Approve traducir turco
3,150 traducción paralela
But I don't approve of these costumes.
Ama bu kıyafetleri uygun bulmuyorum.
Do you approve of him?
- Onu onaylıyor musun?
At my house we don't approve of materialistic gifts.
Bizim evde maddi hediyeleri kabul etmeyiz.
I'm grateful you approve.
Onayladığına sevindim.
Sir, if you see him play... I'm sure you'll approve the loan
Efendim, onu oynarken görseniz kesinlikle krediyi onaylarsınız.
- Personally, she doesn't approve of me.
- Bana kalırsa, beni beğenmez.
I know that because she said to dad, "I don't approve of Sarah," and then he told me, so...
Biliyorum çünkü babama "Sarah'yı onaylamıyorum" dedi, babam da bunu bana söyledi, yani...
But Theissens, he didn't approve, did he?
Ama Theissens- - O bunları onaylamamıştı, değil mi?
Butters, native Hawaiians don't really approve of haoles coming to their ceremonies.
Butters, Hawaii'nin yerlileri, Haoleler'in törenlerine gelmelerine sıcak gözle bakmaz.
I do not think Gibbs would approve.
- Gibbs'in bunu onaylayacağını sanmıyorum.
I take it, you do not approve?
- Bunu onaylamadığını görüyorum.
Breena called, summoning him to approve the wedding font for the invitation.
- Breena aradı. Düğün davetiyelerinin üzerine yazılacak yazıtipini onaylaması için çağırdı.
I'm Bob Little, and I approve this message.
Ben Bob Little, ve bu mesajı onaylıyorum.
No reason you should care, but I approve of your young man very much.
Umrunda mı bilmem ama senin genç delikanlıyı onaylıyorum.
Jefferson is the only facility your insurance will approve for long-term care.
Uzun süreli bakım için sigortanızı kabul edecek tek hastane Jefferson.
That is if I, and Mr. Chayse, of course, approve what you've come up with.
Ben ve Bay Chase sizin çıkardığınız işi onaylarsa çok güzel olacak.
I'm Leslie Knope, and I approve this message.
Ben Leslie Knope ve bu mesajı onaylıyorum.
I am Leslie Knope, and I do not approve this message.
Ben Leslie Knope, ve bu mesajı onaylamıyorum.
Mr. Doran likes to approve every tenant himself.
Bay Doran kiracılarını kendi seçmeyi seviyor.
He wouldn't tell me. It was like he thought I wouldn't approve.
Sanki benim onaylamayacağımı düşündü.
- Approve.
- Onay.
Right there, that's why I didn't want to tell you, because I knew you wouldn't approve of him.
İşte! İşte bu, bu yüzden sana söylemek istemdim, çünkü onu onaylamayacağını biliyordum.
Say you approve of Criss, Jack. Am I in your head, Lemon?
Criss'i onayladığını söyle Jack.
Lemon, obviously I can't approve of someone I've never met.
Lemon, hiç tanışmadığım birisini onaylamamın imkansız olduğu bariz.
Yeah, well, I'm not letting you meet Criss, because you won't approve of him.
Evet, senin Criss ile buluşmana izin vermeyeceğim çünkü asla onu onaylamazsın.
If we gather all resources and bypassing complex law... by getting approve by government intervention... we should be able to start producing in a week.
Bütün kaynaklarımızı bir araya toplayıp devlet onayını aldıktan sonra bir hafta içinde üretime geçmeye çalışmalıyız.
Say you approve of Criss.
Criss'i onayladığını söyle.
I don't approve of the state, but it's good for a boy your size.
Eyaleti pek gözüm tutmuyor da yatağın boyutu tam sana göre.
I'm having lunch with Declan, the other one you don't exactly approve of.
Öğle yemeğini Declan ile yapacağım. Pek onaylamadığın diğer kişiyle.
Do You approve?
Onaylıyor muydunuz?
And then you go right on back to Mr. Quarles with your tail'tween your legs, and you tell him this whole thing was your idea to get back at the Crowders, and you thought he would approve. How that sound?
Sonra da kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırarak Bay Quarles'a gidip bütün olan bitenin Crowder'lardan öç almak için senin fikrin olduğunu ve onaylayacağını sandığını söyleyebilirsin.
In a word... I approve.
Lafın kısası benim rızamı aldınız.
Look, I don't approve of how this went down, either, okay?
Bak, işlerin bu noktaya gelişini ben de onaylamıyorum tamam mı?
Did you approve it?
Onayladınız mı yoksa?
My husband would not approve.
Kocam uygun görmezdi.
I was waiting on telling you because I knew you wouldn't approve.
Onaylamayacağını bildiğimden sana anlatmak için zamanı bekliyordum.
I know you don't approve.
Onaylamadığını biliyorum.
- What's to approve?
- Onaya ne gerek var?
My father doesn't approve.
Babam bunu onaylamıyor.
However you defeat her, God will approve.
Ne şekilde olursa olsun onu yenmen Tanrı'nın isteği.
Do you approve?
Bunu onaylıyor musun?
I do approve of a man who can fight and still maintain his sartorial elegance.
Dövüştükten sonra bile zarafetini kaybetmeyen erkeklerden hoşlanırım.
- Do you think he'd approve of this deal?
- Sizce kendisi bu anlaşmayı onaylar mıydı?
Hey, can you approve this new design for the campaign poster?
Kampanya posteri için bu yeni dizaynı onaylayabilir misin?
And I don't approve of what they're doing... shoving one of the greatest Justices off the bench and using your friendship as leverage...
Ayrıca yaptıkları şeyi de onaylamıyorum. Gelmiş geçmiş en iyi yargıçlardan birini kürsüsünden atıp arkadaşlığınızı da bir baskı faktörü olarak kullanmak, Beyaz Saray standartlarında bile iğrenç.
We didn't approve of him.
Biz onu kabul etmedik.
It says the State's Attorney's office is a hotbed of workplace sex, and that you approve of it.
Dediğine göre, Eyalet Savcılığı Ofisi seks yatağı haline gelmiş,... sen de bunu onaylıyormuşsun.
I will look it over and then approve it.
Daha sonra ben kontrol eder ve onaylarım.
Odette was seeing someone of whom Mr. Morton did not approve.
Odette, Bay Morton'un onaylamadığı birisiyle görüşüyordu.
We understand, about the time her grandfather died, Odette was dating someone, someone her grandfather didn't approve of. Mm.
Odette'nin dedesinin öldüğü zamanları biliyoruz, birisiyle görüşüyordu dedesinin onaylamadığı biri.
Glad you approve, son.
Beğenmene sevindim evlat.
approved 61
approach 82
approaching 40
appropriate 85
approximately 312
approval 29
approach with caution 22
approach the bench 26
approach 82
approaching 40
appropriate 85
approximately 312
approval 29
approach with caution 22
approach the bench 26