Cameron traducir turco
3,637 traducción paralela
If you encounter Agent Cameron, take all necessary precautions.
Eğer Ajan Cameron ile karşılaşırsanız gerekli tüm önlemleri alın.
Didn't have to end like this, Cameron.
Bu şekilde bitmek zorunda değildi, Cameron.
Too bad, Cameron.
Çok kötü, Cameron.
Harvey and Cameron made a deal to take you down.
Harvey ve Cameron seni alaşağı etmek için anlaştılar.
So why are you pressing me for a confession, Detective Cameron?
Neden o zaman benden bir itiraf cikartmaya calisiyorsunuz, Dedektif Cameron?
Ms. Watkins was smart enough not to ask for her attorney until she'd heard Detective Cameron's entire case against her.
Bayan Watkins, Dedektif Cameron'in ona karsi davasini duyana kadar avukatini istemeyecek kadar akilliydi.
Cameron's trying to keep her in custody until she talks.
Cameron onu konusana kadar goz altinda tutmaya calisiyor.
Detective Cameron's instructed us to consider the suspect armed and dangerous.
Dedektif Cameron supheliyi, silahli ve tehlikeli olarak dikkate almamiz gerektigi talimati verdi.
Don't know why, but Cameron's determined to bring her in, dead or alive.
Nedendir bilmiyorum, ama Cameron onu ele gecirmekte karali. Olu ya da diri.
Detective Cameron ordered us to consider Vanessa armed and dangerous.
Dedektif Cameron Vanessa'yi silahli ve tehlikeli olarak gormemizi emretti.
- Is Cameron HR?
- Cameron HR'den mi?
Jeremy made Cameron out to be a racist liar on the stand.
Jeremy Cameron'u irkci bir yalanci olarak gosterdi.
The defendant walked, and the prosecutor who let Cameron get hung out to dry?
Sanik serbest kaldi, ve savci Cameron'u suclayan kisi...
Cameron isn't HR.
- Cameron HR'den degil.
Vanessa would rather jump off a building than have Cameron take her in.
Vanessa, Cameron'un onu yakalamasindansa binadan asagi atlamayi tercih eder.
I swiped a copy from Cameron's desk on my way out of the station.
- Polis raporunu okumussunuz. Merkezden ayrilirken Cameron'un masasindan bir kopyasini almistim.
He wouldn't have let Cameron hunt me down like this,
Cameron'un boyle pesime dusmesine izin vermezdi.
Better get back before Cameron turns the troops on me.
Cameron beni aramadan once geri donsem iyi olur.
- Yes? - Hi. I'm Cameron Tucker.
- Selam, ben Cameron Tucker.
I am sorry that my history with Cameron put a target on your back, but I am not sorry that I did everything in my power to help you every chance I got.
Cameron ile olan geçmişimin seni hedef almasından dolayı üzgünüm ama bulduğum her fırsatta sana yardım için bütün gücümü kullandığım için üzgün değilim.
Before I left the States, we were already halfway through divorce proceedings.
Ben Amerika'dan ayrılmadan önce, zaten Cameron'la Boşanma işlemlerimizi yarılamıştık.
Cameron moved to Arizona to be with his new girlfriend, and I went to Mes Aynak.
Cameron kız arkadaşıyla birlikte olmak için Arizona'ya gitti. Ben de Mes Aynak'a gittim.
Look, I wish I could tell you Cameron was some nut or bad person, but he wasn't.
Bakın keşke Cameron'ın deli veya kötü biri olduğunu söyleyebilsem. Ama değildi.
Your ex-husband, Cameron Hecht.
Eski kocanız, Cameron Hecht.
- You talked to Cameron?
- Cameron'la mı konuştunuz? - Bütün ayrıntılarıyla.
My name is Cameron Patterson.
Adım Cameron Patterson.
Cameron, you don't have to say that ever again.
Cameron, bunu bir daha söylemek zorunda değilsin. Tamam mı?
Earlier today, someone in the faculty bathroom was messing around with the phrase "Cameron Tucker dome."
Bu sabah öğretmenler tuvaletindeki biri "Cameron Tucker yeri" diye bir şeyler söylüyordu.
Mitchell! Cameron!
Mitchell, Cameron!
But what we do know is his name is Cameron Ducane, 30, lived in the Bronx.
Adının Cameron Ducane, yaşının 30 ve Bronx'ta ikamet ettiğini biliyoruz.
Cameron?
Cameron mı?
That's Cameron Ducane... our victim.
Bu Cameron Ducane! Bizim kurban!
Cameron abandons his partner Jimmy when he comes down, leaving him to take the fall.
Cameron ortağı Jimmy'i binada yalnız bırakır. Jimmy de hapse girer.
Ridden with remorse, Cameron tries to put it all behind him, start his life anew.
Cameron pişmanlık dolu bir şekilde her şeyi geride bırakır. Yeni bir hayata başlar.
No wonder Cameron was adding locks.
Cameron'ın neden yeni kilitler taktığına şüphe yok.
What makes you think Cameron was shot near the church?
Sana Cameron'ın kilisenin yakınlarında vurulduğunu düşündüren nedir?
Well, if he killed Cameron, he's probably halfway to Mexico by now.
Eğer Cameron'ı o öldürdüyse şimdiye kadar Meksika yolunu yarılamıştır.
Okay, so we pulled G.P.S. information from the past six nights that Cameron was at work, and nothing out of the ordinary.
Cameron'ın işte olduğu son 6 gecenin GPS kayıtlarını aldık. Olağandışı bir şey yok.
We scrubbed traffic cam footage from the Colfax building between the time Cameron left his house that night,
Cam'in o gece evinden çıktığı zamanla kiliseye gidene kadarki zaman arasında...
Must be from wherever Cameron was between 4 : 12 A.M. and when he was shot at 6 : 30.
Cameron 04.12 ile vurulduğu 06.30 saatleri arasında neredeyse oradan geldi.
Canvass the area in Alphabet City where Cameron's practice route ended.
Alphabet City'deki Cameran'ın güzergâh deneme yolunun bittiği yere kadar olan trafik kameralarını inceleyin.
Probably broke the window with his elbow before firing down at Cameron.
Muhtemelen Cameron'a ateş etmeden camı avucuyla kırdı.
Okay, so this must be where Cameron got him from.
- Cameron'ın onu aldığı yer burası olmalı.
I spoke to Cameron's wife again.
Cameron'nun eşiyle tekrar konuştum.
You know, even though he had been shot, Cameron did everything he could to keep that baby safe.
Biliyor musun, vurulmuş olsa bile Cameron, bebeği güvende tutmak için her şeyi yaptı.
- Just like on Cameron.
- Cameron'ın üzerindeki gibi.
What about Cameron?
Peki Cameron?
It's Cameron's lottery ticket, and it's motive.
- Bu Cameron'ın loto kuponu. - Aynı zamanda da cinayet sebebi.
A second ticket with the exact same numbers was sold in the City just hours after Cameron's body was found.
Cameron'ın cesedi bulunduktan saatler sonra şehirde aynı rakamların bulunduğu başka bir kupon daha satılmış.
Cameron's already spotted her.
- Cameron onu zaten tespit etti.
Why would you want to talk to Cameron?
Neden Cameron'la konuşmak istiyosunuz?