Balloons traducir turco
1,269 traducción paralela
Balloons!
Dedektif Bong, temiz.
Free balloons!
Eğlenceye devam çocuklar.
I count at least six balloons, and that's just in the bedroom.
En az altı balon saydım. O da sadece yatak odasında.
Can you get a print off those balloons?
O balonlardan parmak izi çıkartabilir misin?
I dropped off some balloons, Braun paid me, she gave me a tip.
Braun paramı verdi, kız da bahşişimi. Nasıl?
- How many more are there? - I'd say about 50 balloons
- Daha kaç tane var?
Okay, I'm gonna take out the trash and try and get a grip, and then I'm gonna come back in here and do something about these streamers and balloons, because, what, are we still at the prom?
Tamam, şimdi çöpü dışarı çıkarıcam ve şunları tuturmaya çalışıcam sonra buraya geri dönüp şu balonları ve ışıkları ayarlıyacam, görünüşe göre mezuniyet gecesi hala devam edicek?
I mean, those balloons?
Yani o balonlar?
They were like stinky little balloons. Ugh!
Leş gibi kokan küçük balonlar gibiydiler.
- flowers or balloons?
- Çiçek mi balon mu?
Darling, uh, would you mind floating me over a few balloons?
Bana biraz para verir misin, hayatım?
There were lots of balloons and stuff... but it wasn't a real party.
Bir sürü balon falan vardı ama gerçek bir parti değildi.
We found balloons in your van.
Minibüsünde balon bulduk.
Balloons.
Balonlar.
WHAT FOR? WELL, I SAW THE BALLOONS ON THE MAILBOX.
Posta kutusundaki balonları gördüm.
I can't believe you actually got out of the car and got balloons.
Arabadan çıkıp balon aldığına inanamıyorum.
I wanted to get your opinion on the balloons.
Balonlar hakkındaki fikrin ne?
- Balloons!
- Balonlar!
And, Mom, I got you these balloons too.
Anne, bir de bu balonları aldım sana.
HOW DO THEY BLOW UP THOSE BIG BALLOONS?
Bu kadar büyük balonları nasıl şişiriyorlar acaba?
These balloons fill with a highly potent helium synthesis giving the Luna Ghost his weightless appearance.
Bu balonlar çok güçlü bir helyum birleşimiyle dolu ve bu sayede Ay Hayaleti ağırlıksızmış gibi görünüyor.
Guess we should make more balloons, huh? Heh!
Galiba biraz daha balon şişirmeliyiz he?
We hanging from balloons and shit.
Bizse balondan sarktık.
Boobs, bazooms, balloons, bags, bazongas.
Boobs, bazooms, balloons, bags, bazongas.
The band doesn't start playing until the balloons go, okay, right?
Balonlar uçmadan bando çalmaya başlamayacak, tamam mı?
Last Thursday, there were approximately 400 balloons right here.
Geçen perşembe, burada yaklaşık 400 tane balon vardı.
However, those who disapprove of the ecomomic system see purple children floating in the sky, picking balloons.
Ama bu ekonomik düzeni onaylamayanlar çocukları göklerde uçarken görüyorlar.
Maybe a couple of those balloons with the smiley faces on them.
Belki de üstünde gülen yüz olan o balonlardan.
Hot air balloons?
Sıcak hava balonları mı?
You mean like helium for balloons?
Balonlara konan mı?
- Okay, so we'll throw birdseed or we'll release balloons.
- Peki, o zaman kuşyemi atarız ya da balonlar bırakırız.
We can't release balloons either, they float to the ocean.
Balonları da bırakamayız çünkü okyanusa düşerler.
- Your lips are like balloons.
- Dudakların balon gibi.
- When you used to love balloons.
Balonları sevdiğin zamanı.
You remember how much you loved balloons?
Balonları ne kadar sevdiğini hatırlıyor musun?
- with balloons for a girl's 16th birthday? - Rory told you about that?
Bir kızın 16. yaş günü için özel bir pasta yapar mıydı?
- All green. Aren't baby shower balloons supposed to reflect the sex of the baby?
Bebek partilerinde balonlar bebeğin cinsiyetini belirtmez mi?
So, um, balloons, streamers - whatever makes Steven forget he has no parents.
Balonlar, süslemeler.. - Yani Steven'a anne-babasının burada olmadığını unutturacak şeyler.
Kids, don't eat the balloons!
Çocuklar, balonları yemeyin!
The balloons are not food!
Balonlar yemek değil!
Telling those kids those balloons are made of candy
O çocuklara, o balonların şekerden yapıldığını söylemek.
We constructed it from the remnants of old discarded Macy's parade balloons.
Balon festivalinden kalan parçalarla yaptık.
Balloons and planes gathered crucial information.
Balonlar ve uçaklar çok önemli bilgiler topladilar.
Johnnie thought, as he carefully tied the balloons to his bike.
diye düşündü Johnnie balonları dikkatle bisikletine bağlarken.
"Please God, let the balloons be enough."
"Lütfen Tanrım, balonlar yeterli olsun."
when the current fix up speed time lap photographs shows how these soft corals inflate like balloons to trap passing animals
Şu anki film biraz hızlandırıldığında hızlandırılmış fotoğrafçılık bize bu yumuşak mercanların balon gibi şişerek geçen besinlere nasıl tuzak kurduğunu gösteriyor.
Balloons!
Balonlar, balonlar!
We found balloons of cocaine in his stomach cavity.
Dolandırıcımız kurye miymiş?
And, uh, all the balloons.
Balonların hepsini de alayım.
I think the balloons confirm it.
- Balonlar bunu doğruluyor. - Pembe ya da mavi yok
Those balloons can be a bit dodgy.
O balonlar tehlikeli.