Ama traducir turco
1,376,098 traducción paralela
I know you hate her, which is why I didn't want to say anything, but the fact is I'm barely hanging on in here and if it wasn't for her...
Ondan nefret ettiğini biliyorum, bu yüzden bir şey söylemek istemiyordum. Ama gerçek şu ki burada zor dayanıyorum ve eğer onun için olmasaydı...
I know it's hard to believe, but I was a golden boy once, fresh out of the Navy, youngest agent ever appointed to the Pentagon's combined investigation and intelligence task force.
İnanmak zor biliyorum, ama bir zamanlar Deniz Kuvvetleri'nden yeni çıkan altın bir çocuktum. Pentagon'un birleşik soruşturma ve istihbarat görev gücüne şimdiye kadar atanan en genç ajan.
But the only way to survive now that you finally have that proof, is to trade it away.
Ama hayatta kalmanın tek yolu nihayet sahip olduğun o kanıtı değiş tokuş etmektir.
And we have, but reddington's right.
Ve çözdük ama Reddington haklı.
But I have every reason to trust you.
Ama sana güvenmek için bir çok nedenim var.
But fun times indeed.
Ama eğlenceli zamanlardı gerçekten.
But you knew that already, didn't you?
Ama bunu zaten biliyordun, değil mi?
But anger and fear and... A certain amount of hatred... Are all normal in a family.
Ama öfke ve korku ve bir miktar nefret hepsi bir aile içinde normaldir.
But my mom...
Ama annem...
But that is my mom.
Ama annem böyledir.
But there was no way of making her feel appeased.
Ama onu yatıştıracak hiçbir şey yoktu.
She gets that, okay, the person feels that way, but it's not real.
Birinin böyle hissedebileceğini anlıyor, ama bu gerçek değil diye düşünüyor.
- But that would leave you out.
- Ama sen buna dahil değilsin.
You said it was difficult with her, but the way you tell it, it doesn't sound like it.
Onunla zor olduğunu söylemiştin. Ama anlatışından pek öyle anlaşılmıyor.
But I had already started investigating myself as a transgender person.
Ama cinsiyet değiştiren biri olarak kendimi incelemeye başlamıştım bile.
BUT, MAYBE, NOT EVERYTHING IS A GAME.
AMA BELKİ HER ŞEY BİR OYUN DEĞİLDİR.
But what does death leave us, really?
Ama ölümün bize bıraktığı budur değil mi?
BUT IT'S WEIRD THAT WE'RE HERE, TALKING AS USUAL,
AMA BURADA HER ZAMANKİ GİBİ KONUŞMAMIZ TUHAF
I tried it, because I was a talented kid, but I didn't go beyond trying, because I was obedient.
Denedim çünkü yetenekli bir çocuktum. Ama denemenin ötesine geçmedim çünkü itaatkârdım.
So much so that, after a while... okay, it had been four years, but...
Öyle ki bir süre sonra... Tamam bu dört yıl sürdü ama...
But that's a while.
Ama sürdü.
But when I was lying there being waxed, I saw parts of me appearing.
Ama orada, ağda yapmış biçimde uzanırken bir parçamın açığa çıktığını gördüm.
But it's unconscious, maybe it is typical of a human category who thinks, who is always in power?
Ama bu bilinçdışıdır. Belki de insan türü için bu tipik bir şeydir. Her zaman iktidar olduğunu düşünen kimdir?
- But don't do it just to show off.
- Ama bunu gösteriş için yapma!
But for the bird, it is every purpose.
Ama kuş için amaç budur.
" Ah, so you want to be a woman, but you don't even know how to...
" Demek kadın olmak istiyorsun ama nasıl olacağını bilmiyorsun.
"Ah, so you want to be a woman but you don't know how to sit."
"Kadın olmak istiyorsun ama oturmayı bilmiyorsun."
"You want to be a woman, but you don't know how to..."
"Kadın olmak istiyorsun ama nasıl olacağını bilmiyorsun."
But it cannot be just about the body.
Ama bu yalnızca vücuda ilişkin olamaz.
I mean, the body question is vital, but it cannot be all, otherwise we... accept biology as the only way.
Söylemek istediğim şu ki vücut sorunu çok önemli, ama sorunun tamamı olamaz. Aksi halde biz biyolojiyi tek yol olarak kabul etmiş oluruz.
And that's not how it goes.
Ama durum böyle değil.
- But you want it too?
- Ama sen de istedin?
- I never had them, but they must suck.
- Ben hiç yaptırmadım. Ama berbat olmalı.
For the tests, but it will be closer to the operation.
Muayeneler için ama operasyona daha az vakit kala olacak.
It covers a lot, but that's okay.
Çok fazla kapatıyor ama sorun değil.
But okay.
Ama tamam.
- But that's what it does.
- Ama böyle yapıyor.
Everything was beautiful, the execution of the exhibition was beautiful, but metaphorically speaking, people didn't see this...
Her şey çok güzeldi, serginin sergilenme biçimi çok güzeldi ama metaforik anlamda insanlar bunu görmedi...
But it's the idea that this is not the right way.
Ama bu fikir doğru bir yol değildi.
But I want them.
Ama istiyorum.
But it is an insidious verb. It is there.
Ama sinsi bir fiil orada duruyor.
But these identities can also work as dividers.
Ama bu kimlikler aynı zamanda bölücüler olarak da iş görebilir.
But it didn't.
Ama olmadı.
I'm old, but happy.
Yaşlıyım, ama mutluyum.
But I was undeniably old.
Ama inkâr edilemez biçimde yaşlıydım.
We came here to try to get out and it seems like...
Buraya dışarı çıkmayı denemek için geldik ama gördüğünüz gibi...
But they are closing the door.
Ama kapıları kapatıyorlar.
It's a horrible thing, but I did it.
Bu korkunç bir şey ama bunu yaptım.
ONE IS YES AND THE OTHER NO?
AMA BİRİ EVET DİĞERİ HAYIR?
But then, I started to say : "I am a woman."
Ama sonra ben kadınım demeye başladım.
Yes, but there is also the problem of feeling overly protected by life.
Evet. Ama aynı zamanda bir sorun var. Yaşam tarafından fazla korunuyor gibi hissetmek.