Challenge accepted traducir turco
114 traducción paralela
- Challenge accepted!
En Garde! - düello kabul edildi!
Challenge accepted!
Meydan okuman kabul edildi!
- Challenge accepted.
- İddia kabul edildi.
Challenge accepted.
Meydan okuman, kabul edildi.
Rematch. - Challenge accepted.
- Meydan okumanı kabul ediyorum.
All right, challenge accepted.
Peki. Bu mücadeleyi kabul ediyorum.
Challenge accepted.
Mücadeleyi kabul ediyorum.
No, challenge accepted, De Niro. I will hook you up with De Niro.
De Niro ile seni görüştüreceğim.
- Challenge accepted.
Meydan okumayı görüyorum.
Challenge accepted.
Düello kabul edildi.
- That wasn't a challenge.-Challenge accepted.
- Bir şey iddia etmedim. - İddiaya girilmiştir.
Challenge accepted.
İddia kabul edilmiştir.
When he first pointed a telescope at the heavens, he was taking a radical step, and what he saw would challenge accepted knowledge.
Teleskopunu ilk kez göklere çevirdiğinde, radikal adımlar atmaya başlamıştı, ve gördüğü şey kabul edilen bilgilerle ters düşmekteydi.
Challenge accepted.
Blöfünü görüyorum.
- He has accepted my challenge.
- Talebimi kabul etti.
- We have already accepted the challenge.
İsteğini çoktan kabul ettik.
Challenge was given and lawfully accepted.
Meydan okuma önerildi ve yasalara uygun kabul edildi.
We have accepted the challenge.
Öncelikle Valencia'da...
An incredible variety of animals have accepted the challenge of living in the Pre-Namib where you are never sure whether it'll rain this year or next year.
Yağmurun bu yıl mı yoksa gelecek yıl mı yağacağından hiç emin olamadığınız Pre-Namib'de yaşamanın zorluklarına katlanmayı, inanılmaz değişik türde hayvan kabul etmiştir.
"Rimspoke has accepted Gore-Slimey's challenge."
"Rimspoke Gore-Slimey'inin meydan okumasını kabul etti"
- He accepted your challenge, leader.
Meydan okuma kurallarına göre ikiniz karşılıklı savaşacaksınız.
I accepted his challenge, not them.
Ben onun mücadelesini kabul ettim, Onlarınkini değil.
You accepted the challenge.
Meydan okumayı kabul ettin. Söylenecek başka bir şey kalmadı.
- You accepted the man's challenge.
Adam sana meydan okudu, sen de kabul ettin.
The challenge is accepted.
Kabul edilmiştir.
But I have accepted your challenge.
Ama meydan okumanı kabul ettim.
The challenge has been given and accepted.
Meydan okumaya izin verildi ve kabul edildi.
- You accepted his challenge.
Meydan okumasını kabul ettin.
Master Tsuji, accepted my challenge without being begged about it.
Usta Tsuji, benim meydan okumamı | hemen kabul etti.
Madison accepted the leadership challenge.
Madison liderlik davetini kabul etti.
[Man] "Suh," your challenge is accepted.
Bayım, davetiniz kabul edilmiştir.
You challenged me and I accepted your challenge.
Bana meydan okudun, ben de kabul ettim.
Ladies and gentlemen, this brave man has accepted the "Sirloin-a-Lot" challenge.
Bayanlar ve baylar, bu cesur adam "Büyük sığır filetosu" na meydan okudu.
But the father accepted your challenge. He defeated you! I was defeated by the nehret!
Çocuk kuvah'magh değil..
Many accepted the challenge, only to lose.
Bir çok insan bu meydan okumayı kabul etti, ama kaybettiler.
I merely challenge the accepted view... that children are non-sexual.
Ben çocukların cinsellikle ilgisinin olmadığı görüşüne karşı çıkıyorum o kadar.
I am greatly pleased that you have accepted my challenge.
Davetimi kabul ettiğiniz için son derece memnun oldum.
Gentlemen, this regiment... has always accepted, any challenge offered... and has delivered, whatever the cost or sacrifice
Beyler, bu alay... her zaman, her şeye meydan okudu. Ve her ne olursa olsun görevini yerine getirmiştir.
I accepted the challenge.
"Bu meydan okumayı kabul ettim."
They accepted the challenge.
Meydan okumayı kabul ettiler.
He has already accepted the challenge.
Meydan okumayı zaten kabul etti.
That is because that idiot Punjabi boy accepted a challenge..
Çünkü kendini beğenmiş aptal bir Punjab çocuğu bize meydan okuyor.
Yes, of course, we are individuals who have accepted the challenge and the responsibility to lead in the name of a society as a whole.
Elbette, ama bu, toplumun bütünü için mücadele etmenin ve bu uğurda liderlik yapmanın sorumluluğunu sırtlanmış bir bireyciliktir.
We've accepted the challenge.
Meydan okumayı kabul ettik.
- I accepted the challenge.
- Düelloya çıkmayı kabul ettim.
Even now, I still ask myself if she accepted the challenge out of a real passion for the game, or merely for the love of money.
Hâlâ bu meydan okumayı, oyuna karşı duyduğu saf tutkudan ötürü mü yoksa basit bir para aşkı yüzünden mi kabul etmişti bilemiyorum.
Twister reluctantly accepted the challenge, and although he held back during the fight.
Twister onun meydan okumasını kabul etti.
Challenge accepted.
- Meydan okuma kabul edildi.
This new style of anatomy lesson was a brazen challenge to accepted wisdom.
Bu yeni anatomi dersi tarzı, kabul edilmiş bilgiye karşı küstahça bir başkaldırıydı.
If that's a challenge, consider it accepted.
Eğer bu bir meydan okuma ise kabul edildiğini bil.
And it's not like the opposite would work. There's no way a guy could pick up a girl, going around talking like a little boy. - Challenge accepted.
Çeviri : nazo82 İyi seyirler.