Adrian traducir turco
3,372 traducción paralela
You are Adrian Wang, right?
Adrian Wang sensin, değil mi?
This is serious, Adrian.
Bu ciddi bir husus, Adrian.
Captain Adrian's been promoted.
Yüzbaşı Adrian terfi edildi.
I spoke directly with the foreign minister and told him that and based on Captain Adrian's report...
Ben doğrudan dış işleri bakanınızla görüştüm.. .. ve yüzbaşı Adrian'ın raporuna dayanarak ona dedim ki..
- Thank captain Adrian.
- Yüzbaşı Adrian'a teşekkür edin.
And that's Adrian.
Ve o da Adrian.
I'm busy, Adrian!
Meşgulüm, Adrian!
- This is my friend, Adrian. Oh.
Dostum Adrian.
Hey, Adrian.
Selam Adrian.
Adrian, is that you?
Adrian, sen misin?
Thank you, Adrian.
Sağ ol, Adrian.
Adrian, try to show it.
Adrian, emin olabilirsin.
Adrian says that you is a brilliant artist.
Adrian bana parlak bir sanatçı olduğunu söyledi
Wasn't till 2005 that the plan changed and she was supposed to stay with Adrian.
Plan daha 2005'te, Elise'in Adrian'la birlikteliğini sürdürmesi yönünde değişmiş.
- It's Adrian.
- Benim, Adrian.
To Adrian.
Adrian'a.
Adrian was her father.
Babası Adrian'dı.
Yo, Adrian.
Evet, Adrian!
This prosecutor, Adrian Hayes, he's a pitbull.
Savcı, Adrian Hayes, pitbull gibidir.
Guy's name is adrian sparks, 27, a grad student philosophy T.A., lives at 1493 Spadina, apartment 12.
Adı Adrian Spark, 27 yaşında, yüksek lisans öğrencisi, felsefe okutmanı 1493 Spadina, daire 12'de oturuyor.
( Beep ) McNally, can you ask Miranda about a guy named Adrian Sparks?
McNally, Miranda'ya Adrian Sparks adında birini tanıyıp tanımadığını sorar mısın?
Hey, "Adrian Sparks" ring a bell?
Merhaba, Adrian Spark size tanıdık geliyor mu?
Okay, Adrian Sparks was her Philosophy T.A.
Adrian Sparks onun felsefe okutmanıymış.
Adrian was up for assistant professor.
Adrian profesör asistanlığı için başvurmuştu.
You're Adrian.
Sen Adrian'sın.
( Andy ) Adrian, stop!
Adrian, dur!
Look around you, Adrian,'cause this is it.
Etrafına bir bak Adrian, çünkü buraya kadar.
Later, Adrian. Ooh!
Tamam, harika.
Yeah, girl!
Ararım. Görüşürüz Adrian.
That guy was incredibly Hot and perfect.
Adrian'la derdin ne senin?
I wasn't listening. I was picturing that Adrian guy naked.
Pardon, dinlemiyordum.
I know, Adrian.
Biliyorum Adrian.
Ooh-Hoo-Hoo-hoo! Hey, you just missed Adrian.
Adrian'ı kıl payı kaçırdın.
I'm telling you, Adrian did not stand me up.
Göreceksin, Adrian beni ekmedi.
Adrian picked a place where they make guacamole at your table.
Adrian guakamole'yi masanda hazırladıkları bir mekan seçmiş.
Besides, she's using a lot of lime.
Adrian'ı göremiyorum.
I don't see Adrian anywhere. Yeah. He's probably in the bathroom writing
Muhtemelen tuvalette Elliott Smith tarzı şarkılar yazıyordur bana.
So where's Adrian tonight?
Adrian nerede peki?
Adrian?
Adrian?
Huh? Adrian?
- Adrian?
Adrian?
Adrian? - Max?
Max?
- Adrian!
Adrian, hey! What are you doing here?
- Burada ne yapıyorsun?
Adrian, isn't it?
Adrian, değil mi?
- Adrian, don't scare me.
- Adrian, beni korkutma.
Yo, Adrian!
Selam, Adrian!
Adrian.
Adrian.
What was your problem with Adrian?
İyi seyirler dilerim.
So was I. Hello.
- Şu Adrian denen herifi çıplak hayal ediyordum.
Excuse me.
Adrian adında birini gördünüz mü?
You seen a guy named Adrian--black, british?
Zenci, İngiliz. Evet.