Business is good traducir turco
908 traducción paralela
Business is good.
İşler güzel.
Business is good.
İşler de tıkırında.
Must mean business is good.
İşler iyi demek.
Business is good.
İşi iyi.
Business is good.
İşler iyi.
He says the hardware business is good.
Nalburiye işi iyi gidiyormuş.
- So... business is good, eh?
Üstad. İşler iyi, ha?
You've done a good stroke of business.
İyi iş çıkardınız.
- You're no good for this business.
- Bu iş hiç sana göre değil.
Business is pretty good?
İşler oldukça iyi galiba?
Besides being good for us in a business way.
Yanı sıra, bizim için iyi bir iş ortamı olacaktır.
To degrade men and women to the level of beasts, and then turn them loose without even a - without even a chance to make good... is neither good justice, good morals or even good business... because there's nothing left for these fellows to do but commit further crimes in order to live.
İnsanları, canavarların seviyesine düşürmek, onlara tekrardan düzelmeleri için bir fırsat vermemek ne adalettir, ne de doğru bir davranıştır çünkü bu kişilere, ileride yaşamak için, suç işlemekten başka birşey bırakmaz.
If business is not good still, we leave right away
Para kazanamıyorsak kasabayı bir an önce terk ederiz.
- It's good for business.
- İş için iyi oluyor
But you were always a good man of business, Jacob.
Ama sen her zaman iyi bir iş adamıydın Jacob.
That's a good honest business.
- İyi ve dürüst bir iş, değil mi?
It's not a good time, it's business, he says.
Eğlence falan yok. Adam iş dedi.
It's good business.
İş için iyi bu. Peki efendim.
When he sends me flowers it's because it's good for business.
Bana çiçek yolluyor çünkü bunun is için iyi olduğunu düşünüyor.
The money I made in this rotten business Is no good for me, Joe. I don't want it back.
Bu iğrenç işten kazandığım para bana bir yarar sağlamıyor, Joe.
What good is your wonderful money and your business if I'm dead?
Ben ölürsem o harika paranın ve işinin ne faydası olacak?
- Max bring good business.
- Max iyi iş getiriyor.
That's why it might be good business to let me come along with you.
Sizinle gelmeme izin vermekle kazançlı bir iş yapmış olabilirsiniz.
But with you, business before pleasure, every time. Do all your personal laundry. Make yourself spic-and-span, get all the mending out of the way, and then, and only then, sit down for a nice, quiet hour with the Good Book.
Ama sizinle, iş her zaman zevkten önce gelir, bütün çamaşırlarını yıka, tertemiz yıkan, bütün tamiratları yap, ve sonra, ancak o zaman oturup güzel bir kitapla saatlerini geçir...
My guess is the business isn't very good.
Tahminimce işler iyi değil.
Come, come Mr. Fezziwig, We are good friends, I think, besides good men of business.
Gelin, gelin bay Fezziwig iyi bir iş adamının yanında, ayrıca biz iyi dostuz.
Business is not so good this month
Bugünlerde hiç para kazanmıyorum. Kazandığını duydum. Saçma!
It'd be good for business too.
İş için de iyi oIacak.
It's good business for the ranch.
Çiftlik için iyi bir iş.
He was good for laughs, but this is business.
Şaklabanlık ederken iyiydi ama şimdi iş vakti.
Because it's good business.
Çünkü iyi iş.
The White Queen is good business.
Beyaz Kraliçe iyi bir iştir.
- War's good for business.
- Savaşta iyi iş yapılır.
I guess Christmas is as good a day as any to talk business.
Herhalde Noelde de diğer günler gibi iş konuşulabilir.
That's good business.
Bu iyi bir iş.
Trapeze is always good business.
Trapez her zaman iyi iş yapar.
I've been telling people I sent Henry to Chicago on business, but it doesn't seem to do any good.
Henry'yi iş için Chicago'ya gönderdiğimi söylüyordum, fakat bir yararının olmadığı anlaşılıyor.
Yes, it was good business to ruin a man, it was good business to kill a man, but what good is it going to do to kill Laura?
Evet, bir adamı mahvetmek iyi iş, bir adamı öldürmek iyi iş, fakat Laura'yı öldürmek hangi iyi iş olacak?
I look at it like a good business.
Ben buna iyi bir iş gözüyle bakarım.
In Italy, they are a good business.
İtalya'da bu çok iyi iş yapar.
I have a very good business and I will not take on an assignment that we can't do our best work with.
Çok iyi bir işim var ve çok iyi bir iş çıkaramayacağımız bir görevi üstlenmem.
- A bit of good taste is needed in business.
Düzgün tipler değildi bence! - Biraz seçici davransan.
All this is good business for you, huh?
Ne tür bir boka bulaştın sen?
It's good for business, but hazardous for us, therefore it hasn't been in our plans.
Bu iş için iyi, ama bizim için tehlikeli, bu yüzden planlarımız içerisinde yer almamıştır.
It's good business now.
Şimdilik iyi bir iş.
- It's doing good business in N.Y.
- New York'ta iyi iş yapıyor.
In your type of business, a gambling banker is a good occupation.
Sizinki gibi işlerde, kumarhane patronluğu güzel bir meslek.
Business is good.
İş iyi.
It's good to see you. I-I'm flying East on business tonight.
Bu gece iş için... doğuya uçuyorum.
A good business, all right.
İyi iş, tamam.
- It sounds like good business.
- Güzel bir iş gibi duruyor.
business is booming 22
business is business 82
is good 107
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
business is business 82
is good 107
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good morning to you 106
goodness 671
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886