Anger traducir turco
7,065 traducción paralela
It's not fair! Your anger is frightening the sand.
- Kızgınlığın toprağı korkutuyor.
I don't... I probably deserved it, but like I told her, her whole anger thing just... turned me on, all right?
Muhtemelen bunu hak ettim zaten ama ona da söylediğim gibi bütün o esip gürlemesi falan beni tahrik etti, tamam mı?
You'll feel anger and joy and pain.
Nefreti, eğlenceyi ve acıyı hissedeceksin.
I know, stranger anger.
Farkındayım... Yabancı tehlikesi tabii fakat...
You're trying to protect your group, but you're putting them in anger.
Grubunu korumak isterken onları tehlikeye atmış oluyorsun.
Let the anger go, buddy.
Boşalt öfkeni oğlum.
- Forsake your anger.
- Bırak artık şu kızgınlığı.
And I don't know where all this anger comes from.
Bütün bu öfkenin nereden geldiğini bilmiyorum.
Anger... bubbling like a pot.
- Öfke, fokur fokur kaynayan bir tencere gibidir.
I did anger Randall at Fort William, and I've spent the past four years of my life blaming myself for father's death because of it.
Fort William'da Randall'a öfkelendim ve hayatımın dört yılını bu yüzden babamın ölümü için kendimi suçlayarak geçirdim.
Now I know what anger feels like.
Artık öfkenin nasıl olduğunu biliyorum.
I'm not talking about anger.
Sinirden bahsetmiyorum ;
He's working through some anger issues with a counseling program, not that that
Bir danışman yardımıyla öfke sorununu dindirmeye çalışıyor. Tabii bu yaptığı şeye bahane olmaz kesinlikle.
I would look at my kid and feel ashamed of the anger I felt towards him.
Oğluma her baktığımda, ona hissettiğim öfkeden utanıyordum.
The energy and the anger...
Enerji ve öfke...
I don't know how long I can contain their anger.
Öfkelerini ne kadar bastırabilirim bilmiyorum.
The sight of it will anger you.
Görünüşü sizi kızdıracak.
Well, you came to exactly the right place to be working out any anger.
Neyse, öfkenizi dindirmek için en doğru yere gidiyorsunuz.
Maybe Audrey will Taylor swift her anger into creative energy for one of her little films.
Belki Audrey Taylor Swift gibi öfkesini ufak filmlerinden biri için kreatif bir enerjiye çevirir.
Jimmy, this isn't about me working through my anger.
Jimmy, bu benim kızgınlığımı geçirmemle alakalı değil.
Your resentment of your father, your anger at not being trusted.
Babana olan kırgınlığın, öfken, güven vermiyor.
Less anger from voters. We spread the pain thinner.
Seçmenlerin öfkesi azalır, Belayı az yoğunlukta yayarız.
- I hope that by now what you're feeling is something different than anger.
Umarım şu an öfkeden daha farklı bir şey hissediyorsundur.
Well, there's hope in the fact that these kids are expressing their anger with music and poetry and not with a 12-gauge shotgun.
Bu çocukların sinirlerini 12.'lik pompalılar yerine müzik ve şairlikle ifade edebilmeleri gerçeğinde umut var.
- Use your anger.
- Öfkeni kullan.
'Cause he pushes people away with his anger.
... sebebi insanları öfkesiyle kendinden uzaklaştırması olurdu.
I feel your anger, Clarke.
- Öfkeni anlıyorum Clarke.
I just think that you've been misdirecting a lot of anger towards me The past few months and I can't take it anymore. Oh!
Bence son birkaç aydır öfkeni benden çıkarıyorsun ve artık katlanamıyorum.
Anger issues, too.
Öfke sorunları, çok.
I looked in her eyes, and I saw only anger and fear, the will to do whatever it takes to survive no matter who she hurts.
Gözlerine baktığımda gördüğüm tek şey öfke ve korkuydu. Hayatta kalmak için her şeyi yapabilecek bir kararlılık, kime zarar verirse versin.
We will find them and show them why their anger is unwise.
Onları bulup güttükleri öfkenin akıllıca olmadığını göstereceğim.
All I saw when I channeled you were anger issues and a questionable taste in women.
Sana bağlandığımda gördüğüm tek şey öfke problemleri ve kadınlara yönelik sahip olduğun tartışılabilir zevk.
Yet, despite your anger, here you are, casting your lot with Klaus.
Ne kadar sinirli olsan da yine de Klaus'la iş birliği yapıyorsun.
You still carry around so much anger for me after all these years.
Bunca yıldan sonra bana karşı hâlâ nefret besliyorsun.
She'd inherit 1,000 years of enemies, all his anger and rage.
Bin yıllık düşmanlar edinmiş olacak. Öfkesine ve gazabına maruz kalacak.
It didn't cleanse this anger.
Öfkemi de yok etmedi.
I've heard about a place where anger can be forged into something else.
Öfkenin başka bir şeye dönüştürebileceği bir yer duydum.
And due to the notoriety of this case, there may be individuals who harbour anger towards you.
Bu davanın şöhretine bakılınca da size öfke beseleyen kişiler olacaktır.
I beseech you on my knees to suppress your anger and to show benevolence to the Crown Prince,
Majesteleri, size yalvarıyorum. Cezayı kaldırıp, Veliaht Prens'e merhamet edin.
This is all because of my pent-up anger.
Bunların hepsi kaygı bozukluğum yüzünden.
Pent-up anger?
Kaygı bozukluğu mu? Kaygı bozukluğu mu?
We have to turn that anger into action.
Bu öfkeyi eyleme dönüştürmeliyiz.
Let all bitterness and wrath and anger and clamor and evil speaking be put away from you. "
Tüm acılar ve gazap ve öfke ve çığlık ve kötü sözler sizden uzak olsun. "
Maura said a guy like guthrie, "someone who was humiliated and left powerless By an abusive stepfather would have repressed his anger."
Maura "üveybabaları tarafından aşağılanan ve güçsüz bırakılan insanların öfkesini içine attıklarını." söyledi.
If he's been repressing anger for 25 years, He may be just getting started.
25 yıldır öfkesini bastırdıysa, belki şimdi başlamıştır.
Addictions, anger.
Bağımlılıklar, öfke.
The hatred, the anger.
- Nefreti, öfkeyi.
- You want to see anger'?
- Öfke mi görmek istiyorsun?
Well, some people think that..... that poltergeists happen when people are repressing their anger.
Bazı insanlara göre kötü ruhlar insanlar öfkelerini bastırınca ortaya çıkar.
You can't push it away, the anger.
Öfkeyi bir kenara bırakamayız.
There's that anger coming up again.
- Yine bir öfke geliyor.