Agam traducir turco
267 traducción paralela
The patrón.
Ağamız.
No, Master.
Yok, Ağam.
We remember your kindness, Master.
Ne kadar merhametli olduğunuzu biliriz, Ağam.
You must visit my house, Master.
Evimi bir ziyaret etseniz, Ağam.
With your blessing, I have built a house.
Sayenizde bir ev yaptım, Ağam.
Yes, Lord. They're here.
Evet, Ağam.
Agha, no good can come of this.
Milleti susuzluğa düşürmek pek hayırlı değil ağam.
Our agha was killed.
Ağamız eli kolu bağlı öldürüldü.
I said "you killed everybody, kill me too, what will I respond to our agha?" He said "I will respond to him".
Dedim "herkesi öldürdün. Beni de öldür ağamız geldiğinde biz ne cevap veririz?" Dedi "cevabını gelsin benden alsın".
My father Resat Agha was killed by one of his men.
- Ağam, Reşat Ağa ekmek yedirdiği bir adam tarafında öldürüldü...
Nothing.
Yok bir şey, Ağam. - Amorti de yok mu?
- Nothing at all?
- Yok, Ağam.
Ghulam would talk with you in the coolness of his shop.
Bağışla beni ağam ama sizi çağırıyorlar, çarşıda toplanmışlar, bekliyorlar.
- Bread money.
- Ekmek parası Çoban Ağam.
We worked long time together.
İmkânı mı var Mehmet Ağam? Her zaman beraber çalıştık.
Welcome, Coban Agha.
Hoş gelmişsin Çoban ağam.
I hope it won't be too late.
Sen ne diyorsun ağam? Göle su gelene kadar kurbağanın gözü çatlar.
Forgive me. It won't happen again.
Çoban ağam beni bağışla.
Coban Agha, forgive me!
Çoban ağam beni bağışla.
I swear I won't do it again!
Kurana el basayım bir daha uyumam Çoban ağam.
Coban Agha!
Çoban ağam.
You're my family!
Benim anamda sensin babam da sensin Çoban ağam.
Aga... we!
Ağam... biz!
He's is burning with fever.
Bütün gece uyumadı ağam.
What can we do for my Samet?
Bir şey olur mu ağam?
There was an accident, can you help us, sir?
Şurada bir kaza olmuş, yardım etsek ağam.
Not me my master calls me by name. He's my father.
Bana öyle değil Ağam beni adımla çağırıyor.
I said to prosecutor : "It'll be a shame... if you send me to jail, the landlord will come and take me."
Savcıya da söylemiştim, yazık oluyor atarsan beni içeri ağam gelir çıkarır beni, demiştim.
- Welcome Agha, let me kiss your hand.
- Öpeyim ağam, hoş gelmişsin. - Sağ ol.
Agha, Haraptar village is honored.
Ağam, Haraptar Köyü'ne şeref vermişsin.
- How could he refuse your order, Agha?
- Sen emredersin de gelmez mi ağam?
- Yes Agha
- Emredersin ağam.
- We spend all on food agha.
- Hepsini yiyeceğe verdik ağam.
I swear on bread, no.
Ekmek çarpsın çalmadım ağam.
- Agha, can we start the feast?
- Ağam, izninle ziyafet başlasın mı?
- Not really, but our Agha is into it.
- Pek tutulmaz ama ağamız çok meraklı.
-... Are you kidding with me agha? - I swear.
- Sen benimle eğlenir misin ağam?
Welcome Agha.
Hoş gelmişsin ağam.
- Yes Agha.
- Baş üstüne ağam.
- Wrestling aside, How is business agha?
- Güreş müreş iyi de, işler nasıldır ağam?
Don't worry, we can wait.
Estağfurullah. Bekleriz ağam, canın sağ olsun, bekleriz de...
I swear I have lots to do.
Başım gözüm üstüne ağam ama yeminle çok iş var.
- Let me kiss your hand Agha.
- Öpeyim ağam.
For God's sake do not laugh agha.
Allah'ını seversen gülme ağam. Görmüyor musun başımıza gelenleri?
Here they are Agha, they are ready.
Getirdim ağam, hazırdır.
Yes, Agha.
Başım üstüne ağam.
- We want permission to speak.
- Destur var mı ağam? - De bakayım.
Agha, prayers would not work without Seyh.
Ağam şeydir. Yağmur duası'Şıh'olmazsa ümit yoktur.
- Agha!
- Ağam!
Pity us, Agha.
Acı bize ağam.
Agha, please do not make us starve.
Bizi acıya itme ağam.