English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ B ] / But not now

But not now traducir turco

6,829 traducción paralela
But not now.
Ama artık değil.
I know. But kill him now and the King might not ever discover the truth.
Biliyorum ama onu şimdi öldürürsek Kral gerçeği asla öğrenemeyebilir.
That's very good for your asthma, but not for now.
Güzel. Astımın için iyi ama şimdi olmaz. Bırak.
Lead us not into temptation, but deliver us from evil. Now and forever.
Bizi şeytandan koru, günahtan uzak tut şimdi ve sonsuza kadar.
You may not what to talk right now, and I-I get that, but if you change your mind, want to talk about anything at all, whatever you want... I mean, anything...
Şu an konuşmak istemiyor olabilirsin, bunu anlıyorum ama fikrini değiştirirsen herhangi bir şey hakkında konuşmak istersen... yani her şey olabilir, ben buralardayım.
Now I'm not sure that I would have laundered my savings that way, but hey...
Birikmiş paramı bu şekilde mi aklardım bilemiyorum ama...
- I, I, uh, I know I look like one, right now. But, I'm not a prostitute, so..
Biliyorum şu an öyle görünüyor olabilirim ama ben fahişe değilim.
I thought coming back to Chester's Mill would be good for you, for us, but I can see now that it's just upsetting you. No, you-you, but you're not listening to me.
Chester's Mill'e dönmenin sana, bize iyi geleceğini düşünmüştüm ama seni üzdüğünü görebiliyorum.
But I can't stand by now, not when an innocent man is going to jail.
Ama masum bir adam hapse girecekken buna devam edemem.
It's not visible, but the two of them are experiencing all this right now.
Bunu göremeyiz. Ancak bu ikisi şimdi bunu yaşadı.
Probably not, but what's important is that we understand each other now.
Sanmıyorum. Ama önemli olan artık birbirimizi anlıyor oluşumuz.
This drone could help us escape, but I'm trying not to think about how hungry I am right now.
- Bu drone kaçmamıza yardım edebilir ama açlığımı aklıma getirmemekle çok meşgul oluyorum. - Ben de.
Vincent, now is not the time to worry about my feelings, but thank you for caring.
Vincent, şu an benim hislerim için endişelenmenin zamanı değil ama umursadığın için teşekkür ederim.
now, i'm not looking for trouble, but when you look at me that way So..., did you see our friend?
Arkadaşımızla görüştün mü?
She may not love me now, but she needs me.
Şu anda beni sevmeyebilir ama bana ihtiyacı var.
But for now, you're not going anywhere.
Ama şimdilik, hiçbir yere gitmiyorsun.
That not-talking thing you do... not okay when we were married, but definitely not okay now.
Senin bu konuşmama olayın biz evliyken de sorundu şimdi de kesinlikle bir sorun.
It's not ideal, but we go in now, we lose our window.
Pek ideal değil ama eğer şimdi gidersek şansımızı kaybederiz.
You might not believe me, but just not now.
Bana inanmayabilirsiniz ama şimdi sırası değil.
He's stable now, but between this and his ongoing infection, his time here does not reflect well on Hope Zion.
Şu anda durumu stabil ama bunun ve devam eden enfeksiyon sorununun Hope Zion'u pek iyi göstermediğini kabul etmeliyiz.
No offense, but now is not the time to be wandering around the office.
Üzerinize alınmayın ama ofiste gezmek için iyi bir zaman değil.
Joe, I think, you've not learned all the things you need to know from me, but, for now, there's something more important that bothers me.
Joe, benden öğrenebileceğin her şeyi öğrendiğini sanmıyorum ama şimdilik beni rahatsız eden daha önemli bir şey var.
Now, it will not be an easy seat to fill, but fill it I must.
Bu yüzden onun boşluğunu doldurmak kolay olmayacak ancak bunu bir şekilde yapmalıyım.
But I can't give her what she wants, not right now.
Ama şu anda ona istediği şeyi veremem.
But not right now.
Ama şimdi değil.
He may not have had them then, but how many marauders has he picked up by now?
O zaman yoktu ama şimdiye kadar kim bilir kaç yağmacı toplamıştır?
I know you've got some fuck-up in you, but that's not the Z-Pak I need right now.
İçinde sıçışlarda olduğunu biliyorum ama şu anda ihtiyacım olan Z-Pak bu değil.
Listen, dad, I just want you to know that, yes, someday, I hope to do something awesome with my degree, but right now, I'm just trying to figure out who I am and what I'm supposed to be, and in case you hadn't noticed, you've been, like, a total absentee dad for the last 15 years, so you can't just come in and criticize me and then not call me again for six months,
- Baba, sadece şunu bilmeni istiyorum evet, bir gün diplomamla harika şeyler yapmak istiyorum, ama şu an kim olduğumu ve ne yapmam gerektiğini bulmaya çalışıyorum, ayrıca fark etmemişsindir diye söylüyorum, son 15 yıldır babadan yoksuldum yani öylece gelip beni eleştirip beni 6 ay arayamazsın ki...
Now, I am not a parent but in many ways, you have shown me what it's like to have a son.
Çocuğum falan yok ama pek çok açıdan bana çocuk sahibi olmanın ne demek olduğunu gösterip durdun.
She may not know how to deal with those feelings right now, but I know her.
Şu anda o hislerin ne olduğunu bilmiyor olabilir ama kızımı tanıyorum ben. İçinde bir yerdeler.
But now you're not?
Artık etmeyecek misin?
Now, you may draw your own conclusions as to why the defendant has chosen not to give evidence, but bear in mind he will have obtained legal advice on the matter.
Davalının neden tanıklık etmediğinin sebeplerini düşünerek kendi sonuçlarınızı çıkarabilirsiniz, fakat unutmayın ki ilgili konuda kendisine yasal danışmanlık hizmeti sunuldu.
I know this won't make sense, but I don't know how I'm gonna feel a month from now or a week from now or even tomorrow, I... and that's not fair to you, not when you have Melanie.
Biliyorum bu saçma gelecek ama bir ay sonra ne hissedeceğimi bilmiyorum ya da bir hafta veya yarın bile, ve bu hiç adil değil, Melanie varken.
But I know now that it's not real. Stop.
- Ama artık gerçek olmadığını biliyorum.
Now, it turns out the finger was not suspended in saline and blood- - as I expected- - but saline and something else.
Ben expected- - gibi ama tuzlu ve başka bir şey tuzlu ve kan- - olarak parmak askıya değildi Şimdi, dışarı çıkıyor.
Now, these are almost two years apart, but not quite.
Bunlar neredeyse iki yıl aralıklı, ama tam olarak değil.
Now if I can't get her calmed down, home, without anybody knowing, not only is that woman in danger, but this whole case falls apart.
Kimse öğrenmeden sakinleştirip, evine yollayamazsam sadece kendini tehlikeye atmakla kalmayacak, dava da mahvolacak.
Now, I have not seen this video, but I know they were blackmailing him with it.
Bu videoyu görmedim ama ona bununla şantaj yaptıklarını biliyorum.
But no, now is not the time.
Şimdi zamanı değil.
Now, I know it's not the same as killing my parents, but... it was Zegna.
Ebeveynlerimi öldürmekle aynı kalıba girmediğini biliyorum ama Zegna markaydı o kadar.
But I'm not really feeling the Love Tester right now.
Ama şu an pek Aşk Testi havamda değilim.
But now's not the time.
Lakin hiç vakti değil.
Look, you kept your cards close about your past and I chose not to push, but I am pushing now.
Bak, geçmişin hakkında konuşmak istemiyorsun ben de seni zorlamamayı seçiyorum ama şimdi zorluyorum.
But let's not think about that now.
Ama şimdi bunu hiç düşünmeyelim.
I could not figure out why you've been ignoring my calls, but now it makes sense.
Niçin aramalarımı dikkate almadığını anlamamıştım, ama artık anlıyorum.
I'm sorry to spring it on you like that, mate, but, uh, now I have it on good authority that something ill-natured is circling you like a pack of wolves, and I'm not just gonna sit there and wait for it to attack.
Böyle aniden söylediğim için kusura bakma dostum ama kötü bir şeyin kurt sürüsü gibi etrafını sardığını güvenilir bir kaynaktan öğrendim. Burada oturup saldırmasını bekleyecek değilim.
I know this is very hard for you right now, but you're not alone.
Şu an çok zor geldiğini biliyorum. Ama yalnız değilsin.
Now, these images might look similar to the naked eye, but they're not.
Çıplak gözle bu görüntüler, birbirine benzer görünebilir ama benzer değiller.
Look, you have every reason not to trust me, but I am different now.
Bak, bana güvenmemek için yeterince sebep var ama ben artık değiştim.
But that has never stopped us before, and it will not stop us now.
Fakat bu bizi daha önce durduramadı, şu saatten sonra da durduramaz.
But right now, I'm not in a "ha-ha" frame of mind.
Ama şimdi, gülecek bir durumda değilim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]