An adult traducir turco
2,878 traducción paralela
We definitely know an adult.
Kesinlikle bir büyük tanıyoruz.
Yeah, and sometimes you need to say "no" to an adult.
Evet. Bazen bir yetişkine de "hayır" demen gerekir.
You're an adult.
Sen bir yetişkinsin.
There's no shame in a woman, an adult woman, taking herself out to dinner, enjoying her own company...
Yetişkin bir kadının tek başına akşam yemeğine çıkmasında utanılacak bir şey yok. Gitmeyeceğim.
No. It's just that I'm an adult.
Yetişkin bir insan olduğumdan değil.
It's time for me to get an adult job with adult people.
Artık benim için yetişkin insanlarla yapacağım bir iş bulma vakti.
She's an adult.
Yetişkin biri.
And you have to start treating me as an adult, because I am.
Ve artık ben bir yetişkinmişim gibi davranmaya başlamalısın, çünkü öyleyim.
Can you treat me like an adult?
Bana bir yetişkin gibi davranabilir misin?
Based on the size of the victim's body, I think only an adult male would be able to lift her and move a hospital bed, so...
Kurbanın vücut yapısına göre yetişkin bir erkek ancak kaldırabilir ve yatağa yatırmış olabilir.
He's 19- - an adult.
19 yaşında, bir yetişkin.
'Cause as compelling as that was, you are not an adult yet.
Ne kadar güçlü olursa olsun sen daha reşit değilsin.
I-in fact, I'm pretty sure that the state of California is ready to treat you like an adult for the rest of your life.
Aslına bakarsan, Kaliforniya eyaletinin, kalan hayatında sana yetişkin gibi davranmaya hazır olduğuna eminim.
Don't be such a coward, you're an adult!
Bu kadar korkak olma, sen bir yetişkinsin! Sen bu yoldan git
An adult Manhattan.
Yetişkinlerin Manhattanını.
Now Serena is an adult, and she's not missing her curfew and she's not in high school.
Serena bir yetişkin, ve liseye gitmiyor.
Honey, she's an adult, and she's going to college.
Hayatım, kızımız bir yetişkin ve üniversiteye gidiyor.
I know you're an adult, but I'm still your mother.
Artık yetişkin olduğunu biliyorum ama ben senin annenim.
If only I had an adult friend who owed me big time.
Bana büyük borcu olan yetişkin bir arkadaşım olsaydı keşke.
I lost my daddy as an adult, and it nearly wrecked me.
Ben yetişkin halimle babamı kaybettiğimde harap olmuştum.
I'm an adult man!
Yetişkin bir erkeğim!
I had an erotic dream about an adult Dora the explorer.
Ve yetişkin Kaşif Dora hakkında erotik bir rüya gördüm.
Don't even say that to an adult.
Yetişkin birine bile öyle söyleme.
If the doctor treats me like an adult, why do insist on treating me like a child?
Doktor bana bir yetişkin gibi davrandığı halde, Bayan Patmore neden bana bir çocukmuşum gibi davranmakta ısrar ediyorsun?
is it because I'm becoming an adult?
Acaba büyümeye başladığımdan mı öyle geliyor?
He was like an adult.
Tıpkı bir yetişkin gibi.
To be a child, to be 16 years old and to be in an adult facility, I can't imagine that.
Bir çocuk olmak ve 16 yaşında bir yetişkin hapishanesinde olmak... Bunu hayal edemiyorum.
Salaam : It hasn't become easier to live as an adult.
Yetişkin olarak yaşamak kolaylaşmadı.
They need to understand that I'm an adult and that I'm gonna do what I want to do.
Artık benim bir yetişkin olduğumu ve canımın istediğini yapacağımı anlamaları gerekiyor.
She's always seemed like an adult.
Her zaman yetişkin biri gibiydi.
Now that you're practically an adult,
Artık tam bir yetişkin olduğuna göre,
And nothing's working? Well, sure, things work for a while, but she's an adult.
Bir süre için işe yarıyor ama sonuçta yetişkin biri.
The only problem, they think I'm an adult.
Tek sorun ise, bir yetişkin olduğumu düşünmeleri.
But I'm an adult now, and Kate's got this bug up her butt about it, so I just decided to let her have this one.
Ama şimdi bir yetişkinim ve Kate'in dünya kadar hatası var. Yani bunu kazanmasına izin vermeye karar verdim.
See, I'm an adult.
Ben bir yetişkinim.
I'm just saying it won't get better unless you talk to an adult.
Eğer bir yetişkine derdini anlatmazsan giderek daha iyi olmayacaksın.
It's not like you're a child, you're an adult.
Sonuçta sen bir yetişkinsin.
We just need an adult.
- Bir yetişkin olması yeter.
- Mr. Shue, I'm not an adult.
- Bay Shue, ben yetişkin değilim.
I think it's just that the... the glee club doesn't see me as an adult.
Sanırım... Glee kulübü beni bir yetişkin gibi görmüyor.
- Not technically an adult.
- Teknik olarak yetişkin değil.
But you are an adult Unlike Hyuga
Ama bir yetişkin olarak Hyuga'yı sevmiyorum.
I'm an adult, and you need to respect my decision to be with her.
Ben yetişkinim, ve sen onun hakkındaki kararlarıma saygılı olmalısın.
There's an adult with a lemonade stand.
- Limonata satan bir yetiskin var.
I am a mature man, and this is an adult relationship built on a * and trust.
Ben olgun bir adamım, ve bu güven üzerine kurulu bir yetişkin ilişkisi.
We also know that Trent was visited almost exclusively by a man claiming to be a doctor, a man who I believe cut an adult's food into child-size bites.
Yetişkin birinin yiyeceği yemeği çocuk yiyecekmiş gibi dilimleyen... ve doktor olduğunu iddia eden birinin Trent'i ziyaret ettiğini de biliyoruz.
He--he's an adult, and he treats me like one.
O bir yetişkin ve bana da bir yetişkinmişim gibi davranıyor.
But wait... I need an adult in the car.
Ama arabada bir yetişkinin olması lazım.
Officially, rusty is in an emergency-care situation, which means he needs 24 / 7 adult supervision.
Resmî olarak, Rusty acil gözetim durumunda. Yani 7 / 24 gözetim altında olmalı.
Like, do you feel like a real adult now?
Şu an yetişkin gibi hissediyor musun?
- It's not that new George isn't curious... he is... but he knows you're practically an adult, and you want people to respect your privacy. - Cool.
- Güzel.