Cellphone ringing traducir turco
65 traducción paralela
That's Chico's cellphone ringing.
Bu çalan Chico'nun telefonu.
[Cellphone ringing]
Haklısın.
Take your niece to the grove or to have lunch. [cellphone ringing] go ahead - - anything to end this.
Yeğenini koruya yada yemeğe götür.. Devam et- - bu iş bitsin de..
Exactly. [cellphone ringing]
Kesinlikle.
( cellphone ringing ) - What the... fuck?
Neler oluyor?
[cellphone ringing ] [ chuckles] like I said, take it up with Fernandez.
Dediğim gibi, Fernandez'le konuş.
He's standing us up again? [Cellphone ringing]
Yine bizi ayakta mı dikiyor?
[cellphone ringing] Oh. Someone's looking for you.
Biri seni arıyor.
[Cellphone ringing] I'm hearing bells.
- Zil sesi duyuyorum.
You understand? [Cellphone ringing]
Anlıyor musun?
[Cellphone Ringing]
[Telefon çalıyor]
[cellphone ringing ] [ beep]
[Cep telefonu zil ] [ Bip]
Yeah. [Cellphone ringing]
Evet.
[Cellphone ringing] Too much caffeine, I guess.
Sanırım çok kafein tükettiğimden oluyor.
And when one is subjected to that kind of pain, sometimes a doctor can help. [Cellphone ringing]
Ve birisi bu tür bir ağrıya maruz kaldığında doktorlar bazen yardımcı olabilir.
[Cellphone ringing] Oh, excuse me.
İzninle, özür dilerim.
Just let me get this. [Cellphone ringing]
Ama önce bunu cevaplamam gerek.
I heard my cellphone ringing.
Telefonum çalıyor.
- [Door closes ] - [ Cellphone ringing]
- [Door closes ] - [ Cellphone ringing]
[Cellphone ringing] I don't want you anywhere near those pills.
O ilaçların yanına yaklaşmanı istemiyorum.
Their best chance is if they were able To swim to one of these outlying islands here. [cellphone ringing]
En iyi ihtimal, bu uzak adalardan birine yüzmeyi başarmış olabilirler.
[cellphone ringing]
- Gelinliği!
[Cellphone ringing, buzzing]
- Aman Tanrım!
[Cellphone vibrating ] I could make you french toast. [ Cellphone ringing] You wouldn't even know it was kale.
Sana yumurtalı ekmek yapabilirim sen içinde lahana olduğunu bile anlamazsın.
Why can't he just stay out of this? ( CELLPHONE RINGING )
- Neden bu işe karışmadan duramadı ki?
You should be having fun. But just because you're smart, Nick... [Cellphone ringing] And you really are.
Eğer dışarı çıkıp oynamak gerekir.
( whistle blows ) Perhaps the most heinous example of cellphone abuse is ringing in the theatre.
Cep telefonunun kötü kullanımına en tiksindirici örneklerden biri... tiyatroda çalmasıdır.
[Cellphone ringing] Yes?
Gerçekten mi?
Andrew's cellphone started ringing.
Düğün gününün sabahı Andrew'nun cep telefonu çalmaya başladı.
( cellphone ringing ) Is that her?
O mu?
My cellphone's ringing.
Cep telefonum çalıyor.
[cellphone ringing] Hello.
Alo.
[cellphone ringing] Oh! Oh, it looks like it's your work calling.
Görünüşe göre, iş yerinden arıyorlar.
( Cellphone ringing ) - It's my phone.
- Benim telefonum.
[Cellphone ringing] Thank you. Uh, sorry.
Sağol. üzgünüm, bir dakika.
Your cellphone is ringing!
Telefonun çalıyor.
Your cellphone's been ringing all day.
Telefonun bütün gün çaldı.
[Cellphone ringing]
Ben Neal.
( Cellphone ringing ) Oh, it's Joe!
Bu Joe!
- It's ringing. - ( Cellphone rings )
Çalıyor.
And it's only good until that cellphone starts ringing.
Ve sadece telefon çalana kadar geçerli.
[cellphone ringing] Nurses'station.
Hemşire masası.
[Cellphone rings] My phone is ringing.
Telefonum çalıyor.
[Cellphone ringing] Hello?
Merhaba?
[Cellphone ringing] I-I-I'm sorry.
Özür dilerim.
[Cellphone ringing]
İyi seyirler!
I... [cellphone ringing]
Ben...
( CELLPHONE RINGING ) Or not.
- Ya da başlamıyorsundur.
( CELLPHONE RINGING ) It's work.
- İşten arıyorlar.
[cellphone ringing ] [ sighing ] [ beep] bad news travels fast.
Kara haber tez duyulur.
[cellphone ringing ] [ sighing] gates.
Gates.