenmişti.
We don't abort unless we stop breathing.
Nefes aldığımız sürece vazgeçmeyiz.
The only time we abort a mission is when we stop breathing, sir.
Nefes aldığımız sürece görevimizi yerine getiririz komutanım.
Why don't we abort this mission?
Neden bu görevi iptal etmiyoruz?
You're not going to abort the child.
Çocuğu aldırmayacaksın.
- Smile, your daughter wants to abort.
- Gülümseyin, kızınız kürtaj olmak istiyor.
How could you tell me to abort...
- Neden konsere geldin sanki?
Please abort it for her
Çocuğu alamayız.
In China, people only abort girls
Çin'de erkek çocuklar kürtajla alınmaz.
Abort it ;
Kürtaj yaptır.
If we have to abort this, I wanna know now. I'll be outside.
Eğer yapmayacaksan, hemen söyle.
- You'll have to abort.
- O zaman görev iptal.
We have to abort.
Görevi iptal etmeliyiz.
Change of plan. I need you to abort.
Bir değişiklik oldu.
Abort!
İptal et!
Abort! - Get the dog.
- Köpeği getirin.
Abort launch.
Kalkış durdu.
Abort!
İptal!
- We have to abort.
- Vazgeçmek zorundayız.
Abort the test.
Testi durdurun.
Tried to self-abort.
Çocuğu kendi düşürmeye çalıştı.
If he makes this turn, we abort.
Bu turda da takip ederse, durdururuz.
You suggest to me that I abort my child and then one day you grow this tiny sliver of conscience that has long since disappeared and you expect a medal for that?
Bana kürtaj teklif ettin ve küçücük vicdanın bir gün uzun bir aradan sonra ortaya çıktı diye bunun için madalya mı bekliyorsun?
Shane, Ronnie, abort.
Shane, Ronnie, çekilin.
Abort.
Çekilin.
You had us abort it.
Sen durdurttun.
Tell him to abort and stand down.
Ona iptal edip geri çekilmesini söyle.
It's nothing. Tell Adam to abort?
Adam'a iptal etmesini bildireyim mi?
Abort the dialling procedure.
Çevirme prosedürünü durdur.
Abort the birdcage and go for the glasses.
Kafesi boş ver, gözlüklere geç.
We need to abort.
İptal etmeliyiz.
I told you to abort.
İptal edelim dedim.
Abort?
İptal etmek mi?
Abort. Dive!
Harekatı durdurun.
And we don't have to abort.
Bebeği aldırmak zorunda değiliz.
Request to acknowledge Dirty Mission status and exercise attack abort authority.
Uygunsuz Görev durumuna geçilmesini ve saldırıyı durdurma yetkisi talep ediyorum.
As commander in the field, I'm exercising attack abort authority.
Sahadaki komutan olarak saldırıyı durdurma yetkimi kullanıyorum.
Repeat, the order is to abort.
Tekrar ediyorum, saldırıyı iptal ediyorum.
Tin Man will not abort.
Teneke Adam devam edecek.
That's an abort, edi.
Bu bir emirdir, EDİ.
Will she die if you don't abort her baby?
Bebeği kürtajla almazsan kadın ölecek mi?
If we could abort this fetus, we can establish far more... about differences from an embryo than from a living creature.
Bu cenini doğmadan alabilirsek yaşayan örneklerden çok, embriyo ölçeğinde daha fazla mesafe kat etmiş oluruz.
I'm gonna have to abort.
Dönmek zorundayım.
Abort.
Başarısız.