Baby talk traducir turco
569 traducción paralela
Nobody's talking baby talk.
Hiç kimsenin dalga geçtiği yok.
Quit the baby talk.
Masumiyet numaraları taslama.
This is baby talk, nothing else.
Bu resmen çocuk muhabbeti, başka bir şey değil.
Baby talk "
Bebek konuşmanızla "
For four months this alleged angel of mercy has pored, probed, punctured, pillaged and plundered my helpless body while tormenting my mind with a steady drip of baby talk.
Tam 4 ay boyunca sözümona iyilik meleği beni izledi. İnceledi, deldi. Savunmasız vücudumu talan edip, yağmaladı.
Already starting to baby talk?
Konuşmaya başladı mı yoksa?
That baby talk
That baby talk
Oh, yeah, coochie-coo. None of that baby talk around me son.
Oğlumla bebek gibi konuşma.
We asked the child, ( in silly voice ) "Are you the one that made the poo-poo? Come on, you made the poo-poo. You can poopy ( baby talk )"
Sevimli sevimli konuştuk onunla. "Agucuk, kakacığını yerim senin."
- Baby talk.
- Bebek Konuşması.
Baby talk? What's that?
Bebek konuşması mı?
If our new baby is born before I get back talk Molly out of naming him Hubert will you?
Bebeğimiz ben dönmeden önce doğarsa... Molly'yle konuş adını Hubert koysun, olur mu?
All you have to do is go and talk to those men in the front... while I let Baby out the back.
Dinle. Tek yapman gereken ben Bebeği dışarı çıkarırken onlarla ön tarafta konuşmak. İpi bana ver.
- That's no way to talk about a baby.
- Bir bebek için böyle konuşamazsınız.
And I thought you were never gonna talk, baby.
Ben de hiç tüyo vermeyeceksin sanıyordum.
- Sorry, baby, can't talk now.
- Afedersin, bebeğim, şimdi konuşamam.
It's how I watch you talk to the baby.
Bu bir bebekle konuşmak gibidir.
Baby-talk gibberish.
Bebekçe sarf edilen sözler.
Look, baby, I can't talk now.
Bak, bebeğim şimdi konuşamam.
My friend's name is Curt and he wants to talk to you, baby.
Arkadaşım Curt seninle konuşmak istiyor, bebek.
Baby, isn't that that guy that we're not supposed to talk about?
Bebeğim, bu hakkında konuşmamız gereken adam değil mi?
- There you are, baby, there you are! Dolly, I have to talk to you.
Dolly, seninle konuşmam gerek.
Talk your talk, baby
Talk your talk, baby
- Talk to him, baby.
Brain, söylemezsen ikimizi de öldürecek.
- That's pilot talk. It just means you're flying this baby on your own.
Pilot dilinde "bu bebeği kendin uçuracaksın" demek.
Talk to me, baby! Say it!
Gördün mü konuş benimle bebek, gördün mü?
Maybe we should talk about having another baby.
Bir bebek daha yapma konusunu konuşmak istersin belki.
Tony, baby, we gonna talk, or am I gonna bust your wiseass spic balls here and now?
Oğlum Tony, konuşacak mıyız... yoksa Küba malı takım taklavatını... burada patlatayım mı?
You were only a baby, could hardly talk, let alone ask, "Why?"
Sen daha küçücük bir bebektin, henüz konuşamayan, neden yalnız olduğunu sormak için.
- How about I talk to you like a baby?
- Bebek gibi konuşsam?
Talk to me, baby!
Evet, konuş benimle.
- You want to talk about the baby?
- Bebek hakkında mı konuşacaksın?
You want to talk about the baby, everybody does.
Bebek hakkında konuşmak istiyorsun, herkes istiyor.
But I never saw the baby, so I can't talk about it because I don't believe in it.
Ama ben bebeği görmedim, hakkında konuşamam çünkü ona inanmıyorum.
You know, I have a fine position here, but Dad left when I was such a baby, I never had a chance to talk to him.
Babam gittiğinde küçük bir bebektim. Onunla konuşma şansım olmadı ve ben kendimi biraz...
When you talk to me, baby
Benimle konuşurken, bebeğim
You sure can talk, can't you, baby?
Kesin kez çenen düşmüş senin, değil mi bebeğim?
What kind of a way is that to talk to a baby?
Bir bebekle ne tür bir konuşma bu?
Come on, baby, Talk to me.
Hadi bebek, konuş benimle.
Let's talk about the baby.
Bebek hakkında bir şeyler söyle.
Come on, Billy Baby, couldn't you just go talk to him?
Haydi Billy, bebeğim, gidip konuşamaz mısın?
I wanna talk about my child, our baby.
Çocuğum hakkında konuşmak istiyorum, bebeğimiz hakkında.
Let's talk about the baby.
Hadi bebekten konuşalım.
Well, that's just what we call pillow talk, baby.
Ha, biz buna sadece yatak muhabbeti diyoruz, bebeğim.
All this business talk is making me lose my edge, baby.
Bütün bu iş konuşmaları hevesimi kırıyor bebeğim.
You're right. The only way to quiet such talk is to have our small-minded friends open up their papers and see a photograph of the prettiest baby in the city.
O tür konuşmaları durdurmanın tek yolu, dar kafalı arkadaşlarımızın gazetelerini açıp şehirdeki en güzel bebeğin resimlerini görmeleri.
Baby doll, you talk about a rush, man.
- Acele etme adamım.
The book says to talk to the baby.
- Kitapta, bebeğinizle konuşun yazıyor.
Powder's been stepped on so many times, it's baby food.
Talk pudrasıyla karıştırıldı.
- Yo, Stacey! Talk to me, talk to me, talk to me, baby!
Konuş benimle, konuş benimle, konuş benimle bebek!
I talk the talk and I walk the walk, baby.
Gerektiğinde konuşur, gerektiğinde yürürüm, bebek.
talkies 34
talk 1219
talking 358
talks 18
talkie 126
talked 42
talk to you tomorrow 30
talk to me 2348
talk to you soon 72
talk to the hand 19
talk 1219
talking 358
talks 18
talkie 126
talked 42
talk to you tomorrow 30
talk to me 2348
talk to you soon 72
talk to the hand 19
talk to you later 250
talk to her 263
talk soon 65
talking to yourself 25
talk later 61
talk to my lawyer 20
talk me 19
talk to your father 18
talking about me 21
talking about 61
talk to her 263
talk soon 65
talking to yourself 25
talk later 61
talk to my lawyer 20
talk me 19
talk to your father 18
talking about me 21
talking about 61