Bel traducir turco
3,031 traducción paralela
Tom gave me chlamydia once. ( LAUGHS )
Tom bana bel soğukluğu bulaştırmıştı!
I did not give you chlamydia.
Ben sana bel soğukluğu bulaştırmadım.
Why don't we just agree to disagree about who gave who chlamydia?
Neden kimin kime bel soğukluğu bulaştırdığı konusunda aynı fikirde olmamaya razı olmuyoruz?
'Cause I don't want her telling everyone that I gave her chlamydia.
Çünkü onun gidip de herkese ona bel soğukluğu bulaştırdığımı söylemesini istemiyorum.
Because you told them that I gave you chlamydia.
Çünkü onlara, sana bel soğukluğu bulaştırdığımı söyledin.
Better not give me chlamydia.
Bana bel soğukluğu bulaştırmazsan iyi edersin.
How's your chlamydia?
Bel soğukluğun ne durumda?
♪ This waist... - Hide it ♪ ♪ My gaze...
Bu bel - gizlenmiş bakış - büzülmüş
He's got a fanny pack on now, for God's sake.
Minik bel çantası bile var.
Depending on that last leaf isn't right lt isn't your parrot
O son yaprağa bel bağlaman yanlış. Senin papağanın değil o.
We're relying on those results.
O sonuçlara bel bağlıyoruz biz.
Specifically as it relates to lumbar support.
Özellikle bu bel desteği ile ilgili olarak.
Lumbar support.
Bel desteği.
I will say that his wife could not count on you.
Karısı sana bel bağlamasın derim.
It was so painful to lose Bel Jarret in the Volge attack.
Volge saldırısında Bel Jarret'ın kaybı çok acı bir olaydı.
- Or gonorrhea.
- Veya bel soğukluğu.
Gonorrhea?
Bel soğukluğu mu?
... In the car with a herniated disc.
Arabada bel fıtığı olan var.
- I don't shake hands.
- Bel el sıkışmam.
The Southern Water Tribe epens on you.
Güney Su Kabilesi sana bel bağlamış durumda.
I was looking to him for the development of this district.
Bu bölgenin gelişmesi için ona bel bağlamıştım.
Nothing below the waist.
Bel altı hiçbir şey yok.
He just moved back home.
Pekala, bel altı oynayacağız, öyle mi?
Not to be a pain or anything, but I've got back issues, and a cot just is not an option.
Sorun çıkartmak istemiyorum, ama bel ağrılarım var ayrıca portatif karyolada yatamam.
So you're okay with Wearing ELASTIC waist Pants?
Esnek yüksek bel giymek senin için sorun değil mi?
I hope I can rely on your discretion.
- Dilerim tedbirine bel bağlayabilirim.
It can be the backbone of the song.
Şarkının bel kemiği olabilir.
You're just gonna rely on Thayer now.
- Sen artık sadece Thayer'a bel bağlayacaksın.
So to lessen the stress and the waistline,
Stresimi azaltmak ve bel bölgemden zayıflamak için.
Should those sewer rats seek reprisal, the widow knows she cannot rely on you for protection.
O lağım fareleri misilleme peşindelerse dul kadıncağız sizin korumanıza bel bağlayamayacağını biliyor.
Bel Air.
Bell Air.
- Lumbar support?
Bel desteği mi o?
How your waist anorexic
Bel anoreksin geçti mi?
Waist, 28 inches.
Bel, 28 inç.
so they a leader or a dream to rely on.
Güçsüz oldukları için bir öndere veyahut hayale bel bağlıyorlar.
what can I do for them?
Bel bağladığı şeyi yitirenler için ne yapabilirim ki?
We will be counting on your support, Mr. Mayor.
Desteğinize bel bağlayacağız Bay Başkan.
Everyone is waiting on you.
Herkes sana bel bağlıyor.
Don't forget that. And check the elastic on all the pants.
Pantolonların bel lastiğini kontrol edeceksin.
You know, I worked with a guy who did a spinal fellowship there a few years ago.
Orada birkaç yıl önce bel kemiği ameliyatı yapan biriyle çalışıyorum.
I now have to turn off the P.A. system so I can save our precious generator resources for the coffee machine and my plug-in lower back vibrator.
Şimdi ses sitemini kapatıyorum ki kahve makinesi ve elektrikli bel mesajı aletim için jeneratörde enerji kalsın.
I can't be relying on you any more...
- Artık sana bel bağlayamam...
The waist's too big!
- Bel kısmı çok geniş!
Hey, Crabs, syphilis, gonorrhea, I can handle that.
Yengeçler, frengi, bel soğukluğu. Bunlarla baş edebilirim.
We can't go through life expecting superman Or anyone else to save us whenever things get tough.
İşler kızıştığında, Superman veya bir başkasınının bizi kurtarmasına bel bağlayarak yaşayamayız.
See, you can't rely on anyone.
Gördün mü? Kimseye bel bağlayamayız.
You know you can't put stock into his promises, Jude.
Onun verdiği sözlere bel bağlayamayacağını biliyorsun, Jude.
With all the strikes and troubles, you can't depend on the police.
Onca grev ve problem varken polise bel bağlayamazsınız.
She looks good on the outside..... but she has the clap.
Dışarıdan güzel görünebilir ama onda bel soğukluğu var.
Your waist size must be 28, right?
Senin bel ölçün 60 cm, öyle değil mi?
All right, we're going to play dirty ball, huh?
Eski usul bel altı mı oynayacağız?
belt 71
belinda 79
believer 28
bellamy 263
beloved 81
bellick 20
believe in yourself 26
belfast 24
bell tolls 27
belts 24
belinda 79
believer 28
bellamy 263
beloved 81
bellick 20
believe in yourself 26
belfast 24
bell tolls 27
belts 24
bell rings 169
bell ringing 115
bellefleur 37
belgium 49
bell dings 117
bell chimes 25
bell tolling 47
bell jingles 24
bellowing 16
bells jingle 18
bell ringing 115
bellefleur 37
belgium 49
bell dings 117
bell chimes 25
bell tolling 47
bell jingles 24
bellowing 16
bells jingle 18