But whatever it is traducir turco
716 traducción paralela
But whatever it is, you appear to be on the spot.
Her ne oluyorsa, başın belada.
I don't know what it's all about, Dick, but whatever it is...
Olanlar hakkında bir şey bilmiyorum Dick, fakat her neyse...
But whatever it is, I been searching for it in the wrong places.
Ama ne olursa olsun, ben hep yanlış yerlerde aradım.
But whatever it is that's locked away, I don't want it.
Ancak, kilitli olan her ne ise, istediğim o değil.
I don't know, Tate, but whatever it is, I like it.
Bilmiyorum, Tate, fakat olan ne ise hoşuma gidiyor.
But whatever it is, youth or money or whatever it is, if I can give it to her, I will.
Fakat o her neyse, gençlik ya da para veya her neyse, ona verebilirsem, vereceğim.
But whatever it is, it wasn't made by a Japanese gardener.
Ama her neyse, Japon bahçıvan yapmamış.
I don't know what kind of a game it is you're playing, but whatever it is it's gonna stop right now!
Ne tür oyun oynadığını bilmiyorum, Ama her ise, artık buna bir son vereceğim!
I don't know but whatever it is, that kid's going
Bilmiyorum ama herneyse, o çocuk zamanında asılacak.
I don't know what you're trying to tell me, but whatever it is, please say it.
Fakat her ne ise, lütfen söyleyin. Bayan Ballister, kocanız öldü.
I don't know what you're saying, but whatever it is, the answer is no.
Ne söylediğini anlamıyorum. Ama her neyse cevabım hayır.
Madam, I don't know what you're up to, but whatever it is I don't wanna hear about it.
Madam, ne halt çevirdiğini bilmiyorum, fakat her ne halt ise duymak istemiyorum.
But whatever it is, I don't want to know about it.
Ama bu her ne ise, bilmek istemiyorum.
- I don't know, sir, - but whatever it is, we cannot move.
- Bilmiyorum fakat hareket edemiyoruz.
Whatever you come up with is fine with me, but whatever it is, it better be now!
Şimdiye kadar planların fena değildi... ama şimdi daha da iyi olmaları lazım.
Yeah, but whatever it is, they're playing it close to the vest.
Evet, ama her ne ise, atlete yakın oynuyorlar.
But whatever it is that made us friends I can't help telling you.
fakat ne olursa olsun arkadaşız. Bir şey demen için anlatmadım.
I don't know, but whatever it is, I hate it.
Bilmiyorum, ama bu her neyse hiç hoşuma gitmedi.
But whatever it is, I'm quite sure that you and I can reach a satisfactory solution.
Ama her ne ise, eminim ki tatmin edici bir çözüm bulabiliriz.
I don't know, but whatever it is, I thank God for it.
Bilmiyorum nasıl ama bunun için Tanrı'ya minnettarım.
I don't know, but whatever it is, we're gonna get you back to normal.
Bilmiyorum ama bir şekilde seni normal haline geri getireceğiz.
Rub your little peckers against your honey, or stick it in a knothole in a fence but whatever it is, just get rid of it.
Bamyanızı ister yanınızdaki yavruya sürtün, ister tel örgülerdeki deliklere sokun... ama ne yaparsanız yapın, derdinizden kurtulun.
I don't know what is going on, but whatever it is, I wish you good luck.
Neler dönüyor bilmiyorum, ama o her ne ise, sana iyi şanslar dilerim.
I have no idea, but whatever it is we're overdressed.
- Neyi kutluyoruz? - Hiçbir fikrim yok. Ama ne kutlaması olursa olsun fazla giyimliyiz.
There may be something alive with fewer brain cells than you, but whatever it is, wherever it is, I'm sure its name is "Bundy".
Senden daha az beyin hücresi olan bir şey olabilir fakat ne olduğu, nerede olduğu fark etmez eminim ismi Bundy'dir.
It would be really fun if we could find an alien that could, you know, send me an email or twitter or whatever, all day long, but the profound question is life or nonlife.
Eğer tüm gün buyunca mail atan, twitterde gezen, Vesaire uzaylılar bulsak Bu gerçekten çok komik olurdu, Ama önemli olan soru hayat olup olmadığı.
I don't know what your business is but, whatever it may be, I tell you frankly that I am not frightened of it or of you.
Kocamla ne işiniz var bilmiyorum ; ama ne olursa olsun size ondan ya da sizden korkmadığımı açıkça söylüyorum.
Maybe you can generate or whatever it is for all that suppress business, but... Oh, please, nothing.
Bırak lütfeni.
Of course, not with a degree that you could get here, but you will do well whatever it is.
Elbette orada derece yapamazsın, ama yaptığın her neyse iyi yapabilirsin.
But for whatever reason it's done, and whoever does it you understand it, it is all bad.
Fakat her ne sebeple olursa olsun, ve bunu kim yaparsa yapsın..... yine de çok kötü bir şeydir.
Maybe you can generate or whatever it is for all that suppress business, but I can't.
Belki sen duygularını bastırmayı başarabiliyorsun ama ben yapamam.
I don't know where you're aimin'to go when you leave us, Jesse, or what you plan on doin'once you get there but, whatever it is, you ain't gonna be no better off than you are now.
Nereye gideceksin ve bizi ne zaman terkedeceksin ya da gittiğin yerde ne yapacaksın, bilmiyorum, Jesse ama ne olursa olsun, şu anki durumundan daha kötü olmazsın.
I don't know how you'll solve this or what good is going to come of it but whatever you do, Vic, I wish you all the happiness in the book.
Bu işi nasıl halledeceğini veya sonunda ne olacağını bilmiyorum ama her ne yaparsan Vic, sana sonsuz mutluluklar diliyorum.
But wait until the next full moon... or whatever it is that sets her off.
Ama yalnızca gelecek dolunaya kadar bekleyecek ve kimi öldüreceğini planlayacak.
But if there is to be any salvation for Germany, we who know our guilt must admit it, whatever the pain and humiliation.
Ama Almanya'nın selameti için acısı ve utancı ne kadar büyük olursa olsun..... biz suçlu olduğumuzu bilenler itirafta bulunmalıyız.
I don't know, but whatever it is, it's a whopper. He's too big to catch with a diaper pin.
Biraz ucuz kereste de aldım.
But, whatever it is, it's supposed to happen soon, right at the convention.
Ama her ne ise, yakında olması gerekiyor, Kongre sırasında.
Whatever it was destroyed everything that was living, but the planet is dead, totally dead.
Burada yaşayan her şeyi her ne yok etmişse bu gezegen ölmüş, tamamen ölmüş.
I agreed to the pancake, whatever it is, but the lipstick is out.
Krep almayı kabul etmiştim ama ruj yok.
Oedipus has a heart swollen with too much agony. He doesn't explain the new with the old according to reason but believing whatever is said, provided that it brings anguish.
Mantığımız artık işlemiyor ama anlaşılan o ki, acılara ona atfedilen şeyler neden oluyor.
But you're not going out to do whatever it is you're going out to do without me.
Her ne yapmaya gidiyorsan, onu yapmaya bensiz gitmiyorsun.
Whatever it was is gone now but let's ease on over in that direction.
Her neydiyse gitti ama bu yöne dikkat edin.
Bartender, I can't look, for whatever reason, I can't tell you what it is, but....
Barmen, bir sebepten ötürü ben bakamıyorum... nedenini de açıklayamam ama...
I don't know what I'm gonna do with you, but whatever your price is, it can't be too much, and I can always sell you to someone when you become worthless to me.
Seninle ne yaparım bilmiyorum, fakat fiyatın neyse, ki çok fazla olamaz, benim için bir değerin kalmadığında seni daima başka birine satabilirim.
I came to tell you that I can't live without you, and I'm ready to understand whatever there is, but it doesn't look like it makes much sense!
Sana sensiz yaşayamadığımı söylemek için gelmiştim,.. ... her şeyi anlamaya hazır olduğumu, ama artık bir anlamı yok.
But for the sake of this discussion, if it wasn't for just a cheap effect would you consider doing a nude scene, or getting raped or whatever the hell it is he wants you to do?
Varsayalım ki, böyle basit bir rol olmasaydı bir sahnede çıplak görünmeyi ya da tecavüze uğramayı ne bileyim, oynamanı istediği rolü, oynar mıydın?
I don't like it... but I'm an officer of the law and I will do whatever is necessary to lock up these indictments.
Benim de hoşuma gitmiyor ama ben kanun adamıyım ve bu adamları yakalamak için ne gerekirse onu yapacağım.
BUT, WHATEVER IT IS, KEEP DOING IT.
Fakat, herneyse yapmaya devam edin.
But I'm telling you, he is in our hands now... and whatever happens to him, it won't be decided by you.
Fakat sana onun elimizde olduğunu söylüyorum... ve ona ne olacağı senin kararına kalmış bir şey değil.
You must have been through something terrible, but whatever it was is behind you.
Bazı kötü şeyleri atlatmış olmalısın, Fat o herneyse senin arkanda kaldı.
But, whatever it is... she's got it.
Ama ne olursa olsun... Tasha'da ona yakalanmış.
but whatever 187
but whatever happens 27
but whatever you do 46
but whatever it was 43
whatever it is 1472
it is 11007
it is good 116
it is not okay 24
it is what it is 220
it is done 137
but whatever happens 27
but whatever you do 46
but whatever it was 43
whatever it is 1472
it is 11007
it is good 116
it is not okay 24
it is what it is 220
it is done 137
it isn't 1519
it is mine 58
it is me 119
it isn't worth it 21
it isn't real 27
it is not possible 57
it is beautiful 109
it isn't possible 18
it is possible 151
it isn't fair 52
it is mine 58
it is me 119
it isn't worth it 21
it isn't real 27
it is not possible 57
it is beautiful 109
it isn't possible 18
it is possible 151
it isn't fair 52