Ain't we traducir turco
4,533 traducción paralela
We ain't done.
Daha bitirmedik.
Yo, if we ain't hung the fuck over for the first day tomorrow.
Sanki yarın gün ışıklarını görmeyecekmişiz gibi.
We just ain't dogs.
Sadece Pitbul değiliz.
The best part is we ain't got any super villains, none.
En iyi tarafı da burada hiç süper suçlunun olmaması.
We ain't got much time.
Çok fazla zamanımız yok.
But with what Regina did to Archie, Storybrooke ain't as safe as we thought.
Regina'nın Archie'ye yaptıklarından sonra Storybrooke'un o kadar da güvenli olmadığını anladık.
I'd say our realtor is implying we ain't got the means to buy up here.
-... sahip olmadığımızı ima ettiğini söyleyeceğim.
Me and the Crowders, we ain't done.
Crowderlarla davam daha bitmedi.
And we ain't even got his fingerprints on file.
Hem parmak izi kayıtlı bile değil.
- Don't worry. We ain't paying for the room.
- Merak etme, odanın parasını biz ödemiyoruz.
We're gonna find who did this, and when we do, we ain't gonna arrest him, like you will.
Kimin yaptığını bulacağız ve bulduğumuzda da, senin yapacağın gibi tutuklamayacağız.
Sit your ass down. We ain't done yet.
- Otur, daha işimiz bitmedi.
well, we ain't like most people.
Diğer insanlar gibi değiliz.
No, we ain't.
Hayır, değiliz.
D2 above you, ain't we?
Senin hemen üstün.
Well, it ain't gonna matter who's with us unless we secure more guns.
Şey, daha fazla silah bulmadığımız sürece kimin bizimle olduğu fark etmez.
And second of all, ain't no reason we can't get Fifty Shades of Grey in the library!
- İkinci olarak, kütüphanede Grinin Elli Tonu olmaması için hiçbir sebep yok.
We ain't finished school, we got what we got until the next bust.
Okul bitirmedik. Elimizdekilerin hepsi bir dahaki baskında yok olabilir.
We ain't stopping'.
- Durmayacağız.
We ain't telling you to shit on yourself!
Evet. Altınıza sıçın demiyoruz!
We ain't done yet.
Daha işimiz bitmedi.
We ain't gonna make no money warring.
Savaşırsak bu işten para kazanamayız.
We ain't looking for Shelby.
Shelby'yi aramıyoruz.
We ain't driving, Ellen May.
- Araba ile gitmeyeceğiz, Ellen May.
Look, i know we're on the run and all, but... I ain't never felt so free.
Bak, firarda olduğumuzu biliyorum ama kendimi hiç bu kadar özgür hissetmemiştim.
I mean, it ain't like we're, uh, friends on the Facebook or nothing, you know?
Yani, Facebook'ta filan arkadaş değiliz.
Ava, we can always make more money. But if she turns on us... She ain't gonna say anything.
- Ava, her zaman para kazanabiliriz ama bize ihanet ederse...
We ain't the outfit we used to be.
Eskisi gibi değildik.
- We ain't ready for this. - Now we get in there, and we fucking go for it!
- Şimdi oraya gireceğiz, ve bunu yapacağız!
We ain't fucking done yet!
Daha işimiz bitmedi!
We ain't fucking done!
Daha işimiz bitmedi!
Why we takin'him back to Burrell if he ain't a runaway? What?
- Kaçak değilse niye onu Burrell'e götürüyoruz ki?
This just so we ain't slowed down.
Bunu giy ki yavaşlamayalım.
- We ain't riding'with Burrell no more.
Artık Burrell ile işimiz kalmadı.
Ain't we?
Değil mi?
We all need somebody to keep us on the straight and narrow, someone who will call us on our shit... who ain't afraid to put the fear of God in us.
Bizi yolumuzda tutacak birine ihtiyaç duyarız hep hatalarımızı gösterecek birine kalbimize Tanrı korkusunu yerleştirebilecek birine.
We ain't in deep shit because my alma mater's a flawed redoubt.
Benim savunma yeri bilgi eksikliğimden boka batmış durumda değiliz.
But if you're saying that we go after Ellen May, we ain't even got the money to do it.
Ellen May'in peşine düşelim diyorsan... -... bunu yapacak paramız yok.
And we ain't got control over the rest.
Gerisi bizim kontrolümüzde değil.
We ain't talkin'about him. This has got nothing to do with him.
Burada olanların onunla bir ilgisi yok.
Now, I know we've promised you all a performance by the incomparable Alicia Keys, but I just got a message from her, and she ain't singing for her supper unless all of our pledge goals are met first.
Hoş geldin. Eşsiz Alicia Keys performans gösterecek diye söz verdik. Ama ondan bir mesaj aldım.
Until we got a body, Kallie Leeds ain't a victim.
Cesedini bulmadan Kallie Leeds kurban olamaz. Nance'den haber geldi.
We ain't gonna give you control back.
Kontrolü size katiyen geri vermeyeceğiz.
Man, we ain't even reading the same book.
Biz aynı kitabı bile okumuyoruz.
What's the point of building nukes - if we ain't nuking anybody?
Kimseyi bombalamayacaksak niye atom bombası yapıyoruz ki o zaman?
Relieved we ain't going to the jungle, Doc? Hardly.
- Ormana gitmediğimiz için rahatladın mı doktor?
We can still love them, even if we recognize that they ain't perfect.
Onları hâlâ sevebiliriz. Kusursuz olmadıklarının farkında olsak bile.
Knackered, ain't we?
Yorgunuz, değil mi?
We all lost Darden, and that ain't changing.
Darden aramızdan ayrıldı ve geri dönmeyecek.
We ain't set up for yoga.
Biz yoga için hazır değiliz.
We have so many left over every day that even the homeless lady I give them to at night was like, "Girl, your shop in trouble, ain't it?"
Her gün o kadar çok artıyor ki, akşamları artanları verdiğim evsiz kadın bile "Kızım sizin dükkanın başı belada değil mi?" diyor.
well 438053
welcome 4679
welcome to hell 49
we need you 478
we are going 52
week 129
weekly 26
west 535
wednesday 345
weeks 936
welcome 4679
welcome to hell 49
we need you 478
we are going 52
week 129
weekly 26
west 535
wednesday 345
weeks 936