English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / And right now

And right now traducir turco

16,170 traducción paralela
And right now, all I want is to feel you inside me.
Ve şu an tek istediğim seni içimde hissetmek.
And right now, I am far more interested in them.
Ve şu anda onlarla çok daha ilgiliyim.
And right now we don't even know where they went.
Şuan nereye gittiklerini bile bilmiyoruz.
Right now, I'm deciding between a struggling underwear model, and that hot Jesus impersonator who roams Times Square.
Şu an, hayat mücadelesi veren bir iç çamaşırı mankeniyle Times Meydanında gezinen seksi İsa taklitçisi arasında karar vereceğim.
Now you get back in there, and you show her how committed you can be, all right?
Şimdi oraya geri gidip ona ne kadar istekli olduğunu göster.
Don't manipulate people like a coward behind their backs and hit me. Hit me right now.
Ama mülakat bu cuma.
And so if I get up earlier, right, from now on, and I sleep less, then I'm making, you know, the second half of my life longer than the first.
Bu yüzden bundan sonra erken kalkarsam ve daha az uyursam o zaman ikinci yarım ilkinden daha uzun olur.
- It's all right, you know, Mom had it and beat it and now it's my turn, you know.
Önemli değil, annemin de vardı ve yendi. Şimdi sıra bende.
Right now, there's a courtroom full of people in there, and there's an innocent guy waiting for you, so what do you want to do?
Şu an bir salon dolusu insan ve suçsuz bir adam seni bekliyor. Şimdi ne yapmak istersin?
I don't know,'69, and now they spend their summers in a bigger house that they moved into that's right near the little house and I think that they partly gave it to us so that they could see Glen's kids more,
69'lardan beri. Artık yazlarını ufak evin yanındaki büyük evde geçiriyorlar. Bence evi vermelerinin bir sebebi de Glen'in çocuklarını daha çok görmek istemeleriydi.
And I know you can't accept this right now, but I do feel horrible for what I did.
Bunu şimdilik kabul edemediğini biliyorum ama yaptıklarım yüzünden gerçekten çok kötü hissediyorum.
Tell us where Peng's cargo is and we'll stop right now.
Peng'in kargosunun nerede olduğunu söylersen işimiz biter.
We can't have that discussion in a sensible way right now about cyber war and cyber weapons because everything is secret.
Siber savaş ve siber silahlar hakkında,... buna benzer bir görüşmeyi henüz yapamayız. Çünkü herşey gizli bilgi.
I am vulnerable right now to the people I'm responsible to, when all you have to do is pick up the phone, call your husband, and get me my money.
Ara...
If she'd been hit by a bus and had come in by ambulance, she'd be in that O.R. right now, no questions asked.
Eğer şu an ona bir otobüs çarpsaydı ve buraya ambulansla gelseydi şu an sorgusuz sualsiz operasyona alınırdı.
And talking about that, I have to go to the auditions right now.
Lafı açılmışken, şimdi seçmelere gitmem gerek.
I don't trust him either, but he is the Russian Alpha and we're not going to start anything with him right now.
Ona ben de güvenmiyorum ama Rus Alfası o ve biz de şu an ona karşı bir şey yapmayacağız.
There's debate about dragons, Jess, and we're not doing this right now.
Ejderha konusunda tartışılır, Jess, ama şu an bunu yapamayız.
What if you go to bed right now and I let you stay up an extra hour tomorrow night so we can hang out?
Mesela şimdi yatağına dönsen ve.. yarın gece fazladan bir saat ayakta durmana izin versem.. birlikte vakit geçirmek için?
The world thinks it can test us right now, and a full, swift show of force is the only way to remind them that our flag is still flying strong tonight.
Dünya bizi test edebileceğini sanıyor, hızlı ve tam bir kuvvet onlara hala.. bayrağımızın dalgalandığını hatırlatacak.
You need to grow up a little right now, and you need to think of your mother.
Çocukluğu bırakıp anneni düşün biraz.
Yeah... the important goal here is to get him better, and having him home right now, it might seem right short-term, but it's just... it's... it's not what's best for him.
Şu an önemli olan onun iyileşmesi ve evde olması. Kısa vadede iyi görünebilir ama onun için iyi olan bu değil. - Bunu bilemezsin.
It was my mistake, and now I'm gonna make it right.
Bu benim hatamdı, şimdi bu yanlışı ben düzelteceğim.
Do you know that right now, Dr. Masters and Mrs. Johnson are on the road investigating a pair of charlatan therapists who claim to be using our method?
Şu an Dr. Masters ve Bayan Johnson'ın bizim metodlarımızı kullanmakta ısrar eden şarlatan terapist çiftleri araştırmak için yolda olduğunu biliyor musunuz?
You know that right now, Dr. Masters and Mrs. Johnson are on the road, investigating a pair of charlatan therapists who claim to be using our method?
Şu an Dr. Masters ve Bayan Johnson'ın bizim metodlarımızı kullanmakta ısrar eden şarlatan terapist çiftleri araştırmak için yolda olduğunu biliyor musunuz?
And now the very suspicious disarming of your alarm system right before our meeting at your compound.
Mekanında buluşmaya gelmeden hemen önce alarm sisteminin şüpheli bir şekilde kapatılmış olması.
And I know, well... things have to be tough for you right now.
Çok zor zamanlar geçirdiğini biliyorum.
Now, this isn't real life, this is a K-Drama, so whoever did it to Mr. Park and Ga-in, they'd be here for the memorial. I mean, they have to be, right?
Şimdi, bu gerçek hayat değil, bir K-drama yani Bay Park'a ve Ga-in'e bunu yapan kişi cenazeye gelmiş olmalı, değil mi?
Now, I'm the first to admit, right, I'm more than familiar with the world of sports and real estate.
Daha çok spor ve gayrimenkul sektörüyle ilgiliyim.
The only thing we have on our side right now is science, and that is telling us that this an intelligent species.
Şu an elimizde olan tek şey bilim ve bilim bize bunların zeki varlıklar olduğunu söylüyor.
An effort he had no right to undertake, but we are now, nevertheless, in a place where we've run out of food and there's an enemy soon... to overtake the town and kill everyone here.
Bu üstlenme hakkının olmadığı bir çabaydı ama şu an erzakımızın tükendiği bir yerdeyiz ve yakında düşmanımız kasabayı ele geçirip buradaki herkesi öldürecek.
And just keep your mum out of this cos she doesn't need this worry right now, OK?
Ve annene bundan bahsetme. Endişelenmesini isteyiz, tamam mı?
I said I can't talk right now, and I'd love for you to honor that!
Sana konuşamam diyorum biraz saygı göstersene!
I know you're scared and hurting and full of worries right now.
Canının yandığını ve endişeyle dolu olduğunu biliyorum.
And for right now...
O yüzden şimdilik- -
Let's just go to Marco right now and tell him.
Hemen şimdi Marco'ya gidip anlatalım.
And leave right now!
VE şimdi terk edin!
Check his home and office right now.
Evini ve ofisini arayın hemen.
It's just, she's currently out of range right now, and I am running out of time.
It, şu anda halen aralık dışında, sadece var Ve ı zaman azalıyor ediyorum.
And now, by some miracle, you get the chance to go back and make things right with Caroline.
Ve şimdi, bir mucize eseri, Eğer geri dönmek için şans. Ve sağ caroline şeyler yapmak.
And now here you go moving me to right tackle?
Ve şimdi sen beni sağ tarafa mı geçiriyorsun?
And you think Dr. Pain-in-My-Ass here would've gotten it right by now.
Dr. Başımın Belası'nın şimdiye kadar sorunu çözmesini beklerdim.
Listen, if you can't talk about it right now and you're losing your mind, I've got some five-second advice for you.
Şu anda konuşacak durumda değilsen ve aklını kaybetmek üzereysen sana kısa bir tavsiye verebilirim.
Well, it's not many men who can go through. What you've been through. And still be talking right now.
Senin yaşadıklarını yaşayan çoğu insan şu anda konuşabiliyor olmazdı.
And between you and me... we're a little over-leveraged right now.
Cuma ne var? Amanda'nın dizisi. İzlemenizi istemem.
"You could walk out of this building right now and sell this place for upwards of $ 6 million."
Şu an binayı terk etseniz 6 milyon dolardan fazlaya satabilirsiniz, dedi.
I mean it, get out right now and go home. - Brenda, get out.
Brenda defol!
I mean, fuck the Horace and Pete shit right now.
Horace ve Pete saçmalığını sikeyim.
- Right now I'm gonna go to my office and fix myself a goddamn drink.
Şimdi ofisime gideceğim ve kendime bir içecek hazırlayacağım.
- I am not running from anything, Donna, and I don't need this right now.
Hiçbir şeyden kaçmıyorum, Donna. Şu an buna gerek de yok. Hayır, Harvey.
- I think that right now you and me and Louis should get in a room and smoke a peace pipe.
Şu anda düşünüyorum da sen, ben ve Louis bir odaya girip barış çubuğu yakmalıyız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]