English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ B ] / Big word

Big word traducir turco

313 traducción paralela
But that's a big word, "innocent." "Stupid" is more like it.
Ama "masumiyet" büyük laf. "Aptallık" demek daha doğru.
"Lf," that's a big word. But it's true, Lafe. That's strange back home, if I'd called a man by his first name after only knowing him for two days, people would have been shocked.
Bu büyük bir dünya lafe ama bu gerçek bu çok garip eğer ilk ismini söylersem eve git.
Oh, at last that big word.
Nihayet o büyük sözcük!
What a big word for such a small boy.
- Böyle küçük bir çocuk için ne büyük söz.
- Oh, no. "Romantic" is a very big word.
- Hayır. "Romantik" çok önemli bir sözcük. Vurgulayın.
Love - such a big word.
Sevmek ; içi boş bir kelime.
But you are such a negligble speck, and the world is such a big word :
Ama sen öyle önemsiz bir noktayken dünya o kadar uzun bir sözcük ki :
Friendship would be a big word, but we became pals.
Dostluk fazla iddialı bir sözcük sayılırdı, ama bir tür ahbap olduk.
Working is a big word.
Bu çok abartılı bir sözcük.
I suppose another big word happens.
Sanırım başka bir ağır kelime olur.
I do the best I can as far as that, but star? That's a big word, isn't it? Star.
Elimden geleni yaparım ama..... "yıldız" çok iddialı bir sözcük olur.
Big word.
- Büyük laf.
That's a big word for such a little girl.
Bu kadar küçük bir kıza göre büyük bir sözcük.
Just a big word Dial likes to use.
Dial mal sözcüğünü çok kullanır.
Whoa, that was a big word.
Vay canına büyük laf ettim.
- Big word for the fellow, huh?
- Bir dost için büyük söz ha?
Little Chief stay here. Token Big Eagle's word is straight.
Little Chief / Küçük Şef Big Eagle'ın sözünü tutacağının simgesi olarak burada kalacak.
If find guilty ones, take to redcoat chief... so he know Big Eagle keep word and speak truth.
Suçluları bulursan, Kırmızı Ceketli şefe götür anlasınlar ki Big Chief sözünü tutar ve her zaman doğruyu söyler
No normal man walks out of a big concern without saying a word to a solitary soul.
Aklı başında hiç kimse büyük bir işletmeyi kimseye bir şey demeden terketmez.
That's a big little word, "all."
- "Herşey" biraz zor olacak.
Julie, I promise, not another word about Big Muddy...
Julie, söz veriyorum bir daha Büyük Çamur'dan bahsetmeyeceğim.
There won't be a word said in Big Daddy's house that he can't hear if he wants to.
Koca Baba'nın kendi evinde, onun arkasından... tek kelime bile konuşulamaz.
She's a big fan of yours but it's not true, because she doesn't speak a word of Italian.
Senin en büyük hayranlarından. Öyle mi? Ne hoş.
Now, now, now, don't say a word, you big bleater.
Bir kelime daha duymak istemiyorum.
You let that big creep insult me without saying a word.
O şişko sersem beni aşağılıyor sen tek kelime etmiyorsun!
My mind hath been as big as one of yours... my heart is great, my reason haply more... to bandy word for word and frown for frown... but now I see our lances are but straws.
Benim hayalim de sizinki kadar genişti, Yüreğim azmandı, aklım sınır tanımazdı, Lafa laf, surata surattı ilkem. Ama şimdi görüyorum ki, Kargılarımız birer saman çöpü.
Big brother, junior and I want a word with you.
Büyük kardeş, ben ve kardeşim seninle iki laf edeceğiz.
The word was out that he heisted a bundle... from one of the big boys... the same week.
Önemli adamlardan birinden bir tomar para kaçırdığı haberi yayılmıştı. Hangi adam?
Mustn't say the dirty word here, but it's not the "clean" one, it's the big C.
O kötü kelimeyi söylememeliyim ama sözkonusu kelime de "Saf Sigara" değil. O kelime "Kanser."
Sun never set on the day that Big John broke his word to a friend or an enemy.
Büyük John düşmanına ya da dostuna verdiği sözü tutmadı diye dünya tersine dönmez.
Send me word on scrambler at Big Head crash base.
- Bana şu Koca Çarpışma hakkında bir şey öğren. - Tamam.
Word has it, he's planning something big.
Bir laf var, o büyük bir iş planlıyor.
At the very top, there's the big chief whose word is law.
En tepede, sözü kanun gibi olan büyük şef vardır.
- Big Enos's word is gold.
- İri Enos'un dünyası altındandır.
Very, very fast... so big and flat and wide, it needs a big, wide-sounding word... like round... round... ground!
Çok, çok hızlı... o kadar büyük, düz ve geniş ki... büyük, düz ve geniş bir isim lazım... mesela, küre... küre... yerküre!
Look, if I can't give my brave boys a kind word and a big smile, what can I give them? Well, one or two ideas do suggest themselves... but you'd probably think they were unhygienic.
Eğer, Cadıavcısı Pursuivant'ı davet eden gizli bir komitenin üyesi olsaydınız, daha şimdiden dört arkadaşınızı yakmış olsaydı, herkese anlatır mıydınız?
I used the big "L" word.
O kelimeyi kullandım.
Love is not a big enough word.
Sevgi bizi ifade etmeye yetmez.
It's not a big enough word for how I feel about my wife.
Karıma karşı hissettiklerimi ifade etmeme yetecek bir kelime değil.
"Admit" Big word!
"İtiraf".
# # Big brother a word from the wise should be sufficient # #
# Büyük birader, benden sana bir tavsiye #
Look, if I can't give my brave boys a kind word and a big smile, what can I give them?
Bakın, eğer cesur çocuklarıma tatlı bir söz ve güzel bir gülüş veremezsem, daha ne verebilirim ki?
Now, I suggest that you turn around and walk out of here without saying another word, or you're going to find yourself in big trouble.
Şimdi, arkanı dönüp başka hiçbir söz söylemeden burayı terk etmeni öneriyorum, yoksa kendini büyük bir belanın içinde bulacaksın.
The big boys are on your hull, just waiting for the word.
Büyük çocuklar senin gövdende oturuyorlar, sadece emretmemi bekliyorlar.
That-That word "big" is so small.
"Büyük" kelimesi çok küçük kalıyor.
Hope you're ready to slay them. The word's out, we've got a big crowd.
Dışarıda sabırsız, büyük bir kalabal ık var.
Meanwhile, Teddy's mother, Big Bertha, waits for some word of Teddy's fate in the studio.
Bu arada, Teddy'nin annesi, Koca Bertha Teddy'nin akıbetiyle ilgili bazı cevaplar bekliyor. - Sana dönüyoruz, Doris.
I mean, word is on the street that you changed in a big way.
Yani, buralarda senin ne kadar değiştiğin konuşuluyor.
Perhaps a big red-and-white sign with the word "stop" on it?
Kırmızı üzerine beyaz yazılı bir "Dur" işaretiyle mi?
Big Sep, I swear on the soul of my dead mother, I off them myself me, and Rico, I give you my word!
Büyük Sep, annemin ölüsü üzerine yemin ederim onları kendim getireceğim. Ben ve Rico, söz verdim!
It's a cover, or a decoy as they call it nowadays, that allows the big companies to exploit and pillage - there's no other word for it - the raw materials.
Ve bu şirketlerin ham maddeleri yağmalamaları için.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]