Backstage traducir turco
1,105 traducción paralela
Appearing on the backstage of history as the star of the black hole : the Goat bills.
Tarihin sahne arkasında görünen kara deliğin yıldızı keçi banknotlarıdır.
So there I was, backstage under a table.
Tam oradaydım. Perdenin arkasındaki masanın altında.
This cheese is smelly. Like the backstage in Alcazar.
Bu peynir bozulmuş, tıpkı Alcazar'ın kulisi gibi kokuyor.
Carry him backstage, quick.
Onu sahne arkasına taşıyın, çabuk.
Your dressing room's backstage.
Ben Kralım. Oh, evet efendim.
... our gorgeous young flier could wing his way backstage.
... yakışıklı genç pilotumuz kendini kulise atabilir.
I thought that might be a good time to invite this young flier backstage.
Bu da o genç pilot ile sahne arkasında buluşmam için uygun bir zamandır.
... that was the signal for their backstage rendezvous.
... bu bir sinyal oluyor ve sahne gerisinde buluşuyorlar.
It was backstage at the Sullivan show.
Sullivan Şov'da, kulisteydin.
Then he goes backstage, he opens up his fly and he sticks his thing in it.
Sonra sahne arkasına gitti ve o deliğin içine kendi şeyini soktu.
What did you do backstage with him? - I was kissing him.
- Onunla arka tarafta ne yaptın?
Could our friends watch the show from backstage?
Dostlarımız şovu kulisten izleyebilir mi?
They cannot watch the show from backstage.
Şovu kulisten izleyemezler.
There are a couple of problems with the arrangements backstage.
Sahne arkası düzenlemeleriyle ilgili birkaç sorun var.
Backstage, perhaps it was very amusing.
Sahne gerisi, belki de çok komikti.
So did you just come here to hang around backstage?
Sahne arkasında takılmak için mi geldin?
He's got an in backstage.
- Hoşuna gitmedi mi? Müşteride kim? Bize kim iş verecek?
Werner's eyes are locked on the backstage exit.
Werner'in gözleri arka çıkış kapısına kilitlenmiş.
Backstage.
Kulisteler.
Afterwards, we'll go backstage and eat the actors.
Daha sonra, sahne arkasına geçip sanatçıları yiyeceğiz.
Listen, we've got to get backstage.
Bak, bizim kulise gitmemiz gerek.
Look, lady, we used to let women backstage until the big riot.
Bakın, bayanlar, önceden kadınların arkaya geçmesine müsaade ediyorduk ta ki büyük ayaklanmaya kadar.
That there are some people who like to fondle the dancers'asses backstage and some who like to see the dancers asses under the lights onstage.
Bazı insanlar vardır ki, dansçıların poposunu sahne arkasında okşamayı sever. Ve bazı insanlar da dansçıların poposunu sahne ışıkları altında görmekten hoşlanır.
It's a Sunday night game backstage at the Gem Club across the street. - Yeah?
Yolun karşısındaki Gem Kulüp'te sahne arkası Pazar gecesi oyunu.
He's been hanging around backstage all night.
Bütün gece boyunca arkada takıldı durdu.
Listen, You've got a major religious leader backstage,
Dinle, sahne arkasında büyük bir dini lideri bekletiyorsun.
Lovely Zelda, would you like to take our husbands backstage?
Sevgili Zelda, kocaları perde arkasına götürür müsün?
See, it was either use your money to get four regular concert tickets or to get two tickets and two backstage passes for me, so I'm taking my ugly friend, Mandy.
Ya da kendim için 2 bilet ve 2 kulise giriş kartı alabilirdim. Ben de çirkin arkadaşım Mandy'yi götüreceğim.
He was playing guitar backstage... doing Twenty-Flight Rock, by Eddie Cochran.
Kuliste gitarla, Eddie Cochran'ın... Twenty-Flight Rock şarkısını söyledi.
- Backstage of the show.
- Gösterinin arkasında çocuklar.
My eldest son is backstage.
En büyük oğlum arka tarafta.
If you need any help fetching and carrying, backstage and so on, I'll lend you my driver if you like.
Getirip götürme işlerinde, kuliste falan, yardım gerekirse, dilersen şoförümü ödünç verebilirim.
Getting backstage is hungry work, you know.
Kulise girmek insanı acıktırıyor.
A backstage pass for you for Dolly's big show at the Barstow War Memorial... and then, a little dessert at Massimino's Cafe.
Özel davetli olarak Dolly'nin Barstow Savaş Anıtı'ndaki büyük şovunu izliyorsun... sonra Massimino's Cafe'de tatlı yiyorsunuz.
I met Mick Jagger backstage after a Stones concert in 1969.
1969 da Stone konserinden sonra sahne arkasında Mick Jagger ile tanışmıştım.
I can get him a backstage pass.
Onu sahne arkasına götürebilirim.
You wouldn't believe the politics that goes on backstage at a pet shop.
Bir evcil hayvan mağazasında dönen entrikalara inanamazsın.
I want to put more muscle backstage with Tony.
Kulise, Tony'nin yanına daha fazla adam koymak istiyorum.
We'll be all right for backstage passes, then.
Sahne arkası geçişlerimiz iyi olacak, o zaman.
He'll be doin'all that backstage bullshit.
Şu sahne arkası işleriyle uğraşıyor olmalı.
No one's allowed backstage.
Kulis tarafına geçiş yasak.
I was with this girl backstage.
Kızın biriyle arka taraftaydım.
Come backstage.
Perde arkasına gel.
They've gone backstage!
Perde arkasındalar!
I got her backstage.
Kulise götürdüm.
Oh, I think you know what you have to do for backstage passes.
Kulise giriş kartı almak için ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.
Later, finally, backstage, when I talk to her I'm like a little grovelling worm :
En sonunda, sahne arkasında, onunla konuşurken yerde sürünen bir solucan gibiydim :
- He'll look at us like he's backstage at a puppet show.
- Bize sanki kukla şovunda sahne arkasındaymış gibi bakacak.
And he doesn't appreciate visitors backstage.
Sahne arkasında ziyaretçi olmasını da sevmez.
and backstage passes.
Sen bir tanrıçasın.
next week the obsession continues with an all new special we'll take you for an exclusive look at the private backstage world of The O.C.
- Bunun seninle bir ilgisi yok. - Hayır var. Çünkü anneni öldürüyorsun.