But that's okay traducir turco
2,040 traducción paralela
I appreciate the positive attitude, but it's okay to admit that I've got cancer, and it's okay that I can't live every moment to the fullest.
Senin bu olumlu davranışına minnettarım ama artık kanser olduğum gerçeğini kabullenmelisin ve artık her an eğlenemeyeceğiz.
It's okay for you to fuck some kid in a bathroom... but I go out on a date with some younger girl... that makes me suddenly a dirty old man?
Senin için veledin tekiyle tuvalette sikişmek normal de ben genç bir kızla buluşunca mı sapık ihtiyar oluyorum? Cinsiyetçisin.
But there's something that you need to know, okay?
Ama bilmen gereken bir şey var.
I am--wanted to hear my girlfriend say that she loved me today, but that's not going to happen, and that's okay.
Bugün kız arkadaşımın beni sevdiğini söyleyişini duymak istemiştim ama böyle bir şey olmayacak. Sorun değil ama.
Okay, I understand that some of you have "mixed feelings" but I think we can all agree that Charlie lived life to its fullest and gave it everything he had.
Tamam. Bazılarınızın "karışık duygular" içerisinde olmasını anlıyorum. Ama sanırsam hepimizin hemfikir olduğu şey Charlie'nin hayatını dolu dolu yaşadığı ve elindeki her şeyi etrafı ile paylaştığıdır.
Well, okay, that's fine, but it just can't be like world war III around here anymore.
Tamam, iyi ama artık burada sanki üçüncü dünya savaşı varmış gibi olmaması gerekiyor.
Oh, okay, well, there you go, but that's why I run an office, you know, and I have eight accounts and I manage 30 people, because I have control issues, and they tend to work toward my advantage.
Helal olsun sana! Fakat bilesin, ben bir ofis çalıştırıyorum. Sekiz hesabım var ve de otuz insanı yönetiyorum.
If I get punched or shot at, I'm okay with that, but hacked?
Yumruk yersem ya da vurulursam sorun değil, ama kimliğim çalınmış burada.
Okay, I'm trying really hard not to be that mom, but would it kill you to look at me when I'm talking?
Tamam, gerçekten o anne olmak istemiyorum, ama seni öldürecekti. Konuşurken yüzüme bakar mısın?
And I'm sure you're doing great work, and that she's a nun - - an improbably hot nun, by the way, but she's a nun, okay?
Eminim harika işler yapıyorsun ve bu kız da gerçek bir rahibe. Fazlasıyla seksi. Ama bir rahibe, tamam mı?
- Okay, I admit that I was paid to change Bernie's dosage and to give him E.C.T., but I did not kill Dr. Elliot.
- Tamam, Bernie'nin ilacını değiştirmek ve onu elektro şok terapisine sokmak için para aldığımı kabul ediyorum. Ama Dr. Elliot'ı ben öldürmedim.
Okay, maybe it's not the curse, but you know that my family has a very dark side.
Belki lanet değildir ama sülalemin çok karanlık bir tarafının olduğunu biliyorsun.
Okay, but Jeff, what you did- - it's hard to get past that.
Tamam Jeff ama yaptığın şeyi unutmak zor.
That's okay, but, seriously, could you at least buy me a drink first next time?
Sorun değil ama bir dahaki sefere en azından bir içki ısmarla önce.
Okay, I gave you the last flyer, but I will fight you for that corn.
Tamam, sana son el ilanını veririm. Ama mısır için savaşman lazım.
All right, so - - so, you might see things different now - - call it a runner's high or some crap - - but that doesn't mean that something's going on with me, okay?
Tamam sen bazı şeyleri farklı görüyor olabilirsin buna koşucu bakışı veya ne dersen de ama bu bende bir sorun olduğunu göstermez tamam mı?
Okay, look - - it's true I had a recent... little thing with a business associate, but that's all it was.
İş bağlantılarımdan biri ile aramda bir şey olduğu doğru ama hepsi bu.
Probably, but that's okay.
Evet ama olsun.
Okay, there's something that I need to tell you, but... before I tell you that, there's... There's something else that I need to tell you.
Söylemem gereken bir şey var ama onu söylemeden önce söylemem gereken başka bir şey daha var.
Okay, now clearing the obvious, but doesn't the fact that I'm in this group make anyone feel just a little bit better?
Dikkatinizden kaçmış olamaz ama benim de bu grupta olduğum gerçeği kimseyi biraz olsun rahatlatmıyor mu?
But that's my business, okay?
Ama, bu benim işim, tamam mı?
If you want to be a destructive force in the universe, that's your business, okay, but can you just please at least wait until after the Trouble Tones perform?
Eğer yıkıcı bir güç gibi yaşamak istiyorsan, seni ilgilendirir, tamam ama TroubleTones'un gösterisi bitene kadar bekleyemez misin? - Neden?
Yeah, but that's okay. It's still really great.
Sorun değil ama yine de harika.
But see, that's okay, because I have money.
Evet. Ama önemli değil, çünkü param var.
Okay, Char, I... know that you're not crazy about Ethan, but... he's a really great guy.
Tamam, Char, ben Ethan'dan çok hoşlanmadığını biliyorum, ama gerçekten harika biri.
Okay, all right, okay, look, y-you don't want to pitch me to a few potential clients, that's up to you, okay, but, but you got to use me on the missions.
Tamam, birkaç müşteri için beni sahada istemiyorsun bu sana kalmış bir şey ama beni görevlerde kullanmalısın.
That's a little elaborate, but okay.
Biraz karmaşık görünüyor ama tamam. Ooh, bir de İsveç aksanıyla konuşacağım!
Okay, I know that was the shortest shower I've ever taken, but I really didn't like the look on your face before.
Tamam, bu şimdiye kadar aldığım en kısa duştu ama ben yüzündeki o bakışı gerçekten beğenmedim.
Oh. But that's okay.
Ama sorun değil.
But see, me, if I would have done that, I guarantee you Rachel and I would still be together today, okay?
Eğer bunu ben yapmış olsaydım sana garanti veriyorum ki, Rachel ile hâlâ beraber olurduk şimdiye.
What's the problem, Linda? I'm so glad that Billy Flood's daughter's gonna be okay, but what about our kids, Danny?
Billy Flood'un kızının iyi olacak olmasına çok sevindim, peki ya bizim çocuklar, Danny?
But for today... For some reason, that's okay.
Ama bugün için nedense önemli değil.
Now, I can't give you names and details,'cause it's confidential- - that sort of thing- - but there were e-mails, and there were supercomputers, okay?
Sana isim ve detayları veremem çünkü bunlar gizli. Ama gerçekten de böyle e-mailler ve süper bilgisayarlar var.
Oh, I can't snort, but a drive-by like that's okay?
Ben homurdanamıyorum ama kendisi istediğini yapıyor, bu mudur yani?
But... Now that I'm not stupid anymore, my parents said it's, uh, okay if I come back for trick-or-treating.
Ama artık aptal değilim ailem cadılar bayramı için gelmemin sorun olmayacağını söyledi.
Okay, $ 200, but anything more than that, she's gonna feel uncomfortable.
Peki 200, ama bundan fazlasını verirsek, kendini rahatsız hisseder.
Okay, Luke, look, I don't know how much Cam told you, but I don't think this is a problem that you can help me with. It's...
Cam sana neler anlattı bilmiyorum ama bana yardım edebileceğin bir sorun değil bu.
That's really cute, but he's your dog, okay?
Bu çok şirin, fakat bu senin köpeğin, tamam mı?
Listen, I appreciate that but tomorrow's still not soon enough, okay?
Dinle, Bunun için minnettarım ama yarın hala yeterince erken değil tamam mı?
But that's okay,'cause apparently, I'm gonna miss all this crap one day.
Ama sorun değil, çünkü belli ki birgün tüm bu pisliği özleyeceğim.
I know you do, I know, but you're not the only one that's scared, and we gotta be brave, okay?
Biliyorum, ama burada tek korkan sen değilsin ve cesur olmamız gerekiyor, tamam mı?
But Taylor did a job on that soldier Brady back there, so I'm gonna get him to the infirmary, so you can check he's okay.
Ama Taylor, Brady denen şu askeri biraz pataklamış, o yüzden durumunun iyi olup olmadığını öğrenmek için onu hastaneye götürmeliyim.
I know this isn't a good time, but I've got a few questions I need to ask if that's okay?
Pek uygun bir zaman değil ama sorun olmazsa size sormak istediğim bazı sorular var.
Okay, but that's not up to you.
Tamam, ama bu sana kalmadı.
Okay, this guy is in jail, but that's the gang tattoo of the Hialeah Kings.
Pekala, bu adam hapiste,.. ... ama bu Hialeah Kings'in çete dövmesi.
No, no, no, I-I know, I know, it's just, I'm worried that we won't be prepared if something goes wrong, but if you're here in Castle, I guess we'll be okay.
Hayır, hayır sadece yeterince hazırlık yapamadık diye korkuyorum ama sen burada Kale'de olduğun sürece bir şey olmaz herhalde.
No, but, uh, Chuck's taught me that every now and then, it's okay to be surprised.
Hayır ama Chuck bana sürprizlerin güzel şeyler olduğunu sürekli gösteriyor.
Okay, but can we just agree that all of that picnic stuff - didn't fit into that basket?
Tamam ama şu piknik malzemelerinin o sepete sığmayacağında hemfikir olabilir miyiz?
No, that's all right. Okay, no, but- - you just pretend t-to be his cart... I-I believe you.
hayır, gerek yok, Sana inanıyorum.
Okay, that's fine, but you know, studies show that girls who are close with their fathers start having sex later in life.
sorun değil, ama şunu bil ki, babalarıyla yakın olan kızlar seks yapmaya daha geç başlıyormuş.
It's just, at my school, people don't always, you know, know who I am, and I've always been pretty okay with that, but now I'm in high school and there's just all these boys and- - and the girls are different and the boys are different, and I am just not on anybody's radar and I don't know exactly why.
Sadece, okulda insanlar beni pek bilirsin, tanımıyorlar, ve ben bunu hiç sorun etmezdim, ama artık lisedeyim ve erkekler var- - ve kızlar farklı ve erkekler farklı, ve ben kimsenin dikkatini çekmiyorum ve neden böyle bilmiyorum.
but that's not you 16
but that's beside the point 34
but that's not why i'm here 50
but that's not the problem 16
but that's not true 78
but that's not me 25
but that's normal 26
but that's it 276
but that's the way it is 43
but that's not all 68
but that's beside the point 34
but that's not why i'm here 50
but that's not the problem 16
but that's not true 78
but that's not me 25
but that's normal 26
but that's it 276
but that's the way it is 43
but that's not all 68