At your house traducir turco
2,271 traducción paralela
All of these were at your house What makes the difference to admit only a half?
Sadece yarısını kabul ettirecek fark nerede peki?
- Can't I stay over at your house for now?
- Evinde kalabilir miyim?
I can't stay at your house because it's so dirty.
Evin çok kirli, daha fazla kalamam.
What do you mean some documents arrived at your house?
Ne demek bazı belgeler evinize geldi?
Director, you had a guest at your house, so I escorted her here.
Yönetmen, evinizde bir misafiriniz vardı, bu yüzden ona buraya getirdim.
I know he's grounded, Judith, but why can't he be grounded at your house?
Cezalı olduğunu biliyorum Judith, ama niye cezasını senin evinde çekmiyor?
- Yeah, sure. My mom was at your house.
- Evet benim annem sizin eve gelmiş.
And the only reason you didn't catch me was'cause I was out alone with your... I had no idea it was your daughter, but... I was at your house...
Beni yakalamamanın tek sebebi, kızınla birlikte senin evindeydim...
You... She stays at your house all the time. She leaves her fucking shit everywhere.
Sürekli senin evde kalıyor, eşyalarını oraya buraya dağıtıyor.
Why was she at your house?
Senin evinde ne işi vardı?
After dinner at your house, my wife and I were talking about your, your health situation.
Sizin evdeki akşam yemeğinden sonra, karım ve ben senin sağlık durumun hakkında konuşuyorduk.
So is it at your house?
Yani sizin evde mi olacak?
- At your house.
- Senin evinde.
Is he at your house?
O senin evinde mi?
- So she just showed up at your house?
Senin evine mi gelmiş?
So Robbie Sullivan's at your house right now? He is having dinner... with my family. Yes.
Robbie Sullivan şu an sizin evde mi yani?
Wewe wouldn't spend evy sesendnd at your house If we dndn't want to.
Eğer istemeseydik her saniyemizi senin evinde geçirmezdik.
He stays at your house.
O da senin evinde kalacak.
Le t's drop them at your house. No, we can't.
Hadi, bunları evine bırakalım.
Adam, I don't know who's at your house, but it ain't Javier.
Adam, senin evde kim var bilmiyorum, ama o Javier değil.
He's at your house right now?
O şimdi senin evde mi?
At your house.
Senin evinde.
How's the street parking at your house?
Evinin önündeki sokağa araba park ediliyor mu?
We could watch TV at Burly's house or we could watch TV at your house. Or, I mean, we could watch TV at best buy.
Burly'nin evinde televizyon izleyebiliriz ya da senin evde televizyon izleyebiliriz ya da elektronik mağazasında televizyon izleyebiliriz.
We talked at your house.
Senin evinde konuştuk.
I'm at your house, but we have to hurry.
Senin evindeyim ama acele etmeliyiz.
Hey, here's your cut from the doll I sold back at the house. Cool.
Bak hele, evde sattığım bebeklerden sana düşen pay bu.
And soon I won't be in your house at all.
Yakında evinizde bile olmayacağım.
We'll celebrate your birthday at our house next year
Doğum gününü gelecek yıl evimizde kutlarız.
Instead of that, why don't you have an open house at your home for round two?
Onun yerine 2. tur'u senin evinde gerçekleştirmemiz nasıl olur? Katılıyorum.
So, Beezus, suppose I told you that when I pulled up in front of the house tonight, I saw your old buddy Henry staring at it like he left something important inside.
Evet, Beezus, sanırım sana daha önce de, şu eski arkadaşın Henry'i gece içeriye, önemli bir şey unutmuş gibi baktığını söylemiştim.
That's why I'm planning on taking a break at noon to go over to your house and sleep with your wife. "
Bu yüzden öğlen bir ara vermeyi planlıyorum hem de sizin eve gidip eşinle yatmak için.
I feel your pain as if it were my own, but Jesus, you don't come waltzing into somebody's house at 4 : 00 in the morning, I might add - and... and go dictating love all over the place.
İnan bana senin acını kendi acım gibi hissediyorum. Ama Tanrım. İnsanın evine böyle gelip üstelik ekleyeyim, sabahın dördünde gelip aşkı zorla kabul ettirmek olmaz.
Let your wife mad at his father house
Bırak karın kalsın
You look at me like a crazy that live in your house.
Bana, evinizde yaşayan deli gözüyle bakıyorsunuz.
You remember anybody hanging around your neighborhood, around your house, your street, at the mall?
Sizi izleyen birisi dikkatinizi çekti mi, evin etrafında, caddede, alışveriş merkezinde?
If you live at the North Pole, how come I can't see your house when I look on Google Earth?
Kuzey Kutbunda yaşıyorsan, Google Earth'den baktığımda evini neden göremiyorum?
- Show up at your daughter's house this time of night, drunk as a skunk.
- Şu haline bak demek istediğim kızının evine bu halde nasıl.
And you, next time you have a birthday party, do it at your own house.
Ve sen, bir daha doğum günü partin olduğunda bunu kendi evinde yap.
But listen, if you guys change your mind I'm staying at my mom's house. I gotta go.
Gitmeliyim.
So, I bet you're anxious to find out who was buried under your house.
Bahse varım evinizin altına gömülenin kim olduğunu bulmak için can atıyorsunuzdur.
How did your meeting go at the House of Commons?
Avam kamarasındaki toplantın nasıl geçti?
You will tell your certain someone that you're spending the night at a friend's house, and you will be convincing or I will blow your genitals off.
Gece boyunca birileriyle arkadaşınızın evinde takılacağınızı söyleyip ikna edeceksiniz. Yoksa cinsel organlarınızı patlatırım.
Look at our house and compare it with your castle.
Bir bizim evimize, birde sizin sarayınıza bir bakın.
Because I left them at your uncles's house last night.
Çünkü dün akşam dayılarının evinde bırakmışım.
Oh, wait. That's'cause I left them at your uncles's house.
Gerçi dayılarında unuttuğum için giymiyorum, doğru ya.
At least you will stay safe in your house.
En azından evimde güvenli oluruz.
So I thought maybe I could just stop by the field house and you could look over the contract and sign it, and then that'll just clear your mind.
Ben de tesislere uğrarım, sen sözleşmeye bir göz atarsın, ve imzayı atıp her şeyi açıklığa kavuştururuz.
Your Honor, until very recently, Mr. Canning was in-house counsel at MRG Pharmaceuticals.
Sayın Hâkim, yakın zamana kadar Bay Canning, MRG İlaç şirketinin avukatıydı.
You jumped at the chance at your dad's house.
Babanın evinde fırsatı hiç kaçırmadın.
I thought you were sleeping at your mother's house.
Annenin evinde yattığını sanıyordum.
at your service 364
at your age 174
at your place 35
at your command 33
at your orders 24
your house 147
house 1583
housewife 19
houses 83
housekeeping 91
at your age 174
at your place 35
at your command 33
at your orders 24
your house 147
house 1583
housewife 19
houses 83
housekeeping 91