But that's normal traducir turco
364 traducción paralela
But that would be all right... ... because a man can make himself a fool when he's off his own stamping ground.
Ama bu normal bir şey çünkü insan kendi mekanında değilse kendini küçük düşürebilir.
My husband is a perfectly normal man in other respects, But he has the delusion that he gets younger
Kocam bunun yanısıra normal bir erkek, ama daha genç olduğuna dair bir hayale kapılmış.
Well, you sounded awful today, but that's to be expected.
Pekâlâ, bugün berbat çaldınız ama bunu normal karşılıyorum.
But Zach'll tell you that's normal for a flyer.
Zach sana bunun bir pilot için normal olduğunu anlatır.
Yeah, well, that's all Very well, but look, you've gotta speak a normal foreign language.
Ama normal bir yabancı dil konuşmalısın.
But it seems to me that if it's all right for them, it should be all right for anybody else.
Fakat kanımca onlar için normal olan şey herkes için normal olmalı.
We don't always agree, but that's natural
Her şeyden. Her zaman anlaşamıyoruz, ama bu normal.
But that's no problem for the average, normal suburban housewife if she happens to be a witch.
Fakat bu problemler varoşta yaşayan normal bir ev hanımı için sorun değildir eğer bu hanım bir cadıysa.
The engine still knocks when it's cold, but that's normal :
Motor soğukken hâlâ tıklıyor ama sorun çıkartmaz.
Well it's urgent that we get her back to normal size, but, ah, at the moment her protective cells are too small to cope with the molecules of poison in her bloodstream.
Hemen normal boyutumuza dönmeliyiz ama şu anda koruyucu hücreleri damarlarındaki zehirle mücadele ediyor.
But that blow on the head could put all previous behaviour patterns into the junk heap.
Ama başına yediği darbe daha önceki normal davranış biçimini bozmuş olabilir.
She has lost some weight, but that's quite normal.
Biraz kilo verdi ama bu gayet normal.
Even though they know in their subconscious that it's right it's kind of normal and natural, but we've been made to feel that it's wrong.
Bilinçaltında bunun yanlış olmadığını bilseler bile, bu normal ve doğal birşey, fakat yanlış olarak öğretilegelmiş.
"But Veronica, all this yogurt... That's a bit weird..."
"Veronika, bu kadar yoğurt normal değil."
And he said he was not from the aristocracy... but that he was from a normal lower middle-class home... and since then has refused to discuss it.
Dediği gibi soylu bir aileden gelmediğini... ve sıradan, fakir bir aileden olduğunu söyledi... o zamandan beri de bu konu hakkında konuşmaktan kaçınıyor.
Indications show that radiation is normal but the heat continues rising.
Belirteçler radyasyonun normal olduğunu bildiriyor, ama sıcaklık artmaya devam ediyor.
Well, uh, sleeping too much, I guess, but Dr Schnieder said that's to be expected after all she's been through.
Sadece çok fazla uyuyor, Fakat Doktor Schnieder bu yaşadıklarından sonra böyle olmasının çok normal olduğunu söyledi.
Once in a while he even acts like a regular human being but stop pushing me because that man is not my type.
Ara sıra normal bir insan gibi de davranabiliyor. Ama beni zorlamaktan vazgeç çünkü o adam tipim değil.
But that's the normal sediment for a great bottle of Chéteau Pétrus.
Chateau Petrus'un şişesinde o tortu her zaman olur.
- Uh, Doris, it's only natural... that we should be curious about each other's husband and wife, but-but rather than dwelling on it and letting it spoil everything, why - why don't we - why don't we do this?
Doris, karı ve kocalarımızı merak etmemiz normal. Ama konunun üzerinde durup her şeyi mahvetmek yerine neden şöyle yapmıyoruz?
I guess that's a prejudicial way to put it, but you enjoyed the traditional role of father.
Normal demek istemiyorum, sanırım bu önyargılı bir yaklaşım olur, ama geleneksel babalık rolünü benimsediniz.
- You can't stand on one leg unless one was shot off in the war, but that's not natural either, is it?
- Savaşta bacağını kaybetmemişsen tek bacağının üstünde de duramazsın. Zaten normal bir şey değil, değil mi?
But that's quite normal.
Fakat bu gayet normal.
I'm not saying you're right, but a weapon like that, in their world, could be standard equipment.
Haklısın diyemiyorum, ama onların hayatında böyle bir silah normal bir alet olabilir.
But that's normal procedure.
Ama bu normal prosedür.
So large that it didn't fit into a regular hearse but had to be loaded on a truck.
Normal cenaze arabasına sığamayacak kadar büyük kamyonete yüklenmesi gereken bir tabuttu.
But after 25 years, that's kind of normal, isn't it?
Ama 25 yıldan sonra, bu bir anlamda normal değil mi?
But that's to be expected, because, as you know, you have amnesia.
Ama normal, çünkü bildiğin gibi, hafızanı kaybettin.
This doesn't mean that you can't have a normal sex life, but Mr. Sachs'tests indicate that he is infertile.
Bu, normal bir seks hayatınız olamayacağı anlamına gelmiyor. Ama Bay Sachs'in test sonuçları kendisinin kısır olduğunu gösteriyor.
- Normally, police divers would have tried to pull Montgomery free... - Hi. But due to the car's precarious position... and the force of the water, that has not been possible.
Normal şartlarda polis dalgıçları Montgomery'yi çıkarmaya çalışırdı ama aracın tehlikeli pozisyonu ve akıntının şiddeti nedeniyle bu mümkün olmadı.
- Well, that's a very nice speech, Barry... - Mm-hmm. but it seems to me you're making pretty good money on that station.
Çok güzel bir konuşmaydı Barry, ama bence sen o radyodan iyi para kazanıyorsun, halktan uzak olduğun için de normal insanların problemlerini anlaman güç olacak.
Data has assured me that his odd behaviour will return to normal, but I think something went wrong on Gravesworld.
Data bu garip davranışının normale döneceği konusunda beni ikna etti. Ama ben, Gravesworld'de bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorum.
- But that's normal, don't you think?
- Ama bu çok normal, öyle değil mi?
I mean, there were some awkward moments here and there but... that's normal in any adoption process.
Bazı garip anlar oldu ama... Bu her türlü uyum sürecinde normaldir.
But that child's not normal!
Ama bu çocuk normal değil!
Signs of stress. Adrenaline by-products higher than baseline. But that's a normal reaction after sudden fright.
Stres belirtileri, adrenalin ürünleri normalin üzerinde, ama bunlar ani korku sonrası için normal.
But that's normal.
Bu normal ama.
There's nothing wrong, but... that's not exactly normal, is it?
Yanlış bir şey yok ama tamamıyla normal de değil, öyle değil mi?
But that's normal, right?
Ama bu son derece normal değil mi?
But that's normal.
Ama bu normal.
Well, he does raise his voice occasionally, but that's normal.
Bazen sesini yükseltir, ama bu normal.
Not really, but I just figure that it's normal for things to be shitty
Pek değilim. Ama her şeyin bu kadar b.ktan olması normalmiş.
So a guy dressed up like a bat, that's okay, right? But a guy dressed like a cat's a fag?
Yarasa kılığındaki bir adam normal, ama kedi kılığındaki homo, öyle mi?
In that Kent State experiment, they were able to duplicate normal matter, but when they tried to duplicate antimatter particles, the experiment failed.
Kent State'de yapılan deneylerde, normal maddeler kopyalanabildi, ama anti maddeyi kopyalamaya çalıştıklarında, deney başarısı oldu.
But, it's only human, so that's fine.
Ama, sen sadece insansın, öyleyse bu normal.
But, sir, I just got a status report from C C a little while ago... and that sector's been absolutely quiet.
Ama az önce komuta merkezinden o bölgede her şeyin normal olduğuna dair bir rapor aldım zaten. - Kesinlikle.
That's a little later than I usually stay, but sure.
Bu normal çıktığım vakitten biraz geç ama olur, tabii.
He is designed to be a normal human in the normal world... but that's all he is, a brilliant design.
Normal dünyada normal bir insan olmak üzere tasarlandı... ama hepsi bu, göz alıcı bir tasarı.
But I guess that's normal?
Bu normal herhalde?
But that's normal.
Bu doğal.
There were hiccups, but that's normal in any operation, especially a new one like ours.
Arada bir sorunlar çıkıyordu tabii ki, ama bu her alanda karşınıza çıkabilecek bir şey. Özellikle bizim gibi yenilerin karşısına.
but that's not you 16
but that's beside the point 34
but that's okay 199
but that's not why i'm here 50
but that's not the problem 16
but that's not true 78
but that's not me 25
but that's the way it is 43
but that's not all 68
but that's it 276
but that's beside the point 34
but that's okay 199
but that's not why i'm here 50
but that's not the problem 16
but that's not true 78
but that's not me 25
but that's the way it is 43
but that's not all 68
but that's it 276